14 entry daha
  • zamanında cannes film festivalinde grand prize of the jury ve fıprescı ödülünü kazanıp palme d'or adayı olmuştur. french new wave akımını merak eden, anlamak isteyen kişilerin izlemesi gereken bir örnektir.

    akıllara kazınılan uzun diyalogları bir kenara bırakacak olursak, filmin en sığ yorumu işsiz bir narsistin iki kadın tarafından paylaşılması olurdu heralde. hatta o uzun diyalogları ben bir daha düşününce monolog olarak adlandırdım. çünkü filmin çoğunluğunda jean-pierre léaud konuşuyor, kadınları onu dinliyor ve dinliyor.

    hikayenin sosyal ve cinsel devrimlerin yaşandığı 60'lar parisinde geçmesi, kişiyi filmin içine alan en önemli unsur olmalı. cinsel devrim kısmını, veronika filmin bir parçasında " neden kadınlar sikişmek istediği zaman bunu söyleyemiyorlar?" gibi bir soru cümlesi kurarak yansıtıyor.

    film adına uygun bir karakter sınıflandırmasına girersek eğer; alexandre, hemşire ile tanıştığında onun anne rolü üstleneceğini düşünmüştüm. hemşirenin üstelendiği mesleki niteliklerden dolayı yani. iyileştirici, sağlık verici, bakıcı gibi özellikleri falan var ya... ancak ilerleyen sürede hemşirenin "la putain" rolü için doğmuş olduğunu farkettim.

    hoşuma giden sahnelerinden birini anımsatarak entrymi bitireyim;

    --- spoiler ---

    alexandre bi sahnede yatak yapmaktadır. garip bir figürle yatağı çabucak yapar. bu da veronika'nın dikkatini çeker.

    veronika: yatak yapmak için eğlenceli bir yol.

    alexandre: bir film de görmüştüm bunu. filmler sana nasıl yaşayacağını öğretir, nasıl yatak yapacağını.
    --- spoiler ---
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap