*

  • çocuk bir dimağ iken, annemin bana haftada iki üç defa emir komuta zinciri çerçevesinde yaptırdığı fiildir.

    şu sıralar daha modern kentleşme ile birazcık kaybolan, ancak türk geleneklerinden gelen bir olaydır yapılan yemeğin komşuya servis edilmesi. özellikle kokusu çıkabilen balık, et vs.. gibi bir yemekse bu yemeğin servis edilmesi kaçınılmazdır. hatta o apartmanda komşuluk ilişkileri üst düzeydeyse, kokusu çıkmayan bir yemek olsa dahi haftalık yemek değiş-tokuş senkronizasyonu en az iki kere vuku bulur. onu taşıyacak olan dimağ ise evin küçük, mirc'te takılan ve khaled mardam bey adlı iğrenç silületi hergün görmek zorunda kalan çocuğudur. dial-up mağdurudur.

    halbuki hiçbir çocuk istenmez bunu yapmayı, sürekli bahaneler uydurur. bazen sevdiği kızın olduğu daireye gönderir anne çocuğu, utanır çocuk, sıkılır, üstü başı düzgün olmaz. bu durumda yemeği düşürme seviyesi %80'dir kendisinin. oysa kendisi gayet düzgün ve karizma biçimde görünmek ister ona. yan masadan gönderttiler garsonu olmak istemez o; sevmez o adamı, saçma bulur.
    üstelik, kurulacak paldırpalas cümlelerin içinde kaybolma tehlikesi vardır çocukcağızın, bildiği 100-200 kelime'nin içinden cümle kurma seanslarına gark olur. cümlesi tek, düzgün ve hızlı biçimde çıkmalıdır ağzından.

    aklından cümle çeşitleri geçer. ilk sample şudur; "merhaba x, bunu annem gönderdi".
    bu çok yalındır onun için, biraz daha bağlaçla kaplasa daha presentabl olacağını düşünür. gülgün feyman'ın kırmızı ceketi ve kısa saçıyla kurduğu ağdalı cümleler aklından geçer ve şu ortaya çıkar; "merhaba x, iyi akşamlar. bu yemeği annem gönderdi ancak sıcak yenirse daha güzel olur diye de ekledi. iyi akşamlar diliyorum".

    çocuk cümlesini kendince bulmuştur. vakur bir biçimde yemeği teslim edecek ve sunumu ile komşu kızını etkileyecektir. çünkü bunu yaparsa kendinden büyük adamın olmayacağını düşünür dairesinin aralığına terlik sokulmuş kapısından içeri girerken. halbuki, kapı aralığına terlik sıkıştırılarak karşılanan bir adamın bu büyüklüğü nerden geliyor diye de düşünür sonra.

    bütün bu fırtınalı presentabl garson fiillerinden sonra yorulmuştur dimağ, duvarında michael jordan ve türevi starların resmi olan odasına girer ve mirc'teki yolculuğuna kaldığı yerden devam eder. artık kendisinin tek isteği apartman garsonluğu için "oğğğğluuuummmmmm gelllll aytennnn teyzennlereee şunuuu götüüüürrrr" adlı komutu duymamaktır...
  • apartmandaki durumu ayrıdır, yazlıktaki durumu ayrıdır bu çocuğun. ben yazlık boyutuna değinmek istiyorum. özellikle çay saati -ki bu deniz dönüşü akşam üzeri saatleridir- belli bir kaç kişiye ikram taşır durur. balkonların önünden geçerken stres olur çünkü diğer komşulara ayıp olmasın diye peçeteyle kapatılan o tabak üzerindeki peçete bir türlü durmaz. kayar açılır sinir eder. aman usturuplu götüreyim dökülmesin, saçılmasın, görülmesin derken bayağı göreve dönüşür bu iş. böyle bir ritüeldir. fakat şimdi düşününce herşeye rağmen güzeldir. yanında ailen, çevrende sevdiklerin, mevsim yaz ve yanakları güneşten kızarmış bir çocuksun.
hesabın var mı? giriş yap