• nostaljik bir cb repliği
  • aşağıdaki gibi ilanların görülebileceği sözlük bölümü:

    yeşil gözlü (lens), sarı saçlı (boya), 170 boyunda (topukluyla), 32 yaşında (yaşı kütükte küçültülmüş) bir bayanım. izdivaca yönelik bir arkadaş arıyorum
  • bunu söyleyenler tarih sırasına göre buralara da gittiler:

    telsiz
    telefon
    cep telefonu
    irc
    icq
    msn
    yonja
    80630
    urban5
  • bahis sitelerinde 20 ytl arkadaş bonusu banner'iyla karşılaşan insanın cümlesidir.
  • yalnızlığın çaresizliğidir..arkadaş sizi bulur mu gelip..? yoksa kaybettiğiniz arkadaşlarınız hasbel kader çıkar mı önünüze..bilinmez..
  • günümüzde hemen her sitenin sağ tarafını kısmen işgal eden , insana kendini sorgulatan değişik bir hipnoz sistemi ...4 saatlik surf un ardından akla "arkadaş mı arıyorum?" fikri eken bela
  • bu sözün yeryüzündeki en güzel en masum şekilde söylenişi babam ve oglumdaki deniz tarafındandır. işte bütün masumiyetler bütün masum kelimeler çocuklukta kalıyor. büyüyorsun bambaşkalaşıyorsun.. bir metamorfoz bir kaybolmuşluk çöküveriyor. keybettiklerin geride. dönüp bakamıyorsun bile..

    digital dünyada da olay arkadas ariyoruza peydahlanıyor. siz kim biz kim

    melis 17 f seyranbağları..
  • şu hayatta en saf olduğu halde en yanlış anlaşılan ilandır sanırsam. herkesin içinden bir gün böyle bi ilan vermek geçebilir, yargılamamak lazım, fesat düşünmemek lazım… bu ilanı vermek için illa insanın yalnız olmasına da gerek yoktur üstelik. haydi bakalım hikayemize başlayalım o zaman; bi zamanlar, çook çok (bana neredeyse kendimden) yakın bi arkadaşımla artık o kadar bütün olmuştuk ki, kendimizi ‘tek’ zannetmeye başladık ve canımız genel olarak çok sıkılıyordu. değişik bir şeyler arıyorduk! ünlü cafelerden birinin ilan panosuna ‘biz arkadaş arıyoruz’ diye ilan bırakmıştık. ilan tarihinden 2 gün sonra saat akşam 8’e mi ne randevu yazmıştık hatta! (arkadaşım erkek olduğu için onun numarasını yazmıştık, ben sapık fln dadanır demiştim de dadanırsa bana dadansın ah keşke demişti deli) hayaller kurmuştuk o 2 günde bi sürü! bizim gibi 2 tane daha bulmanın hayalleri, bi sürü yeni şey öğrenecek olmanın heyecanı!! sonra ne mi oldu? 2 gün sonra saat 8’de heyecanla bekleyen sadece 2 salak vardı cafede. o da bizden başkası değildi!!
    arkadaş arıyorum deyince bi de aklıma hep babam ve oğlum’daki deniz’in elindeki telsizle devamlı ‘arkadaş arıyorum, arkadaş arıyorum’ diye yaptığı anons gelir. ne kadar çok şey anlatan bi sahne aslında…. deniz dedesiyle samimi olup onunla vakit geçirmeye başlayınca, başı boşalan telsizin bulunduğu odada birlikte çizgi roman okumaya başlayınca, babannesi bak işte o kadar arkadaş arıyodun, aradığın arkadaş burdaymış hihihi tarzı bir şey söyler. ne şanslıdır deniz!
    birlikte arkadaş aradığım arkadaşım da gitti zaten uzaklara, bütünlük bozuldu. şimdi o orda arkadaş ediniyor ben burda, sonra arkadaşlarımızı getirip birbirimizle arkadaş ediyoruz! bölündük, çoğaldık. üf ne anlatıyosam ben?
    klişe kelimemi söyleyerek toparlıyım: velhasıl, bazen gerçekten farklı bi bakış açısı, fikir ya da farklı aktiviteler için, kısacası ‘taze kan’ için neden arkadaş aramayalım ki ilanla? manevi yalnızlığı algılayamacak kadar, bedensel yalnızlığına üzülenlerin aradığı arkadaş arıyorum ilanları zaten kendini belli eder. geri kalanlarının altında kötü şeyler arayarak kalbinize, ruhunuza hakaret etmemeniz dileğiyle…
  • 80 li yıllarda telsiz frekansından yükselen bir söz öbeği,

    şimdi ne kadar ilginç geliyor, telekominikasyon bu kadar ilerlemiş, teknoloji çağının dibine vurduğumuz günlerde, arkadaş arıyorum diyecek kadar masum kalamamanın üzüntüsü içindeyim, 30 yıl içerisinde ne kadar kirlenmişim, o telsiz mandalına basıp arkadaş arayan çocuğu tekrar yaşayabilmek için çok şey verirdim, aradığım o arkadaşların attıkları onca kazıklara rağmen.
hesabın var mı? giriş yap