• traktör kraliçesidir.
  • (bkz: arçelit)
  • asıl adı trileçe dir.
  • travestiler kraliçesi'nin kısaltılması.
  • başlık yanlış yazılmakla birlikte..
    tres leches yani 3 sütle yapılan bir tatlı olarak bilinip lakin öyle olmadığı sütün 3 hali şeklinde düşünülmesi gerekilen yani sütün süt hali krema hali ve karamel halidir. çok popüler bir tatlı ve bana tatlıyı sevdiren hafif olmasıyla daha da güzellik katan çok güzel bir şeydir..
  • bu tatlıyla dalga geçenler linki tıklasınlar. kim demiş böyle bir tatlı yok diye?.

    http://i.hizliresim.com/ve1ryn.jpg
  • güneydoğuda görev yaptığım dönemde bizden bir hudut karakoluna gidip oradan bir "şey" getirmemiz istenmişti. gideceğimiz yer ve zaman çok sıkıntılıydı. teröristlerin kol gezdiği bir yerde, sürekli eylem koymaya çalıştıkları bir zamanda hududa gidecektik. kısa çöpü çeken iki kişiden biri bendim.

    kara yolundan gidecektik. bize önce kobra ile gitmemizi tavsiye ettiler. her ne kadar güvenli gözükse de bu araç çok dikkat çekerdi ve yere gömülü bombalı tuzaklara karşı yeterli savunmaları yoktu. onun yerine bize pick-up tarzı bir araç ve yolu bilen, kürtçe konuşan bir şoför vermelerini istedik. araca biraz cephane zulaladık. kürtçe bir müzik cd’si alıp camları açıp çalmaya başladık ve gün doğarken van’dan yola koyulduk.

    coğrafya inanılmazdı. bir komutan söylemişti “eğer elinize bir ütü alırda güneydoğuyu ütülerseniz bir türkiye’de oradan çıkar” diye. harita üzerinde kısa görünen yollar ne aşma ile bitiyor ne gitmeyle. bir dağ var, dağın üstünde bir dağ daha var. etrafa bakarken düşünmeden edemiyor insan; eğer terör olmasa, insanlar can ve mal güvenliğinden endişe etmese her ay kaç bin kişi buraları görmeye gelirdi? kamp yapana yazı ayrı, kayak yapana kışı ayrı güzel olurdu. onun yerine biz bu dağlara türküyle-kürdüyle binlerce insanı gömmeyi tercih ettik.

    istanbul’dan yola çıkan birisi o yolla ankara’ya, diyarbakır’a, van’a, oradan da hakkari’ye kadar geliyor ya. hani biz yollar birbirine bağlanıp dünyayı dolaşır sanıyoruz ya. hah işte o yol öğlen saatlerinde bitti. bildiğin bitti. bittiği yerde yine bir dağ var. ama gideceğimiz yere bir şey kalmamıştı. gözümüzle görünür mesafeye gelmişti. taştan örme, çatısı tenekeden bir hudut karakolu.

    karakol komutanıyla tanıştık tokalaştık. bizi yemeğe davet etti. öyle bir yerde pek bir beklentiniz olmamalı. yemeğimizi yedikten sonra çaylarımız geldi. komutan “yemeğimiz pek iyi değildi ama bir er var çok güzel tatlı yapıyor, traliçe” dedi. arkadaşımla göz göze geldik. benim gibi onunda bu tatlıyı hiç duymadığını düşündüm ve olur dedik, tadarız. traliçeler geldi. baktım üzerine şampuan sıkılmış sünger gibi bir şey. pek bir şeye benzetemedim başta ama boğaz dedin mi dayanamam. çatalımla bir parça koparıp tatmamla şimdiye kadar yediğim en güzel tatlı olduğunu anlamam mikro saniye sürmedi. çok beğendiğim belli olunca tekrar getirmek istediler ama kıyamadım erlere kalsın dedim.

    çayla sigaramı içerken uzun uzun etrafı izledim. alacağımızı alıp geç vakte kalmamak için hemen geri çıktık. giderken kaygılıydım ama dönüş yolunda içimde bir ferahlık vardı. inanılmaz güzel bir yaz akşamıydı. yolda da manzarayı izledim uzun uzun. kendimi nuri bilge ceylan filmlerinde gibi hissettim. hava karardıktan birkaç saat sonra van merkezine döndük. birkaç dükkân aradıktan sonra tatlıyı buldum. üç dört dilim daha yedim. hala en sevdiğim tatlıdır.
  • isminin hiçbir zaman stabil telaffuz edilemeyeceğini düşündüğüm yiyecek.
  • (bkz: #66601340)
hesabın var mı? giriş yap