• kitap okumayi sevenlerin katildigi ve onlara yonelik aktiviteler duzenleyen kluptur. ne midir olabilir bu aktiviteler: ucuz kitap satisi, kitap kiralanmasi, onerilen kitaplar, secilen bir kitabi okuyup topluca tartisma, kitaplar hakkinda yorumlar,... sanal ortamda serpilmistir bu book clublar. artik kitlelere ulasmaktadirlar.*
  • vancouver'da kanadali hayat kadinlari bir kitap klubu kurmuslar.

    kaynak:http://www.canada.com/…-beb4-49f7-90c9-4ce3133baa45
  • aynı zamanda bir malcolm in the middle bölümü.
  • dün gece katıldığım ve cornflakes for dinner kitabıyla bu serüvene başladığım klüptür. bir sonraki buluşmamızda kitap hakkında tartışacak ve yorumlayacağız. bir sonraki kitabı seçip devam edeceğiz.
  • https://www.imdb.com/…tt6857166/?ref_=nm_flmg_act_4

    2018 yapımı komedi filmi.

    orta yaş üstü 4 hanımın kitap kulübünde fifty shades of grey serisini okuması ve sonrasında olan olaylar.

    filmle ilgili ilginç bir detay da, filmin aktörlerinden don johnsonın (ki belli yaşın üstündeki sözlük yazarları kendisini 80'lerin miami vice dizisinden hatırlayacaktır) fifty shades of grey filmlerinin kadın başrol oyuncusu dakota johnsonın babası olması.
  • (bkz: book club (film)) şeklinde bir başlık olmadığı için burada paylaşayım görüşlerimi...

    bu film bir şaheser değil ama oldukça farklı ve insanın içini açan bir film. öncelikle oyuncu kadrosu şampiyonlar ligi gibi bir film. diane keaton, jane fonda , andy garcia , mary steenburgen gibi kendi jenerasyonlarının en başarılı isimlerinden birkaçı var.

    filmin çıkış noktası oldukça farklı. dört kadın bir kitap kulübü kurmuşlar ve kariyerleri, özel hayatları farklı olsa da kitap kulübünü sürdürmüşler. dört kadın 50 shades of grey okumaya başladıktan sonra, başlarına gelen olaylarla birlikte farklı şeyler hissediyorlar ve yaşıyorlar. dördü de oldukça farklı olduğu için dört ayrı hikayeyi tek filmde izlemiş oluyoruz. böyle olunca sıkıcı olmayan, gereksiz sahnelerin olmadığı bir film ortaya çıkıyor.

    ayrıca sürekli gençlerin hikayelerini izlemek de bıkkınlık veriyor. hayatlarının ortalarını geçmiş insanların, romantizm ve cinsellikle ilgili maceralarını izlemek de bir değişiklik.
  • filmde o kadar çok içki içiliyor ki... şaka değil, her sahnede hepsi beyaz şarap içiyor. nası ya? hani hiç mi dur demiyorlar ? bu filmi yöneten kişi dememiş mi lan hani biraz abarttık diye. hele jane fonda bir sahnede shot falan yapıyordu şarap bitince. zaten ya evdeler, ya barda. sürekli ellerinde şarap bardakları. bence filmin adı wine club olmalıymış. kitap bahane içki şahane.
  • (bkz: golden girls)

    özellikle jane fonda tipi ve canlandırdığı karakterle blanche (rip) hatırlattı. filmin çekildiği tarihte 81 yaşında olduğunu ve rol arkadaşlarından en az 9 yıl yaşlı olduğunu not düşeyim.
  • gayet eğlenceli vakit geçirten bir film.

    beni aşırı derecede rahatsız eden tek bir tarafı var, diane keaton'ın karakterinin kızlarının tavırları. öylesine fıstık, öylesine karizma bir annen olacak da sen ona yaşlılıktan ölecek muamelesi yapacaksın. olur iş değil.
  • bizim altın kızların amerikan hallerinin filmi. çok güldüydüm. bizim book club’da* yine böyle değişik bişiler okunuyordu, ben de biraz uğraşayım dedim. sen aç da kendi popona gül deyip koltuğa yapıştırmışlardı beni. bir de diane keaton grisi diye bir renk var, saçımı uzun zamandır boyatmak istediğim...
hesabın var mı? giriş yap