2 entry daha
  • genelde geç kalınmış bir algı, bir farkındalığa işaret eder. değmez dersiniz hatta,
    değmezmiş dersiniz, fakat atı alan zaten üsküdarı geçmiş, değmez ne kelime, paramparça etmiştir. ha, şayet insan bu kelamı kendi kendisine ediyorsa ve ciddi duruyorsa (ki onun da formülü vardır, ayna karşına geçiilip, takma bıyık ve kravat taklılır, artık kendi kendinize çok ciddisinizdir) aferim ona, bir diğer kendisine de brevö. değmeyeceğini geç de olsa anlamıştır.
    bir de karşı tarafı algılayışı da degmez öncesi ve değmez sonrası ziyadesiyle farklılaşır. değmez öncesi, osurmanın bile ortak mutlu kaderle şizoid bir müjdeci bağlantısı varken, değmez sonrası, bünye kendini ve algılama alışkanlığı/sürecini tek bir kişinin(şair burada değmeyen'e sesleniyor) karakteriyle sınırlamaktan kurtardığı için, zihnin sözkonusu kişinin imgesi etrafında kelebek misali pır pır dönen yegane dikkatini başka yerlere çekmeyi başarabilecek, günlük konsnatrasyon/duygulanım ve neşeyi özgür kılacaktır. başka bir deyişle zihin, değmeyenin hem kısır güzellik performansı, hem de engin öküzlük performasının etkilerinden özgürdür artık. ha geç olur/güç olur o ayrı.
    geç olsun bizim olsun der insan kendine. '...değmez meğmez ama, hayat geçiyor işte, geç de olsa sıyırdık'
    o anda,
    'gideyim türk filmi izleyeyim ben, az kafam dinlenir' adındaki at, zihinde koşmaya salacağınız en akıllıca anlık plan/en makul binek hayvanıdır.
    film müzüü olarak şu tip bir şeylerin de denk gelme ihtimali vardır hem bonus neşesi olarak,
    (kemanlar hazırsanız başlayalım)

    (bkz: aglama değmez hayat bu göz yaşlarina)

    ps:hadiseyi sedar ortaç sonik filtresinden algılayanın kafasına muhtemel erkut abi aparatları ile, adını unutturana kadar şefkatle(oh bebek şefkatle) vurulacaktır.
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap