• dg yetenekli ve yunik bi gitarci ama cok onemli degil, rw istedigi zaman yetenekli ve yunik bi gitarci bulur, hic bulamazsa gider eric clapton'a caldirir ki yapmisligi var. ama david'in roger ayarinda bir dehayla bir daha karsilasmasi mumkun degil.
  • roger waters edison sa david gilmour nikola tesla'dır
  • müzikal anlamda david, roger'ın eline verir. eşit filan değildir , albüm yapım aşamalarından haberiniz mi yok lan ? gilmour grubun ruhudur . syd barrettli grup da bence bir bok ifade etmemektedir. gilmour müzikal anlamda grubu zirveye taşımıştır. müziklerine anlam katmış, tüm dünyanın anlayabilip özümseyebileceği bir müzik yaratmıştır. ha roger iyi söz yazar ona diyecek laf yok.
  • roger waters'ın olmadığı bir pink floyd, ritchie blackmore'un olmadığı bir deep purple'a benzer.
    yani roger waters yoksa david gilmour'lı bir pink floyd iyi bir grup olur ama pink floyd olmaz; aynı ritchie blackmore'suz deep purple'ın deep purple olamadığı gibi.
  • david gilmour'un sololarının roger waters'ın dünya görşünün altında kalacağı versus.
  • şimdi bu pink floyd olayını çok karıştırdılar, ha aralarında bir fark kaldı o farkı da çok güzel oldu. meselam pink floyd'a kimse karışamaz ben bu şekil dinlerim, o şu şekil dinler, şu şekil dinlenir. kimsenin karışmaya hakkı yok. ikisi de kurban olduğum ya resulullahtan gelmiştir lakin ki öyle değildir. eyyorlamam bu kadar.
  • waters hırsdır, isyandır, cesarettir, lirik deha'dır. gilmour, rahattır, sevecendir, melodi dehasıdır. ikisininde hakkı ödenmez, fakat bazı arkadaşlar sürekli bir tarafı ezme çabası içinde kıvranıp duruyor, sanki bu adamların zerre siklerindeymişiz gibi.. lan adamlar daha babalarımız döl değilken almışlar ellerine enstrümanlarını, kimse demiyor ki lan biz kimiz ne diyoruz, kimi kötülüyoruz, neye göre kötülüyoruz..
    adamların 'pink floyd' kariyerlerine göre değerlendirme yapılacaksa, waters'ın fikir babalığı, üretkenliği, ve liderliği tartışılmaz, bizim gibi sıradan yaratıkların egosu yüzünden böyle bir dehayı harcayışını anlamış değilim.. lan bu adam 'the wall'u yarattı, bu adam 'dsotm'u 'animals'ı yarattı.
    tabi ki tek başına değil, sonuçta 'wright' echoes'daki girişi solosunu tıngırdatmasa, ne floyd müziği bu kadar ilerlerdi, belkide bu fikirler gelmeyecekti hiç akıllarına, sonuç olarak 'waters' o kadar çok üretti ve kontrolü elinde tuttu ki, grubu bırakırkende sinirlenip bir isim kavgası çıkarttı ortaya, ki sonradan kendiside kabullendi suçunu ve solo kariyerinde pek birşeyler beceremedi, ya tükendi ya da olmadı yapamadı tek başına..

    'gilmour' amcama gelince, 'waters'ın gölgesinde kaldı, bazı şeyleri umursamadı sineye çekti, üzerine düşeni yaptı ama fazlasını istemedi, 'wish you were here' albümünün temelini attı, fakat ipleri yine 'waters' abisi aldı.
    tabi 'waters' grubu bırakana dek sürdü bu böyle, sonunda 'divison bell'i ortaya koydu, liderlik değil abilik yaptı, ve her ne kadar gitarın allahı olsada, lirik özürlü olduğu için, eşinden yardım aldı..
    ama sonuç olarak, her ikiside birbirlerine, bugün dinlediğimiz müziğe, hayatlarımıza renk kattılar, fikirleriyle, sözleriyle, melodileriyle..
    beraber devam etseler ne olurdu bilinmez, ama şunu unutmayın ki, 'divison bell' olmazdı..
    ki bence 'floyd' adı altında, 'the wall'dan sonra en iyi albümdür, hiç sıkmaz, uçurur seni, geçmişe göz atarsın..
    mesele bu adamlar oluncada, kime dilekde bulunacağım şaşırıyorum, waters, gilmour'ı, gilmour'da, waters'ı başımızdan eksik etmesin, ölümlerini görmemek ve canlı canlı izlemek dileğiyle, kendinize gelin arkadaşlar :)
  • ikisi de elinize verir. tartışmanın sonu. bye.
hesabın var mı? giriş yap