• hint kökenli advaita vedanta felsefi ekolüne ait eski bir kutsal hindu metni.(bkz: hinduizm) metin, ermiş aştavakra ve kral janaka arasındaki felsefi diyaloglardan oluşur. aslında konuşan kişi çoğunlukla aştavakra'dır. isim olarak bhagavad gitayı andırır ama ondan daha yeni bir metin olduğu düşünülür. yazılış tarihi hakkında kesin bir bilgi olmasa da filozof shankaranın öğrencilerinden biri tarafından yazıya geçirildiği söylenir. içindeki bazı bölümler en eski upanişad ve genel olarak en eski mistik metin olan brihadaranyaka upanişad öğretileri ile benzeşir.

    ashtavakra gita, pek çok mistiği etkilemiş bir metindir. meher baba, osho, sri nisargadatta maharaj, ramana maharshi metni övmüşlerdir. metinden bir bölüm:

    "yakın zamana kadar şaşkın bir halde, maya'ya kapılarak yaşıyordum, ama artık aydınlandım dünyayı aşmış bir şekilde, beden ve dünya benim ışığımdan ortaya çıkar, aslında her şey benim veya benim olan hiçbir şey yok, artık sonsuz atmanı görüyorum, fokurdayıp köpüren bir dalganın sudan başka bir şey olmaması gibi, atman'da dışarıya taşan tüm yaratılış da atman'dır yalnızca. bir kumaş parçasının iplikten ibaret olması gibi, tüm yaratılış da atman'dan ibarettir. dünya, atman bilinmediğinde ortaya çıkar, bilindğinde değil. ama siz halata yılanı yakıştırıyorsunuz, ama halatı gördüğünüzde yılan ortadan kaybolur.

    doğam ışıktır benim yalnızca ışık, saf ışık! ortaya çıktığında dünya, yalnız ben parıldıyorumdur. dünya içimde ortaya çıktığında bir yanılsamadan ibarettir bu, güneşin altında titreşen su birikintisi, halat kolundaki yılan, benden taşar dünya, ve bende eriyip gider, tıpkı bir bileziğin eriyip altın olması gibi, bir çömleğin unufak olarak kile dönüşmesi gibi, bir dalganın yatışıp suda yitip gitmesi gibi...surete büründüm ama hala tek'im, ne gelirim giderim ancak yine de her yerdeyim ben, sonsuz okyanusum. düşünceler ve maddeye bağlılık yoğunlaştığında rüzgar dalgalar gibi sertleşir, binlerce dünya çıkar ortaya ama rüzgar dindiğinde batar gemisiyle beraber.varlığımız sınırsız okyanusunda, eli ayağı dolaşır onun ve onunla birlikte tüm dünyaların.ben içinde tüm canlıların doğal olarak ortaya çıktığı sonra yatıştığı ucu bucağı olmayan derya'yım"

    (bkz: pandeizm)
    (bkz: advaita)
    (bkz: yoga vasistha)
  • (bkz: şankara)
  • "ben" mükemmeldir gerçekten
    hayranlığın da ötesindeyim
    beden ile beraberken bile tekim
    ne gelirim ne de giderim
    aynı anda her yerdeyim
    hayretler ederim güçlerime
    evren benim içimde belirir
    ama ona hiç dokunmam

    ashtavakra geeta
  • ashtavakra'nın şarkısı, bilge ashtavakra ile mithila kralı janaka arasında geçen bir diyalog şeklindeki klasik bir hindu metnidir.

    ashtavakra ve janaka arasında öz/atman'ın doğası, gerçeklik ve esaret üzerine bir diyalogdur. dualist olmayan felsefenin radikal bir versiyonunu sunar. gita dış dünyanın tamamen gerçek dışı olduğu ve varoluşun mutlak birliği üzerinde ısrar eder. herhangi bir ahlak veya görevden bahsetmez ve bu nedenle yorumcular tarafından 'tanrısız' olarak görülür. ayrıca isimleri ve formları gerçek dışı ve cehaletin bir işareti olarak reddeder.

    "kumaşın analiz edildiğinde iplikten başka bir şey olmadığı görüldüğü gibi, bu evren de analiz edildiğinde öz'den başka bir şey değildir.

    dalgalar, köpükler ve kabarcıklar nasıl sudan farklı değilse, öz'den yayılan evren de o'ndan farklı değildir."
  • "2.15. bilgi, bilen ve bilinen - bu üçü gerçekte mevcut değildir. ben, bu üçlünün cehalet yoluyla göründüğü paslanmaz özüm.

    2.16. sefaletin kökü ikiliktir. bunun için tüm deneyim nesnelerinin gerçek olmadığının ve benim bir, saf bilinç ve mutluluk olduğumun farkına varmaktan başka çare yoktur.

    2.17 ben saf farkındalık olduğum halde, cehalet yoluyla kendimi ek niteliklere sahip olarak hayal ettim. sürekli olarak bu şekilde düşünerek, ikamet yerim hayal edilmeyen'dir.

    2.18. ben ne bağlıyım ne de özgürüm. benim illüzyonum sona erdi. dünya bende varmış gibi görünse de, gerçekte hiçbir varlığa sahip değildir.

    2.19. benim inancım evren'in ve bedenin hiçbir gerçekliği olmadığıdır. öz, yalnızca bilinçtir. dünya onun içinde nasıl hayal edilebilir?

    2.20. ben öz'üm ve benim doğam saf bilinçtir. beden, cennet, cehennem, esaret, özgürlük ve korku yalnızca hayal ürünüdür ve onlarla hiçbir ilişkim yoktur.

    2.21 gerçekten de bir insan kalabalığında bile ikilik görmüyorum. kalabalık çöle dönüşse bile ne fark eder?

    2.22 ben beden değilim, beden de benim değil. ben yaşayan bir varlık değilim. ben bilincim. beni esaret altına alan şey yaşamaya olan açlığımdı.

    2.23 gerçekten de benim sınırsız okyanusumda, dünyaların renkli dalgaları tarafından uyarılan her şey aniden bilincin rüzgârında ortaya çıkar.

    ....

    3.11 bu dünyayı saf bir yanılsama olarak gören ve ona karşı hiçbir ilgi duymayan sarsılmaz bir zihinle bakan bir kişi, ölüm yaklaşırken bile nasıl korku duyabilir?

    3.12 zihni hayal kırıklığında bile arzudan arınmış ve kendini bilmede tatmin bulmuş olan büyük ruhlu kişiyle kim karşılaştırılabilir?

    3.13. algı nesnesinin doğası gereği boş olduğunu bilen o sarsılmaz zihinle bakan kişi ne bunu kabul eder ne de bunu reddeder."
hesabın var mı? giriş yap