• fransa da yaşadığı yıllarda fenerbahçe nin nice takımıyla eşleştigini duyunca oturup uzunca bir mektup yazmış kulübe bu takımın zaafları hakkında. fenerbahçe den ise ilginize çok teşekkür ederiz bayan mualla diye bir cevap gelmiş o ise bayan kısmına hiç takılmadan o kadar mutlu olmuş ki arkadaşları o günü fransa da en mutlu olduğu gün olarak anlatmışlar. kaynak: sunay akın
  • hayat hikayesi boşluklarla kayıp dönemlerle dolu olduğundan en fazla taklit edilen türk ressamıdır. şerefsiz kimseler çakma tablolarıyla zenginliklerine zenginlik katmıştır.
  • fikret mualla saygı'nin mavili natürmort'u ünlü resimdir. okulda yaptığım ünlü ressam resimi olarak halen evimde mevcut hatıralarımdandır. bu resim sayedesinde tanımıştım fikret muallayı ve şimdi de o yüzden yazmak istedim.dışavurumcu, renkçi bir anlayışın dışına çıkamamıştır. resimleri canlı parlak renkli suluboyalardır...

    hayatına gelirsek resimleriyle olduğu kadar trajik yaşamıyla da izler bırakan ressam 1967’de fransa da öldü ve paris kimsesizler mezarlığı’na gömülmüştür. 1903’te istanbul’da doğan fikret mualla, saint josph ve galatasaray liselerinde okuduktan sonra, mühendislik öğrenimi için gittiği almanya’ da resme yöneldi, yapıtları alman dergilerinde yayımlandı. 1930’da türkiye’ye dönen ressam, galatasaray lisesi ve ayvalık ortaokulu’n da resim öğretmenliği yaptı; istanbul şehir tiyatrosu’nda sahnelenen lüküs hayat, deli dolu, saz caz gibi operetlerin kostümlerini çizdi. yeni adam dergisi için desenler hazırlayan sanatçı, nazım hikmet’in varan 3 adlı şiir kitabını da resimledi. 1936’da bir süre bakırköy akıl hastanesi’nde tedavi gören sanatçı, daha sonra ağabeydin dino’nun önerisiyle new york dünya sergisi’ndeki türk pavyonu’nda sergilenmek üzere 30 kadar istanbul manzarası yaptı. 1939’da ses dergisi için çizdiği desenlerden bazıları müstehcen bulununca hakkında dava açıldı, davadan beraat ettikten sonra paris’e yerleşti. savaş yıllarının bunalımı, yurt özlemi, alkol tutkusu ve büyük bir sorun halinde yaşadığı polis fobisi nedeniyle birkaç kez daha tedavi altına alınan sanatçı, 1954’te paris’te ilk kişisel sergisini açtı, bunu bir yıl sonra ikinci sergi izledi. çeşitli sanatseverlerin korumasıyla yaşamını sürdüren fikret mualla’nın 1950’lerin sonunda tanıştığı madam angles, 1962’de felç olan sanatçının bakımını sonuna dek üstlendi. yapıtlarında renkçi ve dışavurumcu tutumla fovizmin sentezine ulaşan ressam, paris’in sokaklarını, kahvelerini ve eğlence yerlerini guvaş, yağlıboya, suluboya ile resme aktardı. resmin temel sorunlarıyla ve akımlarla bilinçli olarak ilgilenmeyen sanatçı, iç dünyasının etkisiyle, lirik bir anlatım geliştirmişti. fikret mualla’nın kemikleri 1974’te yurda getirilerek karacaahmet mezarlığı’na gömüldü. paris’te açık artırmaya çıkarılan resimleri devletçe satın alınarak ankara resim ve heykel müzesi’nde bir fikret mualla salonu oluşturuldu...

    edit:alıntı+ekleme
  • abidin dino ile olan anıları üzerinden çok guz l bı eser geçen yıl kirmizikedi yayınevi tarafından çıkarılmıştı.ustanin yaşamı ve paris anıları gerçekten çok etkileyici.gercek anlamda bohem hayatı yaşamış .
  • zor hayatlardan ortaya çıkan sanat adına yeni şeyler sunabilme isteği sanat tarihinde nereye bakarsak karşımıza çıkıyor.

    öyle bir çocuk düşünün ki daha ilk doğduğunda kız olmadığı için neredeyse cezalandırılarak bir kız ismine sahip olmuş.

    çocukken sporcu olma hayalleri bir gün ayağının kırılmasıyla suya düşmüş.

    üstüne okuldan taşıdığı bir virüs kendisini es geçip annesini ölümün kollarına fırlatıvermiş.

    yurt dışına eğitim için gönderilmiş. o andan itibaren bir şekilde hayat onu sanata itmiş, resim eğitimi alarak hayatının kalan kısmını yoklukla savaşarak ve resim yaparak geçirmiş.

    babasından kalan mirasla paris’e yerleşmiş. hayatının sonuna kadar yaşayacağı bu şehir; ona sanatçıların içinde renkli bir hayat sunsa da savaş yokluk ve hastalıkla pek de iyi davranmamış ona.

    yaşadığı travmalar sonrasında alkol bağımlılığı oluşmuş. hep başına dert olmuş bu bağımlılık.

    günün birinde seine nehri kıyısında resim yaparken picasso ile tanışmış. ressamın çizimlerini çok beğenip onu evine davet etmiş. ona hediye ettiği tabloyu kapıdan çıkar çıkmaz satarak yemek ve içkiye yatırmış ve utancından bir daha picasso’nun karşısına çıkamamış.

    henri matisse’in başını çektiği canlı renklerle mavilerle morlarla kırmızılarla konuşan fauvizm ve expresyonizm akımlarına katılmış. paris’in sosyal hayatını kafelerini, sokaklarını, insanlarını kendi tarzıyla resmetmiş.
  • babası ölür. kendiside akıl hastanesinden çıkar o sıralar. yatak komşusu neyzen tevfiktir. babasından kalan serveti bırakıp fransaya gider.
    o sıralarda kafe de otururken picasso gelir. kendilerini tanıştırmak isterler.
    -efendim sizi picasso ile tanıştıralım derler.
    -ben öyle birini tanımıyorum der.

    ancak picasso’dan bir haftalık içki karşılığında tablo alır. şimdiki değeri milyon dolarlar.

    farklı bir yaşamı seçmiş ender şahsiyetlerden.
  • sözlüğün sayesinde tanıdığım birisi daha. değişik ve kendine has bir insanmış. işin acıklı yanı, kendi resimlerini yok paraya satmak zorunda kaldığı halde bugün tablolarının çok yüksek fiyata satılıyor olması.

    ruhu şad olsun.

    http://www.moualla.com/fr/index_fr.php
  • (bkz: moualla'nın sanatı)
    (bkz: yalın alpay)
    (bkz: moualla)
    (bkz: the art of fikret mualla)

    "fikret mualla bir kentli olarak doğmuş, kısa bir ayvalık macerası dışında yaşamının son beş yılına kadar hep kentte yaşamış; almanya ve isviçre kentlerindeki yıllarını bir kenara bırakırsak, ömrünün en büyük bölümünü istanbul ve paris'e paylaştırmıştır. iki kentte de sürekli bir işi olmadan, kente dışarıdan eklemlenmiş ve onnun bohem bölgelerinde nefes almaya çalışan (istanbul'da beyoğlu, paris'te montparnasse ve montmarte) topluma göre aylak bir ressama göre çalışkan, kentin fırsatlarıyla değil, hep düşkünlükleriyle karşılaşan bir sanatçı olmuştur. bununla birlikte kendisini kente ait hissetmiştir. resimlerinin tamamı kente ilişkindir.

    mualla'nın sanatında, kentin parlak noktalarından çok, çoğu ressamın çizmeyi düşünmediği ya da çizmeye değer bulmadığı kentin kıyı köşe mekanları yer alır. fikret mualla bu kıyı köşe kent mekanlarını farklı perspektiflerden resme döker, bıkmadan defalarca çizer. yine de birbirine en benzeyen, kendini en yinelediği resimlerinde bile mutlaka sıradışı ve farklıdır."

    yalın alpay & prof. dr. emre alkin

    http://www.fikretmualla.com/mouallanin-sanati.html
  • eserlerine bakınca keşke hep natürmort ya da manzara çizseymiş de insan figürü çizmekle uğraşmasaymış dedirten, eserlerinden ziyade hayat hikayesiyle ön plana çıkan ve bu sayede tanınan ressam.
  • kendisi ile alakalı oldukça dolu ve güzel bir web sayfası bulunmakta. http://www.fikretmualla.com/
hesabın var mı? giriş yap