• bir yahya kemal beyatlı şiiri

    geldikti bir zaman sarı saltık'la asya'dan.
    bir bir diyâr-ı rûm'a dağıldık sakarya'dan.

    seyrindeyiz atıldığı sahilsiz enginin,
    atmeydanı'nda ölmüş "enelhak" şehidinin.

    merhûm edirne şeyhi neşâti diyor ki: "biz
    sâf aynalarda sırroluruz öyle gâibiz."

    zâhid hayâl eder bizi meyhâne zındığı,
    bilmez ki sen ve ben hepimizdir tapındığı.

    gâibde bir muhâvere geçmiş de pek hafî,
    gaybî'ye söylemiş bunun idris-i muhtefî.
  • yahya kemal'in melamilikle ilgili şiiridir, görünenin ötesine* seslenir.
    ''enelhak şehidi'' dediği kişi ismail-i maşuki'dir. vahdet-i vücut fikrinden ''vazgeçmediği'' için kanuni döneminde at meydanı'nda idam edilmiştir.
    son beyitteki gaybi ise 1600'lü yıllarda -yine- zındıklıkla itham edilen ama canını korumayı başaran melamilik mensubu sunullah gaybi'dir.
    yahya kemal'in tasavvuf ve melamilikle ilgisini merak edenler için hilmi yavuz'un şu yazısı okunabilir.
  • bu şiirde neşati'nin dediği tam olarak şudur:

    "ettik o kadar ref-i teayyün ki, neşati
    ayine-i pür-tab-ı mücellada nihanız."
  • ayrıca bu şiirde "enelhak şehidi" denen, ismail maşukî'dir.

    (bkz: ismail-i maşuki)
hesabın var mı? giriş yap