• başrolünde sean penn'in oynadığı sağlam bir italya filmi.
    yönetmen paolo sorrentino.
  • ilk karesi yayınlanan, son zamanlarda çöküşte olan italyan sinemasının demirbaşlarından paolo sorrentino'nun filmi. filmin başrolünde sean penn var. penn'e frances mcdormand eşlik ediyormuş. mevzu bahsi geçen kare ise kafada soru işaretleri yaratıyor ve bunun yanında heyecanlandırıyor. film, müziği bırakıp babasına işkence yapan nazi askerinin peşine düşen bi' rock yıldızının başından geçenleri anlatıyormuş.
    neyse, işte ilk kare!
  • filmekimi 2011 kapsamında bugün izleme fırsatı bulduğum film. sean penn' in mükemmel oyunculuğunun dışında, rahatlıkla söyleyebilirim ki muhteşem bir film. sinemada izlerken büyük keyif aldım ve kesinlikle bir kez de evde izleyeceğim. imkanınız varsa mutlaka izleyin, izlettirin. cheyenne'in karakteri şu anda kişiliğimde derin bir yara açtı, konuşmaları, hareketleri, tarzı, rahatlığı... biraz olsun ona benzemek isterdim diye düşündüm bir an -hala da fikrimi değiştirmiş değilim-.

    --- spoiler ---

    * filmde ağır şekilde yahudi soykırımının propagandası yapılmaktadır. ama bu durum 'mağduruz da mağduruz' tarzında değildir. filme güzelce işlenmiş ve yeter artık belgesel mi izlemeye geldik dedirtmiyor.

    * sean amcamız sürekli olarak tekerlekli bir valizle geziyor ve konuşmaları 'lafı gediğine koymak' için ağzından çıkıyor. filmde de en çok beğendiğim şeylerden biri bu zaten: cheyenne'nin kişiliği, konuşmaları.

    * cheyenne'nin eline gitarı almasıyla heyecanladım ve öyle güzel çaldı ki çocuğun kulağımı zikmesine rağmen, cheyenne'nin geçmişte ne kadar büyük bir müzik adamı olduğunu gördük.

    * filmde canınız ağır şekilde sigara çekmek isteyebilir, şahsen ben sigara içemediğim için bir an kuduracağımı sandım.

    * ve bir ayrıntı: filmin ilk ve çoğu kısmı irlanda'da geçmektedir ve benim bildiğim irlanda'daki ingilizce aksanı -amerika'ya, ingiltere'ye göre- oldukça farklıdır. filmde ise bu es geçilmiş bence, herkes kusursuz ingilizce konuşuyordu.

    --- spoiler ---

    son söz: filmi izlemeyi düşünüyorsanız, mutlaka izleyin, mükemmel bir film. özellikle cheyenne'nin kişiliğine, doğal olarak sean penn'in oyunculuğuna hayran kalacaksınız. bu adam i am sam'de mükemmel deli rolü, milk filminde mükemmel homoseksüel rolü yapmış adam ve bu filmde adını koyamayacağınız bir karakteri yine mükemmel bir şekilde bize yansıtıyor.
  • kafası fazlasıyla karışık bir adamın fazlasıyla dağınık filmi. görüntü ve müzik kombinasyonu sağlam, soykırım propagadansı aşırı, sean penn çılgın... bana this must be the place'i tekral çal sean.

    --- spoiler ---

    "bu söylediğin doğru değil ama böyle düşünmen çok ince".

    --- spoiler ---

    yalanlar söyleyelim lavinya yalanlar. inanmak isteyeceğimiz yalanlar...
  • film çıkışı, eve koşarak talking heads- the must be the place dinleme olasılığınız çok ama çok fazladır...
  • baş karakteri cheyenne'in robert smith 'e dış görünüşü, sakin tavırları, duyarlılığı ve melodileriyle haddinden fazla benzediği film. çok sevdik, çok..

    --- spoiler ---

    "something is wrong in here. i don't know what exactly it is... but something..."

    --- spoiler ---
  • bir kez daha sean penn e hayran olmama neden olmuş filmdir. zaten filmin sürükleyicisi de kendisi olmuştur. çünkü film işleyiş açısından oldukça dağınık ve zaman zaman sıkıcı bir hal alırken sahneye cheyenne girince durumun değiştiği görülür. yine de gösterime girerse ya da bir yerlerden bulunursa seyredilesi bir filmdir.
  • sean penn'in cok basarili bir oyunculuk ortaya koydugu, bu sirada diger oyuncularin da beyaz perdeyi cok iyi sekilde doldurdugu yapim. sozlukte bu kadar az yazilmasi enteresan hakkinda.
    road trip'ten aile iliskilerine, yahudi soykirimindan muzik dunyasina kadar cok genis konulari karisik ama etkili sekilde ele alan bu filmden sonra insan o guzel goruntulerdeki yerlere yolculuk yapmamak icin kendini zor tutuyor.
    cheyenne'in o kendine ozgu sarkastik yaklasimi filmi egzantrik bir karakterin etrafinda kurmayi mumkun kilarken, il divo filminin yonetmeninden gelmesi bu eserin sasirtmamali. o filmdeki bazi sihirli sahneler burada da var, goruntuler gercek bir sinema etkisi yaratiyor izleyicide. ama amerika'yi boyle bir sekilde filme dahil etmek icin de zaten amerikali olmayan bir yonetmen gerekiyordu herhalde.
  • senaryosu katma değer şaban'dan aşırılan film. inanmayan iyi izlesin...

    sean penn vs kemal sunal yazacağım hiç aklıma gelmezdi ama söz konusu filmle birlikte bunu da yaşadık!
hesabın var mı? giriş yap