• 16.yy'ın başında meydana gelmiş, gelmiş geçmiş en büyük devrimdir.

    genel kanıya göre kopernik-kepler-galileo üçlüsüyle başlayan devrimdir. yanlış da değildir ama bu fitilin başlatıcısı gözardı ediliyor genellikle. o da bilgi devrimidir.

    bu devrim 1507 de amerikanın keşfi ile başlar. peki ne alaka? sanıldığı gibi bu keşiflerin para getirip bu sermaye ile bilimin önünün açıldığıyla ilişkisi yoktur bunun. süphesiz ki bilim devrimine etkisi çoktur ama fitili ateşleyen bu gelen sermaye değildir. bizzat olayın kendisidir.
    şöyle ki; ortaçag avrupasında (biraz da dünyanın geri kalanında) henüz kimse tarafından bilinmeyen veya keşfedilmeyi bekleyen bir bilgi diye bir şey yok idi. keşif kelimesi bile yoktu o zamanlar. bu kelime avrupaya ilk olarak portekizli denizciler tarafından kazandırılıyor (descubrimento). ingilizceye bile yeni anlamıyla 1554 yılında giriyor
    şimdi ne demiştik; genel hakim görüş, yeni bir bilginin olamayacağı idi. hristiyanların kendisine en çok yakıştırdığı platon da, aslında yeni bir şey öğrenmiyoruz sadece hatırlıyoruz, diyerek bu görüşü savunuyordu zaten. mesela montaigne 1580'de şunları yazmıştı "aristotales bütün insan kanaatlerinin geçmişte var olduğunu ve gelecekte sonsuz sayıda tekrarlarda var olacağını söyler: platon'a göre bunlar 36.000 yıl sonra tekralanır."
    cicero da 12.954 yıl sayısını vermişti.
    asıl şaşırtıcı olan ise keşifler öncesindeki rönesans entelektüellerinin asıl hedefi, başlı başına yeni bilgiler edinmek değil, geçmişin kayıp kültürünü geri getirmekti. nitekim keşiflerden sonra bile bunu devam ettirenler oldu.

    coğrafi keşiflerle birlikte bu paradigma tamamen yıkılıyor işte. artık dünyada şu ana kadar yazılmış herhangi bir kitapta bahsedilmeyen, bilinmeyen şeylerin olduğu ve bunun bizim tarafımızdan öğrenebileceği anlaşılıyor. işte bu yüzden bilim devriminin en temel kavramı keşiftir.
  • devrim nitelemesinin ilk anlamının bilim açısından olağanüstü, benzersiz ve sonuçları itibariyle etkisinin devasa gelişmelere yol açtığı bir gelişme evresini nitelediğini görmek mümkün olacaktır. ikinci anlamı ise daha özgül bir niteliğe işaret etmektedir. şöyle ki, bilim yapma üslubunun, biçiminin ve başvurulan araçların, ilk kez newton'un mekanik ve optik olguları parçacık kuramıyla açıklaması gibi, bütünüyle değiştiğini dile getirmektedir. kuşkusuz newton bu başarıyı tek başına sağlamış değildir. kendisine kadar gelen dönemde çok sayıda bilim ve düşün insanının bilimsel gelişmenin benzersiz olması için büyük çaba harcadıkları açıktır
hesabın var mı? giriş yap