hesabın var mı? giriş yap

  • skordan bağımsız belki de abartıyorum bilmiyorum ama bütün sporcularımız çok güzel değil mi? yani fiziksel güzellikten bahsetmiyorum, hepsinin yüzüne bakınca “ne kadar iyi bir insana benziyor” diyorum içimden istisnasız. hareketlerde, mimiklerde en ufak bir kibir, kendini beğenmişlik hissetmiyorum. birbiriyle olan iletişimlerine baktığımda o kadar samimi ki kimseyi birbirinden ayırt edemiyorum. takım olmak, aynı hedefe bütün olarak yürümek bu olsa gerek. gerçekten skordan bağımsız gurur duyuyorum. şu pazar sabahı ekstra duygulanmış bile olabilirim.

  • hatırlayanlar iyi bilir. bu dönem okuyanların bu sömestr tatilini asla unutmadıklarına eminim. o sene sömestr tatiline giren okullar 2 haftalık tatilin sonunda yoğun kar yağışı nedeniyle yanlış hatırlamıyorsam 1 hafta veya 2 hafta daha uzatılmıştı.

    bu o dönem okuyanların altın çağı gibi bir şeydi. bu kadar keyif veren ve o yoğun karın keyfini çıkarıp sömestr tatilinin kar tatiliyle birleşmesi muhteşemdi.

    zaten o günden sonra burnumuz boktan çıkmadı arkadaşlar. ne bir daha öyle kar yağdı ne de o hissi bir daha alabildim. bilseydim son olduğunu dönüp bir kez daha sarılırdım.

  • latince ismi atropa belladonna dir; dogu anadolu bolgemizde oldukca fazla bulunur ve bogurtlene benzeyen kirmizi bitkilerinin cazibesine kapilip yiyen cocuklarda zaman zaman olumle sonuclanan zehirlenmelere neden olur.

  • kaan'a çektiği şut için kızmak futbol cehaletidir. tüm takım neredeyse 18 içinde kalmış ve kaptırılacak top kontraya sebep olur. böyle pozisyonlarda atak sonlardırma tercih edilir ve bu yüzden de gol olursa süper gol olsun, olmazsa da dışarı çıksın vurusu tercih edilir. buna altyapı eğitimi deniyor.

  • babası ölen, yetim büyüyen, üvey evlat olan, tutuklanan, hapis yatan, sürgünlere gönderilen, işsiz kalan, böbreklerinden hastalanan, göğsünden vurulan, mesleğinden atılan, idama çarptırılan, karısından boşanan, karaciğeri iflas eden; ama her ne olursa olsun bizi kimselere ''uşak'' etmeyen bir adamın maaşıdır bu. fazlasıyla haktır. öyle bir helaldir ki ışıltısından önünü göremezsin.

  • noldu ha noldu? bizi beden dersine cikarmayip zorla matematik yaptirdin da nooldu? kedinin cigere baktigi gibi okul bahcesine baktik camdan. nooldu? o 35 kisilik sinifin hepsi profesor mu oldu?

  • tuhaf ve acı verici güzelleşme metotları uygulayan, etiyopya'da yaşayan kabile.

    küçük yaşlarda alt dudaklarını, çeneyle birleştiği noktadan kesiyor ve çekerek genişletiyorlar. oluşan boşluğa da tabak takıyorlar. yaşları ilerledikçe ve dudakları esnek hale geldikçe taktıkları tabakların boyutunu büyütüyorlar. evlenecekleri zaman taktığı tabağın büyüklüğü ölçülerek, erkek tarafından o kadar sığır isteniyor.

    güzelleşmek ve daha cazip olmak adına bir de vücutlarında şu şekilleri oluşturuyorlar. vücudunda en fazla şekil olan kadın, en güzel, en alımlı, en cazip kadın sayılıyor imiş.

    şekilleri yapmak için, önce sarı akasya ağacının dikenleriyle deriye kesik atıyorlar, sonra deriyi kaldırıp, içine kül dolduruyorlar ki enfeksiyon oluşsun ve deri böyle şişsin. deri şişince, bu sefer yaranın iyileşmesi ama iyileşirken de bu şişkin görüntünün muhafaza edilmesi için üzerine mangal kömürü basıyorlar. ve tüm bunları yaparken de ağlamamayı koşul koyuyorlar.

    kabul, tuhaf bir güzelleşme metodu. peki bizimkiler de öyle olamaz mı? mesela neden saçlarımız beyazlayınca rahatsız olup boyuyoruz? kavisli burnu neden çirkin bulup, ameliyat oluyoruz? belimizi ince, kalçamızı geniş tutma çabamız niye? neden saç ekimi yaptırıyoruz? kellik niye çirkinlik göstergesi? tırnaklarımızı neden uzatıyoruz? bunu niye estetik buluyoruz? neden tırnak etrafındaki etleri alınca güzel olduğumuz kanısına varıyoruz? sivri çene neden çirkin geliyor? kaşlarımızı neden alıyoruz? erkek uzun boylu değilse, neden çirkin kategorisine konuluyor?

    ve daha nicesi..

    bence tuhaf olan sadece mursi kabilesi değil.