8 entry daha
  • scorpions 'un liberalizme atfettiği özgürlük marşı. winds of change/ değişim rüzgarları berlin duvarı'nın yıkılışı ve sosyalizmin kalesi sovyetler birliği'nin* çöküşünün alametleriyle bağlantılı bir özgürlük havasını kastediyor. özgürlüğün, belki rock n rollcular için çiçek çocukları vari bir özgürlük, bir nevi 1969 yazı* postmodern kültürel devrimin 1990'larda balkanlar, ve rusya'da* süzülmesini müjdeleyen* bir şarkıdır. siyasi olarak da elbette liberal rüzgarlara işaret eden gelişmelerin ve soğuk savaş'ın bitişinin de marşı haline gelmiştir. soğuk hava sona ermekte, ılık rüzgarlara yerini bırakmaktadır.

    scorpions'un bu şarkısının hikayesini ayrıntılandırırsak gitaristleri rudolf schenker'in anlattığına göre bu şarkıyı sovyetler birliği'nde yaşadıkları bir engelden esinlenerek ortaya koymuş bestecisi klaus meine. scorpions, savage amusement albümünün tanıtımı için çıktıkları turnede (1988) sovyetler birliği'nde bir engelle karşılaşmışlar ve moskova'daki konserleri sosyalist yetkililerce iptal edilmiş. bunun üzerine herhangi bir tepki ortaya çıkarmak yerine grup konserlerini leningrad'a almış fakat bu moral bozukluğuyla konser oldukça sönük ve mutsuz olarak tamamlanmış. schenker, bir alman grubu olarak aslında bu konsere çok değer atfettiklerini, yeni yetişen alman neslinin nazist almanya'dan çok farklı olduğunu ve imajlarını düzeltmeyi amaçladıklarını anlatıyor. yani almanlar silahla değil gitarla geliyor ve rock n roll yapıyor, rusya'ya sevgi getiriyor*. bir nevi rusya'da verecekleri konserin halklar arasında bir zeytin dalı olacağı, alman imajını olumlayacağına inanıyorlarken , yani bu grup için bir rüya iken bu şekilde engellenmeleri onlarda tam bir hayal kırıklığı yaratmış.

    grup 1988'da leningrad konserinden bir sene sonra berlin duvarı'nın yıkılışından* iki-üç ay evvel gerçekleştirilen ağustos 1989 moscow music peace festival*'inde sovyetler birliği'ne yeniden geldiklerinde ciddi ciddi bir şeylerin değiştiğini, o baskıcı havanın* yumuşadığını fark etmişler. elbette bu değişimin sürecinde liberal güçlerce sovyetler birliği'nde tetiklenen anti-komünist propagandalara göğüs gerilemediği ve baş edilemediğini hatırlamak gerekli. bu süreçte ekonomik olarak büyük bir depresyon içinde olan sovyetler birliği zaten bu tür kısıtlamalarla popüler kültürün küresel yayılmacılığına karşı koyacak değildi. zira siyasal ve ekonomik iç çalkantıların derinleştiği ve yoğunlaştığı, çökmeden önceki son sürece girildiği bir zaman dilimine tekabül ediyor. işte scorpions'un bu festivalde fark ettikleri ve hoşlarına giden değişim rüzgarları*, özgürlük rüzgarları bu şarkının ilham kaynağı olmuş. ertesi sene, crazy world (1990) albümlerinde de winds of change şarkısını sunmuşlar.

    bu karmaşık süreçteki özgürlük tanımları doğrudan ingiliz deyimini anımsatıyor : one man's meat is another man's poison* `:bir adama et/biftek , diğerine zehir gibi gelir vs. anlamı`**

    liberalizmin sosyalizme egemen olmaya başladığını net biçimde hissettikleri bu sürecin marşı haline gelen bu şarkıdaki özgürlük ve kardeşlik algısı oldukça aydınlanma projesi* nostaljisinde olsa da net biçimde görülüyor:

    "let your balalaika sing what my guitar wants to say"
    "gitarımın söylemek istediklerini bırak da balalaykan söylesin"

    bu jurgen habermas'ın tamamlanmamış bir proje olarak betimlediği liberal aydınlanma çağı nostaljisi gibi, kesinlikle protest içerikli rock n roll şarkıları bu nostaljiler üzerinden incelenebilir.

    zira berlin duvarıyla ilgisiz olarak rasyonel modernitenin kurguladığı liberal sistemin yalnızlaştırıcı , biçimlendirici ve tektipleştirici baskılarına karşın protest bir ilhamla pink floyd'un 1979 tarihli the wall albümünde yer alan another brick in the wall şarkısı da diğer uçta değerlendirilebilir; yani liberal sisteme karşı protest bir marş olarak değerlendirilebilir. modern liberal sistemin ortaya koyduğu demir kafesin* bireyi çepeçevre sarmalamasına karşı bir başkaldırı marşı olan bu şarkı* ile sosyalizmin ortaya koyduğu özgürlükleri kısıtlayıcı baskı ortamından liberalizme geçişe adanmış bir özgürlük marşı winds of change, bizlere her ikisinin de eşitlik, özgürlük, kardeşlik ütopyalarının pratik aksaklıklarının basit ispatlarını sunuyor. yani pink floyd liberalizmin, scorpions sosyalizmin baskıcı yönlerine başkaldırı manifestosu olarak bu güzel şarkıları yapmış.

    biz yine tümden john lennon'un imagine'ini kendi hayalimiz olarak benimsemeye devam edelim; zira tüm sistemler eşitlik, özgürlük ve kardeşlik vaatleriyle o sistem içinde kalmaya motive ediyorken bizleri, o vaatler güzel ütopyalarımız olarak başucumuzda, zihnimizi aydınlatmaya devam edecek.

    bu çerçevede de sadece yaşasın rock n roll demek düşüyor bizlere.
hesabın var mı? giriş yap