• cocukluk donemi eylemlerimden biri. senin de belki. bakarsin dikkatli dikkatli babana. ogrenmeye calisirsin ne yaptigini, problem cikaran seyi nasil tamir ettigini bir cirak edasiyla.

    - "ingiliz anahtarını ver şemsi".
    + peki.

    guzeldir bu eylem. cocukluk gibi...
  • bir de bunun baba tamirat yaparken, elindeki alet edevati alip kacan cocuk modeli var :)
  • en bi sevdiğim çocukluk aktivitelerindendi.. malum, baba ile geçirilen süre işten mütevellit son derece kısa olunca her aktivitenin keyifli gelmesi durumu..
    yıllar sonra tek başıma eve çıkınca ampul/priz değiştirmekmiş, çivi çakmakmış, dolap kapağı tamiriymiş hep kendim yaptım. tişikkirilir sipirmin
  • tamir edemediğinde yavaş yavaş sinirlenmeye başlardı. anlardım. çünkü bana patlaması kaçınılmazdı. kaçardım.

    zevkli ve içten içe "allah'ım nolur yapabilsin!" diye içten dualı bir anı.

    keşke olsa da hep bana kızsa.
  • bir diğer görevi (bkz: abiyi bilgisayar oyunu oynarken izlemek) olan kardeşlerimizin, evdeki bir başka misyonudur.
    ''baba bunu böyle yapmasak da şöyle yapsak'' diye arada fikirler sunup ''afferin lan pezevenk kafan çalışıyor'' övgülerini almaları sonucu analitik zekalara sahip olmalarıyla bilinirler
  • çatıda anten ayarlayan babaya evin penceresinden olmadı az daha çevir karıncalı diye seslenmek gibisi yoktur. başında duramazsın ama çok büyük sorumluluktur.
  • özlenendir.
  • babamla ikimizin bir araya gelince en çok yaptığı şeydir.

    hatta babama "şunu da şöyle yapalım, onu yöne çevirelim" minvalinde fikir beyan edince "ulan,sen çocukken de derdim bu mühendis olcak diye, afferin lan" diye aldığım övgüler eşliğinde arada sırada küfürleşerek tamir edilecek eşya itinayla tamir edilir.

    canım babam, kalp.
  • küçükken çok izledim. hep parça artardı, alet çalışınca da demek gereksiz koymuşlar derdi.
  • o ışığı tutmak varya dünyanın en zor görevi olabilir
hesabın var mı? giriş yap