döktürmek

• bir isi buyuk bi hunerle ve insanlari hayran birakacak sekilde yapmak
  
  - pistte yine dokturdun necla
  - sutyenim gozukuyo mu?
• çok sıkı kod kasmak
• bir şeyin dökülmesine neden olmak
  
  -haaap şuuu!
  --yaslanma lan. döktürdün kolayı
• doküman print etmek anlamında da kullanıldığı için kimi espritüel ofis ortamlarında, printer'ın başında bekleyen kişiye "yine döktürüyorsun!" dendiğine rastlanabilir.
• leziz yemekler hazırlayarak enfes bir sofra donatmak.
• birisi cümle içinde kullandığında çok kötü butonunu aradığım saçma mecaz. hayır ulan neyi dökülüyor hiç bir yan anlam çıkaramıyorum bundan, çok iyi yapmış de, kral olmuş de ne bileyim ne döküyorlar lan bunlar ?
• yerini yıkılmak eylemine bırakması enteresan. eski dünya hünerli bir demirci gibi dökme işiyle tanımlarken beğeniyi, yeni dünya yıkımdan bahsetmektedir.
• bir oyuncunun veya muzisyenin performansina ovgu amacli kullanildigi zaman tepemi attiran sozcuk. misal "jennifer lawrence bu filmde de dokturmus." sanki kadin cok super karniyarik yapmis filmde de ellerine saglik demeye calisiyoruz. azalarak bitse keske.