• üniversite 2. sınıfta bir kız arkadaş yaşamıştı bu durumu. kız ısrarla ideolojik yorum yaptığından hoca hakaret etmişti . hoca ısrarla o fikirlerin kendisine ait olmadığını söyledi ama kızı susturamayınca gerizekalı mısın kızım sen demişti .

    insanların içinde rencide etmek yerine keşke bu konuyu daha fazla uzatmak istemediğini söyleseydi eminim 30 yıllık bir öğretmen bu durumu hakaret etmeden çözebilirdi ama sonuçta o da dayanamadı daha fazla .

    ha kız sol görüşlü yerine akp li falan olsa hocayı şimdi erken emekli etmiştik kolayca o da ayrı bir konu . hiç bir öğrenci fikirlerini belirtti diye hakaret işitmeyi hak etmiyor .
  • türkiye'de olağan. niye? aman sesimi çıkarmayayım da hoca bırakmasın zihniyeti yüzünden. buna benzer bir şey ben de yaşamıştım. kendi fikirlerini niye bu kadar önemsiyorsun dedi bana. kendimi ifade ediyorum ve sırf benim fikirlerimi beğenmediği için küçümsüyor aklınca, sen kimsin akademisyen bozuntusu. ben de, sizin dikte etmeye çalıştığınız fikirleri benimsemektense, kendi fikirlerimin çatır çatır arkasında dururum dedim ve çıt yok. zaten durduk yere millete laf sokan, ruh hastası bir kadın. susanları daha çok ezen, cevap verenlerin altında ezilen kaypak bir tip işte. devlet üniversiteleri daha beter, öğrenciyi bildiğin köle yerine koyuyorlar. balon egolarını öğrencileri aşağılayarak tatmin ediyor zavallı ruh hastaları. mezun olunca tenhada bir yoklasan, akılları başına gelir.
  • keşke hakaret etse, keşke senin ben geçmişini sikeyim dese ama sorduğun soruya sığır gibi gülüp sonrasında, "sen bile bunu anladıysan artık :)" bakışları daha kötü. tabii öğrencilerin de davranışları değişiyor bunların sonucunda.

    aynı hoca transformatörlerde boşta/kısa devre deneyi anlatacakken yüksek sesle "sen mi bize transformatör anlatacaksın" diyip sınıftan çıkmıştık. yerinde, tadında, ayarında bir tepkiydi.
  • benimle dalga geçmeye çalıştığı için en az 70 kişinin olduğu sınıfta hocaya nasıl cevap verdiysem, adam adımı , soyadımı geçtim öğrenci numaramı bile ezberlemiş.ve bahar dönemi hatta tüm dönem bana tahtada soru çözdürüyor evet ve üniversitede ve farklı bölümden insanlarda var.
  • üniversite hayatımda kendi adıma henüz karşılaşmadığım durumdur. yalnız bazı durumlar da var ki ortada hakaret olmasa bile hakarete uğramışsın etkisi yaratıyor kişinin üzerinde. mesela:

    sabah erken saatte olan bir ders vardı. bölümle alakasız bir dersti. baktım son derste yoklama için gelenler var, ben de yaptım bir kaç kere bunu. sorun yoktu. bunun tam tersini yapıp sabah imzaya gelip ilk saatten sonra firar edenler de vardı. bir gün hoca önceden hiç sallamadığı bu mevzuyu nedense kafaya takmış. ben bu 3 saatlik dersin ilk arasında girdim derse. sabah imzasını atmış olup eşyalarını toplayıp çekip gidenleri de gördüm. neyse ders sonu gittim imza atmaya. hocanın prensipli olacağı tuttu ya ilk derste dağıttım yoklamayı, gelseydin falan diyip izin vermedi. yalnız ortada şöyle bir saçmalık var ki ilk saat imza atıp çıkanlar 1 saat derste kalmışken ben toplam 2 saat derste kalmışım. senin dersinde 2 saat kalan öğrenci derste yok gözükürken 1 saat kalan öğrenci var gözükebiliyor. nasıl bir prensipse bu? yani böyle saçma sapan olaylarla karşılaşınca hakaret yemişsin gibi hissedebiliyorsun kısacası. aslında direkt olarak hakaret yemeyi tercih ederim. çünkü bu tür saçmalıklarla karşılaşınca bazen hocanın biri hakaret etse de ağzıma geleni söyleyip içimi iyice bir boşaltsam diye düşünüyor insan. hiç tereddüt etmem.
  • kıyamam kanatların nerede senin?
  • hakaret değilde genele söylenen pek çok aşağılayıcı söz duydum ben. en kötüsü de hocaya hak verdiğim zaman oluyor.
  • bizzat yaşadığım bir olaydır, herkesin içinde bana hakaret edip ben üstü çıkınca yumuşakça çıkışta konuşalıma getirilmiştir.
  • daha dün yaşadığım olay. 4 yılı aşkın süredir yüksek lisanstayım. konumuz biraz zor bir konu. özel sektörde çalışmama rağmen her hafta izin alıp okula gidiyorum. yaptığımız deneyler bitti, şu an tez aşamasındayım. hoca ne isterse yapıyorum, saygıda kusur etmiyorum. özel sektörde çalışan arkadaşlar hepsi biraktı gitti para kazanmak lazım diye. ben sabrediyorum başladığım işi bitireyim diye. yok hiçbir şey beğenilmiyo. ilk önce hocanın seçtiği makaleleri çevirmekle başladım. onun istediği konu sırasını takip ettim. burada ayların emeği var. insanlar sahilde güneşlenirken ben masabaşında oturup çeviri yaptım işten arta kalan zamanda. ne önemi var!!onun verdiği kaynakları değerlendirdim. tez metninde geçen bir ifade bizim alanımızın çok uç bir noktasından bahsediyor. beyfendi diyor ki ' yanlış anlama ama sen bunu anlatamazsın sunumda.' kendisinin bile almadığı seçmeli dersin konusunu içeren bir formülden bahsediyoruz. biraz cesaret ver adam!!! tez savunması şöyle zor böyle zor! bir kerede sen emek veriyorsun, yaparsın de. biraz yüreklendir.
hesabın var mı? giriş yap