*

  • turkiye fen liseliler dernegi bursa subesi lokali.
  • bursa fen lisesi, 1989 yılında bursa'ya bağlı demirtaş nahiyesi'nde kurulmuştur. ilk zamanlar tek bir binadan oluşan okulumuz daha sonra öğrencilerin de katkılarıyla şu anki yurt binasına kavuşmuştur.

    sınav sistemleri nedeniyle kapasitesinin çok altında mezun verebilmesine rağmen, özellikle ilk zamanda yetiştirdiği öğrenciler şu anda önemli konumlarda bulunmaktadır. okulumuz türkiye'deki liseler arasında en iyi dördüncü lise iken, ne yazık ki, son yıllarda 9.luğa kadar gerilemiştir. bunun sebebi hakkındaki şahsi kanaatim öğrencilerin rahatlık seviyelerinin, başarı dereceleriyle negatif korelesyon gösterdiğidir.

    okulumuzun konumu çok özeldir. her öğrenci, sabahleyin, ismetiye'nin horozları eşliğinde, ismetiye'nin tepelerinden akan ışık seliyle yüzünü yıkar. derslerde öğrenciler gözlerini yemyeşil tepelerden ve bu tepelerden birine kurulmuş santral bacalarından alamazlar. biraz düşünüldüğünde okulun bu tür özelliklerinin tamamen bilinçli olarak öğrencileri motive etmek amacıyla ortaya çıkarıldığı anlaşılır. santral bir çok öğrenci için gelecekte çalışmayı hedeflediği iş yerini, yemyeşil tepeler içindeki orman evi de gelecekte sahip olmayı düşündüğü rahat hayatı temsil eder.

    demirtaş gibi bir yerde kurulması da öğrencilerin gezerek vakit kaybetmektense okulda ders çalışarak vakit geçirmelerini sağlamak içindir. okulun demirtaş'ta bulunmasının bir diğer faydası da okulun futbol seviyesinin artmasıdır. hafta sonları ders çalışmaktan sıkılarak camdan dışarıyı izleyen öğrenciler demirtaşlı küçük çocukların futbol maçlarını izleyerek mükemmel derecede futbol yeteneği kazanmışlardır.

    okulun hiç kimsenin vazgeçemeyeceği bölümü kantindir (kantinin düğün, mevlüt, sünnet düğünü olarak kiralandığı zamanlar hariç). öğrenciler hafta içlerinde sosyal varlık olma gereklerini burada giderirler. kantinde televizyon izlenebilir, masa tenisi ve bilardo oynanabilir. okulun yemeğini ders başından kalkamadığından dolayı istemeyerek de olsa kaçıran öğrenciler de kantinde karınlarını doyurabilirler.

    söz bu noktada okulun yemekhanesine geldi. yemekhane, kantinin "aksine" tamamen fizyolojik güdülerle öğrencilerin toplandığı mekanlardır. bu güdülerini kontrol edemeyecek kadar aciz ve okulun yemeğini yemekte sabırsız olanlar kaynamak denen olayı yaparlar. okulun yemeklerinin kalitesinden bahsetmeye gerek yok. üç yıllık bursafen hayatımda ben sadece bir elin parmakları kadar öğün kaçırmışımdır.

    yurt 4-6-12 kişilik odalardan oluşur. odalar halıflex kaplı olup, ikişer katlı demir ranzalar ihtiva ederler. bunların yanında her öğrencinin kendine ait gece ışıklı masası vardır. etütler odalarda yapılır. ben bunun da kasıtlı bir sebebi olduğuna inanıyorum. bu uygulamayla yapılmak istenen öğrencilerin etüt saatlerinde bir yanda yataklarını bir yanda da çalışma masalarını görerek, bunlardan birini seçmek durumunda bırakılmasıdır. dolayısıyla öğrencilere doğru karar verme ve nefislerine hakim olma yetisi kazandırılır.

    okulumuzun eğitim kadrosu bursa'nın en iyi öğretmenlerinden oluşur. öğretmenler öğrencilerle sıkı bir diyalog içindedirler. ders içi faaliyetler yanında ders dışı faaliyetler de dönemde her dersten en az üç defa yapılır.

    dersanenin bizim okul öğrencileri için pek bir anlamı yoktur. ancak bunun aksine öğrencilerin tamamının dersanelere gittiği görülür. bunun da sebebi öğrencilerin haftasonları okuldan kaçma isteği olsa gerek.

    okulumuzun en önemli özelliği "demokrasi kalesi" olmasıdır. belirli ya da belirsiz zamanlarda okul idaresi ile öğrenciler yunan agoralarını andıran okulumuzun kantinindeki toplantı salonunda biraraya gelirler. bu forumlarla öğrencilerin okul yönetimde söz sahibi olmaları sağlanır. öğrenciler içlerinden geldiğince, özgürce konuşur. bu tür öğrenciler genelde arka sol köşede oturanlardır. bu forumların öğrencilere en önemli katkısı gelecekte nasıl bir yönetici olunmaması gerektiğinin uygulamalı örnekli olarak müdürümüz tarafından gösterilmesidir.

    görüldüğü üzere okulumuz bir müdür yardımcımızın da buyurduğu üzere yüzyılımızın oxford üniversitesi'dir. benim şahsi kannatim daha çok "ölü ozanlar derneği"ndeki okula, vermont koleji miydi neydi, oraya benzediğidir ama kim nereye benzetirse benzetsin bursafenli olmak, evliya çelebi'ye, yoldaş; sokrates'a, plato; uçan kuşa, yaren olmak demektir.
  • 3 yilimin gectigi, sosyal imkanlarin yetersiz oldugu ancak kimi zaman sirf kurulan arkada$liklardan dolayi ozlenen bir lisedir bfl.
  • binası ile bir fen lisesine yakışmasa da çok güzel bir yerdir. zaten kayda gelip de binayı görüp dönen bir çok kişinin olduğu söylenir. tam ismi "bursa ali osman sönmez fen lisesi"dir. aslında bir ortaokul olarak yapılmış, tam o sırada il milli eğitim müdürü'nün (ya da öyle bişey) bastırmasıyla fen lisesi olarak hayata geçirilmiştir (demirtaşta olmasının sebebi budur).

    ilk yılarında yatakhane yokmuş, millet 4. sınıfların olduğu katlarda kalıyomuş (nasıl yapıyorlarsa). biz gittiğimizde yatakhanesi vardı ama öyle halıflex, ışıklı masası falan yoktu henüz. etüdler de henüz sınıfta yapılmakta idi (ne mutlu ki). sonradan gittiğimde yandaki orta okulun da yatakhane olarakj bfl bünyesine katıldığını gördüm.

    yemekleri kötüydü (perşembe öğlenleri çıkan tavuk bile ama kötünün iyisi mantığıyla koşardık sıralara. hatta dersi olmayan hocalar bile gelirdi: atasert, sarıemir). hele cumaları haftanın tüm artıklarını içeren türlüsü... köfteci recep amca vardı yakınlarda, hayatımda yediğim en güzel köfte ve kazandibinin sahibi. bilmem sonradan kaldırıldı mı ama yemek sırasını düzeltmek için yapılan bar sayesinde kaynama oranı %1'e düşmüştür.

    futbol ve basketbol turnuvaları sonucu yatakhaneler savaş alanına döner. her yerde hocalar varken bile küfür halinde tezahuratlar yapılır.

    sabahları demir kapı kitlenir, içerde kaldıysanız yangın merdiveninden aşşağıya inilir, erkek-kız yatakhanesi arası geçiş pek bir yaygındır. derslerden kaçmak için sevk alınır (zaten eczaneci öyle ucube bir yerde biim sayemizde son model araba çekmişti altına. sonra yeni eczane açılınca eşantiyon yarışına girdiler öğrenciler kendilerine gelsin diye). sonra etüt araları ve etüt sonrası bahçede turlar aşıkların biricik aktivitesidir.

    okulun ekolü hakı baba'dır. onsuz bir bfl düşünülemezdi zaten. sonra atasert vardır, dünyanın en komik adamı. recep vardı gitti, şabo vardı, emiroğlu vardı, kemal çelik vardı, şimdi nerdeler bilinmez. fiko ise hamdi yüzbaşı'nın bfk versiyonudur (zaten leman takviminde hamdi yüzbaşının altına adını yazdığımızı bile yakalamıştı sağolsun). hocalara "öğrenci düşmanı" demek haksızlıktır bence (ama herkesin zamanı farklı tabi). mesela bir afd vardır, karamustafa vardır...

    buraya ne kadar yazarsam yazayım yetmez. oradaki dostluklar genelde hep devam eder. toplanılınca paso bfl geyiği çevirilir. hayatımın 3 güzel yılının geçtiği yerdir.

    kısacası:
    bursa fen'im benim biricik sevgilim
    söyle senden başka kimim var benim
  • 95 yilinda okuldaki ikinci senemde ayrildigim okul. anilarinin yillarca anlatildigi bir okuldur. tum fen liseleri gibi yatilidir. sartlar zordur, herseyden uzakta bir yerdir. yine de paylasmanin doyasiya yasandigi bir ortamdir. pazartesi sabahlari istiklal marsi sonrasi okula hakki baba tezahuratlariyla girilir. donemler arasi kavgalar cok yaygindir. fakat donem ici arkadasliklar cok uzun sure devam eder. pilav gunu, doner gunu gibi isimler altinda eglenceler yapilir. disiplin falan gibi gereksiz seylerin olmadigi, ogrencilerin kurallariyla yonetilen bir okuldur. ornegin okulun anahtarlari mezunlardan alt donemlere satilir, bu anahtarlara bilgisayar odasi, mudur, yardimcilari ve ogretmen odalari ve hatta mudurun evinin anahtari dahildir. geceleri yatakhaneden kacilip bu odalarda saklanilir. akabinde bilgisayar odasinda bilimum oyunlar oynanir. ayrica fizik dersleri tamamen bir komedidir. (bkz: murat atasert)
  • sadece bir bina içinde iki yılımızı geçirdiğimiz (lise1-2) (89-90,90-91) okul. bodrum kat yemekhane, giriş katı laboratuvarlar, ikinci kat sınıflar, üçüncü kat erkek yatakhane, dördüncü kat kız yatakhane.
  • (bkz: hakkı baba)
  • eğer sonradan değişmediyse tam adı bursa ali osman sönmez fen lisesi olan okul.
    okulun müdür yardımıcısı (daha sonra müdürü) olan hakkı baba'yı okulda ilk günümde bahçede bir yerlere beton dökerken görmüş olmam nedeniyle hademe sanmış olmamın şokunu ancak, yatakhane - dershane binalarının arası 50 metreyi geçmeyen bir okulda kar tatili yapması için omuzlara alıp tezahürat yaptığımızda atabilmiştim. mezun olduğumda yatakhane binasının önüne havuz yapmaya çalışıyordu ne oldu bilmem.
    yemekleri yenmezdi, perşembe günleri öğlen çıkan tavuğun suyunun* akşam yemeği olarak verilmesi, yemekhanede oluşması gereken kuyruğun köftecide oluşmasını sağlardı.
    bu arada okulumuzun renkleri de mavi yeşil olarak bizim zamanımızda seçilmişti. demirtaş'ın yeşil tepeleri ve gökyüzünden esinlenilerek. hatta o kadar demokratik bir okuldu ki okulun arma seçimi referandumla yapılmış idi.
    okulun bilgisayar odası da yine zamanımızda oluşturulmuş ve anahtarı ilk olarak ben ve arkadaşlarımdan oluşan bir çete tarafından baş müdür yardımcısı'nın odasından çalınarak çoğaltılmış, bugünkü kariyerin temelleri o odada ışıkları yakmadan geçen gecelerde atılmıştı.
    ancak okulun 2. mezunlarından (93) olduğum ve dolayısıyla her türlü kahrını çektiğim ancak okul duvarının parmaklıklarını boyamaya kadar her noktasında bir anım ve katkım olduğunu düşündüğüm için hep mutlulukla hatırladığım yuvamdır bu okul. üniversite yıllarımdan daha eğlenceli geçmiştir lise yıllarım burada.
  • istanbulda bulunan eski mezunları bugün the beatles cafede buluşacak, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpülecektir. okul, yurt anıları anlatılacak. öğrenci ve öğretmenler çekiştirilip, bol bol dedikodu yapılacaktır.
  • dun gece mezunlarinin bulu$tugu okuldur. gecede hakki baba telefonda konu$tugu butun mezunlari tanimi$ havasina burunmu$ universiteyi bitiren mezunlara ilginc ogutler vermi$tir.
hesabın var mı? giriş yap