• objektif saptamalar.
    karşı argüman üretmek zor olacak, "en az 3" diye sürekli bağıran, çocuklarına dünyanın 8. harikası olarak bakan, prens/prenses ebeveyni olan bazıları için.
    edit: ek.
  • sonuna kadar katıldığım saptamalar.

    tam da bu sebeplerden anne olmamaya karar verdim. ömrümü bir çocuk yapıp onunla uğraşmaya harcamak, kazandığım parayı ona basmak ve ömrümü çürütmek istemiyorum çünkü.
  • sen merak etme kardeşim, çocuk dediğin şey 5 sene sonra, kedi-köpeğin 100.000 yıl (yazıyla yüzbin) önüne geçecektir. azıcık sabır
  • az bile demişsin yazar kardeş. 1 yaşındaki kediye bile gerek yok hatta bunları demek için.

    t: altına linç ekibi gelmesini beklediğim tespit.
  • hayatımda gördüğüm en saçma kıyas. mal mısın acaba? 100 tane havyana 1 yaşındaki boklu konuşmayan kızımı değişmem. tırnağı etmez hiçbiri. evde şimdiye kadar 3 kedi bakmış birçok balık kaplumbağa civciv kuş beslemiş hayvanları çok seven insanım. ama hayvan bir nevi sahip olduğun bir eşya gibidir. canın istediginde seversin o ise hep seni sever sana muhtacligi malesef içerde bı yerde var olan yine anaç dürtülerin etkisiyle keyif aldığın tatmin olduğun birseydir. o yüzden çocuğunuz gibi hissedersiniz. ama çocuğu olan bir insan evladından önce göremez cnku bu duygusunun tam karsiligi zaten karsindadir. üstelik insanoğlu emek verdikçe sevgisi pekisir. zorlu aşklar daha kıymetlidir. annelik daha vücutta mevcut olduğu an anneye sıkıntı da vermeye başladığından sevme de başlar. sevmezsen yapamazsin. yaptıkça bağlanır daha çok seversin. o geliştikçe büyüdükçe konuştukça küçük birer insan prototipini donustukce gururlanir mest olursun çünkü senin yoğun emeğinin bu ut bulmuş halidir eserindir. ayrıca o nasıl bir yorumlama insan düşmanı mısın sen neydin küçükken? 2 yaşındaki kızım bir konusuyor yarim yamalak hayatımda daha keyifli birşey bilmiyorum bunu böyle lesce yorumlanabilecegini hiç düşünmemiştim.
  • güzel tespit, haklı buldum açıkçası, aşk illüzyonunda evcilik hayali kuran insanlar bir de bu tarafından baksın. evlilik, çocuk, tamamen doğanın insanın sırtına yüklendiği bir yüktür. aşk zannedersiniz ama genetiğinde bulunan üreme güdüsünün seni karşı cinse yakınlaştırmak için salgıladığı hormonlardır sadece. aşk, sevgi, bağlılık, iyi hissetmek, canlıyı üremeye teşvik amaçlı oluşturulmuş duygular. aşkı siz sanıyorsunuz ki üremeden bağımsız ayrı bir duygu. öyle değil işte, üremeye giden bir illüzyon.
  • hayvanla çocuğu eşdeğer tutmuş adama bak la :d
  • hemfikir olmadığım başlık ancak ne evimi başka bir canlı ile paylaşıyorum ne de bir çocuğum var. o yüzden tek cümleyle fikrimi özet geçeyim.

    (bkz: kendini akıllı sanan herkes aptaldır)
  • tespit gibi tespit. özellikle 3 kedimden sonra çocuk yapma fikrinden buz gibi soğudum. sadece bebek olarak kalsaydı isteyebilirdim fakat 1 yaşından sonra hiçbir çekiciliği kalmıyor. hayatımın merkezine koyup onun için uğraşıp didinme fikri bana hiç mantıklı gelmiyor. o yüzden bu lanet üreme içgüdüsüne yenilmemek adına çocuk yapmaya karşı ciddi bir tavır almış bulunmaktayım..
  • kimse çocuk sevmek ya da çocuk sahibi olmak zorunda değil ama böyle aptalca ve salakça genellemelerle dolu entrylerin sıçılması da çok saçma. çocuklar, yetişkinleri rol model alır. çoğunuzun çevresindeki çocuklar şımarık, salak ve bencil ilginç bir şekilde. belli ki ana babaları onlarla iletişim kurmayı beceremiyor, belli ki aptal ebeveynlerini kopyalıyorlar. belli ki çevrelerinde rol model alabilecekleri doğru düzgün yetişkinler yok ve belli ki sizler de onlarla iletişim kurmayı beceremiyorsunuz. o kıyasladığınız, iç güdüleriyle hareket eden üstün zekalı hayvanlar, sizlerden çok daha iyi iletişim kurabiliyor ve anlayabiliyor çocukları. ne kadar ilginç bir ironi değil mi?

    sorun çocuklarda mı yoksa onlarla iletişim kuramayan ve en ufak hatalarında onları yerin dibine gömen, bir zamanlar kendilerinin de çocuk olduğunu unutan yetişkinlerde mi?

    iletişim, iletişim, iletişim. toplumumuzun kanayan yarası. cahilinden tut, biraz modern düşünceleri var diye kendini aydın sanan tiplere kadar herkesin sorunu iletişim.

    burada çocuklarıyla iletişim kuramayan aptal ebeveynleri yerseniz eyvallah derdim de üç yaşındaki bebe ile bir kedinin tuvalet eğitimini, hatta yürüme becerisini dahi kıyaslamak harbi aptallık!

    bazen gerçekten neyi eleştireceğinizi şaşırıyorsunuz, gelişine vuruyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap