• kaçınılmaz olma durumu:

    "insanın zaman zaman kendisini konuşmaya bırakıvermesi bir kaçınılmazlığın iş başında olduğunu gösterir."- n. uygur.

    (tdk)
  • kaçınılmazlık ilkesi: olayın meydana geldiği tarihte bilimsel ve teknik kurallar ve olanaklar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen zararın kısmen veya tamamen meydana gelmesi durumu. ( http://www.alomaliye.com/…alil_kagan_iskazalari.htm )
  • stratejide bir mücadelenin sonucunun, mücadele yeterince uzun sürerse, belirli bir tarafın lehine bitecek olması durumu. bu durumda, dezavantajlı olan taraf, mücadele yeterince uzamadan taktik olarak birşeyler yapıp durumu kurtarmak zorundadır.

    matrix filminde agent smith'in neo'ya karşı kullandığı "inevitability" kelimesi de bunu belirtir. eninde sonunda agent smith kazanacaktır.

    mtg'de:
    "inevitability is the strategic consideration that, all things being equal, one deck will beat another given enough time." ( http://www.wizards.com/…le.aspx?x=mtgcom/academy/36 )
  • geç de olsa farkettiğim şey. insan davranışlarında da kısmen kaçınılmazlık var, sebep sonuç ilişkisi var. şunu şunu yaparsan bu olacak abi diyebiliyoruz, ya da olma ihtimali çok artmaktadır. örneğin aşırı sıkı diyet yapınca yeme atağı geçirmek gibi, bu genelde beklenen bir şeydir. tam olarak kaçınılmaz mı bilmiyorum. yine de direnmek bana mümkün görünüyor, ama bir yere kadar olabilir. belki eninde sonunda yeme krizine yenileceksindir, bilmiyorum. ama bir kaçınılmazlık faktörü var.

    daha doğrusu kontrol edememe durumu var. insan olarak irademiz olduğu için birçok şeyi kontrol edebileceğimizi düşünüyoruz, özellikle kendimizle ilgili şeyleri. nitekim epiktetos da böyle demiştir, kendinle ilgili şeyler senin kontrolündedir demiştir. fakat bu her zaman doğru değildir. kendinle ilgili şeyleri de birçok durumda kontrol edemezsin, diyet örneğindeki gibi. çünkü hata yapmışsındır, bunu bunu yaparsan bu olur şeklinde işler senin kontrolünden çıkar. bu mutlak bir kontrolsüzlük mü yoksa her şeye rağmen engel olabilir misin bilmiyorum. ama mutlak gibi görünüyor, tıpkı topu bırakırsan yere düşer gibi.

    çünkü mesela insan nasıl hareket eder, beyin sinyal gönderir kaslara, onlar da elektrik sinyali ile harekete geçer. bu olmadan hareket edemez. yani hareket belli şartlara bağlıdır. işte bu şartlar kaçınılmazlığı ve kontrolsüzlüğü getirir. kendimle ilgili her şey kontrolümde, o halde sinyal olmadan hareket ederim, her şeyi yaparım denemez, sınırlar vardır. işte sen belli şeyleri yaptığında onlar bu örnekteki gibi şart yerine geçiyor, belli şeylere yol açıyor. o şartlar olduğu sürece o iş oluyor. felç olmadığın sürece hareket edebilmen gibi. kaçınılmaz bir şey. bu zorunlu nedenselliğe benziyor. bu bu nedenler olunca illaki bu sonuç ortaya çıkacak.

    aynı şartlarda aynı sonuç ortaya çıkar diye bir ilke vardır. bu doğru olsa da hayatta aynı şartlar olmayabilir. en ufak bir farklılık, farklı bir sonucu doğurabilir. bu kimyada da, fizikte de böyledir. bu da tesadüfü mümkün kılar. hayatta beklenmedik karşılaşmalar, sonuçlar oluşur. bazen markete gidersiniz, ordaki çalışan şunu alır mısınız der ve sonra muhabbet başlayabilir, bunu beklemeseniz bile. veya tesadüfen biriyle tanışırsınız, işi ilerletirsiniz. bunlar tamamen tesadüftür. ama olmasının garantisi de yoktur, şansa bağlıdır. bu kaçınılmazlığa aykırı gibi görünebilir, ama aykırı değildir.

    şöyle ki; kaçınılmazlık genelde daha az faktörün olduğu, izole durumlarda geçerlidir, yani aynı koşullarda. ama faktörler değiştiğinde farklı bir sonuç çıkar, bunun da ne olacağını bilemeyiz. hangi faktör hangisiyle biraraya gelirse ne sonuç çıkar öngörmek güçtür, özellikle insan hayatında. neyin neyle birleşince ne sonuç çıkaracağı belirsiz bir durumdur, muhtemelen o potansiyel sebebin içinde içerilmez, rastgele ortaya çıkar. yani o kombinasyon neden illa o sonucu çıkarıyor, bu tesadüftür işte. neden 2 hidrojen ile oksijen illa suyu çıkarıyor da başka şeyi değil? tesadüf çünkü. peki tesadüfi oluyorsa neden kendini tekrarlıyor hep? farklı sonuç çıkamaz mıydı?

    yanıtlayayım. eğer bi kere o sonuç çıktı ise rastgele olarak, o sonuç devam etmek zorundadır, işte buna zorunluluk diyebiliriz. yani 2 hidrojen bir oksijen hep sudur, ateş değil, elma değil. kendimle çelişmedim mi? hayır. sonucun değişmesi için faktörlerin değişmesi gerekir. atıyorum ateş sonucu da olabilirdi, ama o bi kere olduktan sonra faktörler aynı kaldığı için hep aynı sonuç gelmek zorundadır. sonucu değiştiren farklı faktörler ve farklı kombinasyonlardır. bu konuyu doğru kavradığımı düşünüyorum.

    felsefede kaba gerçek diye bir kavram vardır. bu bahsettiğim tesadüfilik buna benzer. yani neden 2 hidrojen bir oksijen ateşi değil de suyu meydana getirir? bu böyledir, açıklaması yok denir. kısmen doğru bir yaklaşım, ama tam tatmin etmiyor. yaptığım açıklama daha tatmin edici. o da olabilirdi, bu rastgeledir, ama bir kere o olduktan sonra tekrar etmek zorunda. burda rastgele olan tekrar etmesi değil, hangisinin denk geleceği. yani ateş mi suyun mu denk geleceği, ilk sonucun hangisi olacağı tesadüftür. tabi yapısı öyle, bu olmak zorunda da denebilir. ama tesadüfilik faktörünün önemli olduğunu düşünüyorum, zorunluluğu anlamak daha zordur.
hesabın var mı? giriş yap