• -babaaaaa, başımı öne eğince ağrıyo
    -eğme o zaman

    -babaaaaa kolumu bükünce dirseğim acıyo
    -bükme o zaman

    (bu böyle gider)
  • bizim peder hoze takmış kafaya, evlendirecek beni, benim arkadaşları yakalamış onlarla dertleşiyor.

    -söyleyin şu arkadaşınıza da evlensin artık.
    +ya x amca bizim söylememizle evlenir mi o hiç?
    -evlenir evlenir, bizim yaşar'ın kızı var izmir'de onu alsın, yaşar çok iyi arkadaşım benim.
    +ya bakalım senin oğlan kızı beğenecek mi x amca?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +ya bakalım kız senin oğlanı beğenecek mi?
    -beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
    +bakalım babası kızı verecek mi bizimkine.
    -verir verir, adam çok iyi arkadaşım, sarhoş demez, kumarbaz demez verir kızını, kırmaz beni.

    adam malını biliyor abi.
  • (bkz: onu bunu bırak da mayıştan haber ver)
  • üniversiteye geldim kayıt için, arkadaşımla babam dışarda oyalanıyorlar. bir iş için lazım oluyorum arkadaşım o uzun kuyrukta bana bakınıyor, babam hemen yardımcı oluyor arkadaşıma.

    -arkalara bak, kesin en arkadadır bizim salak.
  • işletmeyi okuyup bitiren sss, mezuniyet sonrası yeni arayışlara girer. yıllar yılı gerek giriş, gerek gelişme, gerekse sonuç kısımlarında son derece istekli ve girişken olduğu yemek konusunda yeni ufuklara yelken açmak isteyen sss, gastronomi okuyalım yihuuu diye evlerin içinde zıplarken, realist baba ilk tepkiyi koyar:

    sss - evet karar verdim, hede'ye gidip gastronomi okuycam!
    realist baba - yani?
    sss - işte yemek filan, öğrenicem, aşçıbaşı olucam süper olucak!
    realist baba - yıllarca oku, sonra üstüne para ver, birdaha oku, sonra da garson olacaksın yani...
    sss - ühüph :.(

    aradan geçen günlerde babanın realist tokatları hız kesmeden yüzde patlar. hevesi kursağında kalan sss, hemen yeni ufuklar için araştırmaya koyulur ve bu sefer şansını endüstriyel tasarımda denemek ister.

    sss - tamam, ok, no gastronomi, karar verdim ama bu sefer kesin bak, tamam mı, ben endüstriyel tasarım okuycam!
    realist baba'nın iç sesi - kesin gerizekalı bu çocuk, karıştı hastanede, yok bu bizden çıkmış olamaz....
  • babanız sözde vefalı, babacan, alçakgönüllü ama gerçekte açgözlü, çıkarcı, rütbe-makam meraklısı ve yavşak ise şu şekildedir:

    -"o adam var ya bilmemnere emniyet müdürü, git gör, selamımı söyle." (bilmemnere'de işiniz çıkmıştır.)

    -"orda bilmemkimler var, onlara uğra, ben geldim de, selam söyle. (x şehrine gezmeye gitmişsinizdir.)

    -"bayramda bilmemkime mesaj at, önemli biri o" (bilmemkim babanızın hatırlı arkadaşıdır.)
  • özellikle çocuklarının gönül ilişkileri konusunda gösterdikleri realist tepkiler öküzlük boyutuna ulaşabilmektedir. hemen farklı iki babadan iki örnek verelim;

    oğlunun kep törenine gelmiş anne, baba kendisinin bir alt sınıftaki kız arkadaşıyla konuşmaktadır.

    anne: ay ne güzel bak ahmet, inşallah ayşe'nin de kep törenine geliriz seneye.
    baba: ohooo o zamana kaç ayşe gelir geçer.
    kız arkadaş : errör
    oğlan: utanç

    bu da başka bir aileden geliyor;

    baba: ee kesin ayrılmışlar mı artık? nolmuş o amerikalıyla?
    anne: evet, bitirdim diyor.
    baba: iyi yapmış, ona göre değildi zaten. üzülmesin hiç. en azından ingilizcesini ilerletti.
  • ortaokul yıllarımız. sefillik diz boyu. siz bilmezsiniz, o zamanlar ekmeği karne ile veriyorlar. yani şöyle oluyor: karnende zayıf mı getirdin aç kalıyorsun. öyle kötü günlerdi işte... bir akşam, alt kat komşumuz bize misafirliğe gelmiş, büyükler televizyon izliyor, biz komşu çocukları oyun oynuyoruz. efendim, laf dönüyor dolaşıyor bu bebelerin geleceklerine geliyor. meraklı da bi şeyim, kulak kabartıyorum konuşulanlara. komşumuz burhan amca bacak bacak üstüne atmış yedi köy sahibi duruşuyla: "valla hocam, şu salaklar okumaz da, aha bu gerizekalı okur." diye beni işaret ediyor. sanırım, iyi bir şey söylüyor. "bakalım," diyor babam, "hayırlısı." bahsettiği salaklar liseden sonra okumadı valla, aha bu gerizekalı da ne bok yemeye okudu, kimse çözemedi. büyüksün burhan amca. saygılar.
  • - bu ne bu?* uzaylı filmi mi?
    + sayılır. bak bu çocuk superman'in gençliği
    - hmmm...
    + bu diziyi on yıldır çekiyolar daha uçmayı öğrenemedi.
    - kabiliyetsizmiş demek ki.

    (bkz: kabiliyetsiz superman)
  • tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın! nasıl mı?

    -öss de ne beter şeymiş be baba.
    +hmm tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın.

    ------

    -çok yoruldum baba iş, çeviriler, almanca kursu, sevgilim derken başımı kaşıyacak vaktim kalmıyor.
    +hmm tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın.

    ------

    -yüksek lisans'ta baya zorluyorlar baba kafamı kaldıramıyorum.
    +hmm tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın.

    ------

    -baba acaip dişim ağrıyor pazartesiye kadar dişçiye gitmekte mümkün değil.
    +hmm tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın.

    işin ilginç yanı yaşadığım zorluklardan, sıkıntılardan, şanssızlıklardan nasıl zevk alacağımı yavaş yavaş kavramaya başlıyorum. boktan bir olayda zevk alınacak veya daha da iyisi komik bir taraf bulunca kesinlikle çok daha az sıkıntı çekiliyor.

    bir de bunun ekürisi olarak, belki de zevk almayı başarabilmek için her şeyde pozitif bir yön görmeye başlıyorsunuz. "fransız sevgilimden ayrıldım" dediğinizde, "olsun fransızcan gelişmiştir" diyen babanın mantığının özü de bu işte.

    life is beautiful'ı izlediyseniz ne demeye çalıştığımı daha iyi anlıyorsunuzdur. hayatın çok kötü bir espri anlayışı olduğu doğru fakat çoğu zaman bu esprilerin sonuçlarından kaçınmak mümkün olmuyor. eh kötü de olsa bir espri karşısında her zaman gülmeyi tercih ederim.

    neyse sonuç olarak, kariyer hedefim kadınlar için kendini savunma sınıfı açıp her hafta bir saat boyunca tecavüzün kaçınılmaz olması halinde zevk almalarını telkin etmek. bence tutar bu iş. pasif direniş?
hesabın var mı? giriş yap