*

  • (bkz: feribot)
  • insana hemencecik kartal-yalova ve sirkeci-harem hatlarını çağrıştıran, bir zamanların popüler deniz aracı.
  • (bkz: ro ro)
  • şirketi hayriye (1851) kurulmuştur, ama bir türlü iyi idare edilemez. ta ki hüseyin haki efendi şirketin müdürlüğüne getirilinceye kadar. dürüst, akıllı ve çalışkan bir olan hüseyin haki efendi şirketin sorunları tespit eder. suiistimalleri engeller. işler yolundadır. sadece köprü (galata köprüsü) ile üsküdar iskeleleri vardır. boğazda iskelesi olmayan köylere iskeleler kurulur, binaları yapılır, iskelelerde kışın soba yakılır, vapur saatleri çizelgesi asılır, yanına bir de saat. aksaklıkları önlemek için sayfaları numaralı şikayet defterleri konur. işler yolundadır kayıkçıların mızmızlanması dışında.
    boğazda eskiden beri iki yaka arasında askeri araç malzeme, ağır ve büyük yük, hayvan taşımak akıntı rüzgar vs nedenlerden ötürü oldukça zor bir işti.
    o yıllarda londra'da thames nehrinde iki yakaya çekilmiş zincirlerin yardımı ile sal benzeri tekneler kullanılıyordu.
    hüseyin haki efendi, boğaz'da at, araba ve eşya nakline bir kolaylık bulmak amacıyla düşündü, taşında; sonra yıllarca umum müfettişlikte bulunmuş iskender efendi ile şirketin hasköy'deki fabrikasının sermimarı mehmed usta ile başbaşa verip o güne kadar benzeri görülmemiş bir tekne tipi yarattı.
    bu gün araba vapuru dediğimiz, iki tarafından da karaya indirilecek kapakları bulunan, hem ileri hem de geri gidebilen araba vapuru ya da feribot dediğimiz gemilerin gerçek bir prototipiydi bu tekne.
    ana güvertesi baştan sona dümdüzdü, buraya atlar, arabalar alınacaktı. yolcular da üstteki salonlara çıkacaklardı.
    haki efendi, çizdik­leri eskizleri mehmed usta'yla ingiltere'deki maudslay sons and elelds tezgahlarına gönder­di. 26 numara verilecek suhulet ('kolaylık') adlı bu ilk araba vapurunun inşası, 1871 yılında so­na erdirildi. teknesi sac olan va­pur 555 gros, 157 net tonluktu. uzunluğu 45.7 m., genişliği 8.5m., su çeken 3 m. kadardı. 450 beygir gücündeki tek silindirli iki genişlemeli makinesinin döndür­düğü yandan çarkla, sa­ atte 7 mil hız yapabilecekti.
    vapurun ingiltere'den yurda getirilmesi pek de kolay olmadı. suhulet, şiddetli fırtınalar nede­niyle birkaç kere sulara kayna­mak tehlikesi atlattı. öyle ki, in­giliz kaptanın, su kesimi az, üstü havaleli, safrası olmayan, üstelik de boş bir tekneyle, böylesine maceralı bir yolculuğa bir daha asla çıkmayacağına yemin ettiği söylenir.
    suhulet'in gelişinden memnun olmayanlar da var. vapurların faaliyete geçmesi ile yolcularını kaybeden kayıkçılar fırsat kollamaktadırlar. gizlice camlarını taşlayıp ya da aniden hiç olmadık yerlerde vapurların karşılarına çıkıp onları durdurmaya çalışıyorlar. suhulet ilk seferinde üsküdar'dan alacağı bir topçu kıtasını karşıya, kabataş'a geçirecekti. kayıkçılar hemen kayıklarını yan yana, birbirlerine zincirleyerek iskelenin önünü kapattılar. akıllarınca, suhulet'in gelip iskeleye yanaşmasını engelleyeceklerdi. ama oradaki topçu bataryasının subayı topları üzerlerine çevirince zincirleri tez elden çözmekten başka çare kalmamıştı.
    bu iki vapur o kadar sağlam çıktı ki. ilki 89 yıl çalıştırıldık­tan sonra, ancak 1961'de, sökülmek üzere satıldı. ikincisi de 1959'da hiz­met dışı bırakıldıktan sonra satıldı; birkaç kez el değiştirdi, deği­şikliklere uğradı. 125 yıl sonra, 1996'da, hâ­lâ çalışmaya devam et­mekteydi.
    şirket-i hayriye'nin ruhu, hüseyin haki efendi idi. yıllarını hep şirketin iyi el­lerde dürüst bir şekilde çalıştırıl­ması için harcamıştı. 1894'te has­talanarak işten ayrıldı; 1895'te ise 7 ocak günü, gözlerini hayata yumdu.
    şirket, 1911 'de hizmete koy­duğu 69 baca numaralı vapuru­na onun adını verdi. fakat bu vapur, şehir hatları işletmesi'ne satılınca, adı göztepe olarak de­ğiştirildi. aradan yıllar geçti. şe­hir hatları işletmesi, 1963'te haliç tersanesi'nde inşa ettirdi­ği bir araba vapuruna yine hü­seyin haki adını verdi. yıllarca bu değerli yöneticinin adını li­man sularında gezdiren bu va­pur da 80'li yıllarda kadro dışı bırakıldı.
    bugün hüseyin haki adını taşıyan bir vapurumuz yok. ama hüseyin haki efendi'nin adı, sivil denizcilik tarihimizin çok önemli bir kişisi olarak hâlâ denizcilerin kalbinde yaşamakta devam ediyor.

    edit : bu da istanbul'da ki ilk arabalı vapurun hikayesiydi...
  • şu an içerisinde bulunduğum ve bir an önce inerek toprağı öpmek istediğim taşıt.
  • türkler tarafından icat edilmiştir.
  • orijinal türkçesi araba vapuru iken birdenbire zannedersem seksenlerin ortalarında arabalı vapur'a evrilen taşıt.
  • her bindiğimde beni heyecanlandıran deniz taşıtı. çocuk gibi mutlu oluyorum niyeyse.
  • uçak gemisine, "uçaklı gemi" demek gibi bir şeydir.

    doğrusu için:

    (bkz: araba vapuru)
hesabın var mı? giriş yap