39 entry daha
  • artık bir kavramın temsilciliğini yapan bir kelimeye dönüştü yurt dışı. buna ek olarak da sanki bir bütünmüş gibi algılanıyor ve bu şekilde değerlendiriliyor.

    birçok insanla konuştum. çıkardığım sonuç yurt dışı sözcüğü ile kast edilen ağırlıklı olarak batı dünyası. abd, kanada, almanya, fransa ve kuzey ülkeleri. buna ek olarak avustralya, yeni zelanda ve japonya'yı ekleyebiliriz.

    bunda bir sorun yok. ama sorun bu ülkelerin bir bütün sanki tek bir ülkeymiş gibi algınlanmasındaki yanılsamalar.

    bu yanılsama yurt dışı'nı olduğundan daha mükemmel hale getiriyor türkiye'de yaşayanın hayalinde. japonya'daki olumlu bir davranış da fransa'daki güzel bir gelişme de aynı kefeye konuyor ve değerlendirme kabaca "yurt dışında bak böyle ama ya türkiye'de nasıl" gibi hiçbir zaman türkiye'nin kazanamacağı bir kıyaslamaya çevresinde oluyor. bu dengesiz terazi halkın akılcılığının azalmasına katıksız bir yurt dışı hayranlığına veya bazıları için yurt dışı nefretine sürüklenmesi gibi bir sonuçla karşımıza çıkıyor.

    bu hastalıklı bir akıl tutulmasıdır maalesef. değerlendirmeler duygusallaşıyor ve mantık çerçevesinden uzaklaşıyor. günümüzde de ülkeyi terk etme arzusu olarak tezahür ediyor.

    insanlara neden ve nereye gitmek istiyorsunuz diye sorduğumda neresi olursa, ne iş olsa yaparım gibi aslında göçtüğünde de büyük olasılıkla türkiye'deki haliyle aynı veya belki de daha düşük bir seviyede yaşamasına neden olacak yanıtlar alıyorum.

    şehir değiştirdiğinde taşındığı şehre uyum sağlamakta güçlük çeken kişiler ülke değiştirince mutlu olacağını, orada ne yapacağını bilmeden refah seviyelerinin artacağını ve kendince yaptığı yanlış yanılsamalar sonucu oluşan hayaller nedeniyle de mükemmel bir hayat yaşayacağını ya da kimilerinin dediği gibi buradan her türlü iyidir düşüncesinde olduğunu görüyorum.

    bu grup, haliyle, yurt dışı eleştirilerine inanamamakta; hatta yurt dışı hakkında olumsuz bir söz duyduğunda çok sert tepkiler vermekte. gelen tüm yorumlara ise şımarıklık gözüyle bakmakta. oysa gideceği yerde de muhtemelen türkiye'de çektiğinden farklı ama aynı can sıkıcılıkta sorunlarla uğraşacak.

    özetle ülke değiştirmek gibi büyük kararlar bilinçli ve planlı şekilde alınmalı. önce kapağı atalım sonra düşünürüz mantığından uzakta olmalı. hem bu doğaçlama yaşamdan çıkmak isteyip hem de planlamanın hayatın bir parçası olduğu ülkelere göç etmek istemek zaten başlı başına bir çelişki.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap