• 1911-1912 yılları arasında fenerbahçe başkanlığını yapan kişi.
  • kurtuluş savaşı sırasında 1919 yılında niğde'nin bor ovasında eşkıya kurşunu ile pusuda şehit olmuş asker, yüksek mühendis ve fenerbahçe futbolcusu,, yöneticisi.

    her fenerbahçeli* gibi o da kadıköy'deki saint joseph lisesi mezunuydu. daha sonrasında yüksek okulda tahsil görerek yüksek mühendis olmuştur. ileri derecede fransızca bilgisine sahipti. kendisi, harp döneminde osmanlı ordusunda yüzbaşı olarak vatani hizmet vermiştir.

    arif bey, fenerbahçe'de 1911-1919 yılları arasında 128 maçta sarı lacivertli formaya defans* mevkisinde hizmet etmiştir. fenerbahçe futbol takımı, 21 kasım 1919'da anadolu hisarı idman yurdu'nu 11-1 skorla yendiği maçtan, henüz 2 gün önce şehadete ulaşmış olan arif emirzade bey'in yerine kimseyi oynatmamış ve sahaya 10 kişi çıkmıştır. fenerbahçeli yöneticiler, santra çizgisinin başladığı yerdeki sahanın kenarına bir sandalye koymuş ve üzerine emirzade arif'in 2 numaralı formasını asmışlardır.

    eski fenerbahçeli futbolculardan sedat taylan'ın 1944 yılında yayımladığı 'fenerbahçe'den hatıralar' adlı kitabında arif emirzade'den "arif, çok eskiden fenerbahçe takımında, müteaddit defalar takdirle seyretmiştim. o zaman, fenerbahçe müdaafasının bel kemiği vaziyetindeydi. zayıf fakat çok çetin, gözü pek bir oyuncuydu. sert, fakat faulsüz oynardı. maç sırasında asabi olan arif, maç bitiminde sakin ve nazik bir genç olurdu." şeklinde bahsetmiştir.

    emirzade arif bey, fenerbahçe'nin maçlarını kaçırmamak için bağlı bulunduğu askeri birliği keşan'dan`* istanbul'a kadar oldukça güç şartlarda bir yolculuk yapardı. 20 saate yakın süren at sırtında başladığı yolculuğuna trenle devam eder, istanbul'a ve fenerbahçe maçlarına bu şekilde ulaşırdı.

    arif bey, yüksek mühendislik eğitimi görmüştür, fransızca biliyordu. 1911 yılında kısa süreli geçici olarak fenerbahçe başkanlığı yapmıştır.
  • fenerbahçe'de futbolculuk ve başkanlık yapmış kişi. bir savunma oyuncuydu ve 2 numaralı formayı giyerdi. 1913 yılında yine arif emirzade'nin emekleriyle fenerbahçe tüzüğüne 'önce vatan' ilkesi eklenmiştir. kurtuluş savaşı döneminde kuvayı milliye'ye istihbarat desteği veriyordu. yine bu istihbarat vazifesini yerine getirirken 19 kasım'da niğde, bor vadisi yakınlarında işgal kuvvetlerine mensup askerler tarafından pusuya düşürülerek şehit edilmiştir. mevlüdünde arkadaşı, fenerbahçe 1. katibi ömer nazım bey şu ağıdı okumuştur:
    "azim, sebat, metanet işte bu
    futbolcu can etmişti şahsında
    ey arkadaş... kimdir bu?
    şehit arif'imiz karşısında.
    dur ve ağla, elini bağla yanında
    en mukaddes şehittir bu
    öldürdüler vazifesi başında,
    ah fener, ne acıklı haldir bu!"

    türk dünyası tarih kültür dergisi'nin mayıs ayı sayısında kendisi hakkında burak tut tarafından güzel bir yazı kaleme alınmıştır. bu bilgiler de oradan zaten.

    edit: xvala bere, arif emirzade'yi öldürenlerin rum çeteleri olduğunu söyledi. uyarısı şöyle: "bor işgal bölgesi değildi. arif'i öldüren düşman askeri değil, bir rum çetesi."
  • 1911 yılında, şehremini hastane çayırında zayıf bir gencin top alış ve vuruşlarındaki incelik ve tatlılığı hayran hayran seyreden mustafa elkatipzade, gencin yanma sokulup fenerbahçe’ye girmesini teklif etmiştir.

    bu teklifi tereddütsüz kabul eden bu soluk benizli, çok zayıf genç, o sıralarda mühendis mektebi öğrencisi ve daha sonra da, galip'le (galip kulaksızoğlu) beraber, tam 7 yıl türk futbolunun en güçlü defans hattını oluşturan, ünlü şehit arif'dir.

    arif, yalnız kıvrak bir futbolcu değildi. aynı zamanda çok ciddi, sağlam karakterli ve saygın bir gençti. bu nedenle, reis ayetullah bey, idari sahada çok yorulduğunu öne sürüp ayrılırken, yönetim kurulu başkanlığını, gözü arkada kalmadan, seve seve mühendis emirzade arif’e bırakmıştır.

    fenerbançe, hiç yenilmeden kazandığı 1911/12 deki ilk istanbul lig şampiyonluğunu işte, bu arif’in hem futbolcu, hem de reisliği zamanında kazandı.

    arif, fenerbahçe a takımında 1911-18 arası 128 maç yaptı. birinci dünya savaşı'nda uzunköprü-keşan demiryolu inşaatında şube fen heyetinde yedek teğmen olarak görev yaparken, keşan’dan uzunköprü’ye kadar 40 km'yi atla kateder ve trene binip fenerbahçe’nin maçlarına gelirdi.

    1919 haziran'ında toros demiryolu inşaatında çalışırken, bor ovası'nda hain bir çetenin saldırısına uğramış ve kalbini delen bir kurşunla şehit olmuştur.
  • bugün çanakkale sırtlarında gördüğümüz “çanakkale geçilmez” yazısı türk milleti’nin tertemiz kanları ile yazılmıştır.
    vatanımıza göz dikilen o yıllarda, askere gitme zorunluluğu olmadığı halde cepheye gönüllü koşan kahramanlardan biri de fenerbahçeli arif’tir.

    o esnalarda talât paşa, progress takımın adını değiştirip altınordu yapmış, kadronun genelini ise asker kaçağı saray alkışçılarından oluşturmuştur. fenerbahçe ise altınordu karşısında yapılacak mücadeleyi, cephedeki mücadele ile denk görmüş, zaferlere ant içmiştir.

    dönemin en iyi futbolcusu olarak gösterilen arif’e, altınordu’da oynayabileceği ve cepheye gitme zorunluluğu kalmayacağı söylenmişse de arif’in cevabı kısa ama etkili olur: “benim iki sevdam var; biri vatan, diğeri fenerbahçe! ikisinden de vazgeçmem!”

    arif çanakkale’de vatani görevini sürdürürken bir mektup alır. özlediği eşinden olduğunu düşünürken alttaki imzayı görür:takım kaptanı galip. keyfine düşkünlüğüyle bilinen otomobil lakaplı nuri, askere gitmemek için altınordu’ya geçmiş, takım zayıflamıştır. arif’e ihtiyaç vardır.

    teğmen arif soluğu komutanının çadırında alır, durumu anlattıktan sonra önemli maçlarda bulunmak için izin ister. komutanı futbolun bir oyun olduğunu biliyordur ancak bu sefer oynanan oyun aziz türk milleti üzerinedir, izni verir. arif’i 26 saat sürecek at yolculuğu bekliyordur.

    yolculuğu yorucu olsa da pes etmeyen arif maça dakikalar kala yetişir, askeri üniformasını 2 numaralı fenerbahçe forması ile değiştirir, cephedeki görevine yeşil sahada devam eder. galibiyette büyük pay sahibi olur. biraz soluklandıktan sonra atına biner; istikamet çanakkale..

    yıllar yılları kovalar. 1919’da arif’in görev yeri bor ovası’dır. vatan düşmandan temizlenene kadar cepheden bir adım geri durmaz, fenerbahçe’sinin maçlarını da kaçırmaz. hatta maç için istanbul’a gittiği sıralarda bir yandan da takım arkdaşlarıyla anadolu’ya silah kaçırır.

    anadoluhisarı idman yurdu ile önemli bir maçı vardır fenerbahçe’nin. herkes arif’in gelmesini beklerken kara haber gelir. arif şehit olmuştur. forması bir sandalyeye geçirilir, takım sahaya bir kişi eksik çıkar. o günden beridir kırılamayan rekora imza atar genç fenerbahçeliler: 11-1

    arifler’in, kaptan galipler’in yaktığı meşaleyi devralan yeni kadro, istanbul’un işgal yıllarında yabancı takımlarla yapılan 50 maçın 47’sini kazanarak şanlı bir tarih yazar. ingiliz orduları başkomutanı general harrington bu duruma çok sinirlenir.

    fenerbahçe’nin mutlak yenilgisi için kendi adını taşıdığı bir turnuva düzenler, işgal karmasının kalesine ise liverpool’un kalecisini getirir. ancak 29 haziran 1923’te fenerbahçe bu maçı da 2-1 kazanarak kupayı müzesine götürür. harrington anlar: türkler geçilemez!

    bugün #3mayıstürkçülergünü
    bugün #efsane113yasında
    bugün atatürk’ün fenerbahçe spor kulübü’nü ziyaretinin ve anı defterine aşağıdaki satırları yazışının 102.yılı:

    “fenerbahçe kulübünün her tarafta takdirle şereflendirilmiş bulunan yaptığı üstün çalışmaları işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve üstün hizmet veren kişileri tebrik etmeyi vazife edinmiştim. bu vazifenin ifası ancak bugün mümkün olabilmiştir. takdirlerimi ve tebriklerimi buraya kaydetmekten dolayı mutluyum.”
    3.5.1918 ordu kumandanı (yıldırım orduları grup kumandanı) mustafa kemal

    vatan savunmasında görev alan fenerbahçeli arif, beşiktaşlı kazım ve galatasaraylı hasnun galip cephede aynı dava için omuz omuza mücadele vermişlerdir. bugün bize düşen renklerin kavgasına bir son verip, ortak renklerin mücadelesine geçme zamanıdır!
    kırmızı-beyaz..
hesabın var mı? giriş yap