• sanırım kaçak tek kopyasının bende oluğunu zannettiğim zamanında yasaklanmış bir nihal atsız şaheseri. hattuşaş zamanı gibi fi tarihinde geçen , o zamanki kralın ve etrafındaki dalkavukların çevirdikleri dolapları ve yalakalıkları anlatan bir roman. okuyunca önce hiç birsey anlamıyorsunuz , sonra 1945li yıllarda yaşamış birilerine danışınca kralın atatürk , etrafındakilerinde zamanın devlet tayfası oldugunu (vezir i.ö. , ordular komutanı f.ç. vs vs ) anlayıp vay anasını diye dank edip yeniden okuyorsunuz..
  • ideolojik kamplaşmaların egemen olduğu edebiyat dünyasında silinip gitmiş bir roman. tarihin her döneminde görülen, ülke için çalışanların ülkenin kaymağını yiyrnlerce hor görülmesi gerçeğini akıcı ve ikna edici bir üslupla anlatan bir romandır. atatürk'e gönderme yaptığı iddiası pek temellendirilemese de inönü'den bahsetmediğini söylemek güçtür.
  • nihal atsız'ın, hatti kraliyetinde geçen kısa öykü kitabı. ayrıca öyküde adı geçen kimi karakterlerin isimlerini tersten okursanız, ortaya gerçek hayatta temsil ettiği kişilerin ipuçları çıkacaktır. örneğin yaver sabba - cevat abbas gürer.
  • celadet ali bedirhan'ın mustafa kemal'e mektubu ile beraber, dönemin kemalist oligarşisine(özellikle mustafa kemal'in çevresindeki dalkavuklara) yapılmış tek tük eleştirilerden biri.
  • epey realist, epey iğneleyici, anlayana sivrisinek saz kavlinden bir hikaye, eleştiri kitabıdır. nihal atsız'ı sevdiğim söylenemez lakin, bu eser gayet başarılı.
  • beğenmeyip bugün itibariyle yarıda bıraktığım kitap.
  • atsız'ın, her devirde karşılaşılması muhtemel siyasi aktörlerin bakış açısı üzerinden ''devlet yönetimi nasıl olmamalıdır?'' sorusunu yanıtladığı, uzun öykü kategorisinde değerlendirilebilecek eseri. muktedir olmanın getirdiği ego ve kibrin rant sevdalıları tarafından pohpohlanması ile birlikte bir kralın veya yöneticinin, etrafında olup bitenlere kendi gözleriyle değil şakşakçılarının gözleriyle bakması durumunun devlet aygıtının ortaya çıkışından beri var olduğunun güzel bir özeti. salt yazıldığı dönem ile değerlendirmek haksızlık olur.

    ayrıca eserde hiç de fena olmayan bir şiir yer almaktadır;

    --- spoiler ---

    ey gözlerinin rengi bütün ruhumu sarsan!
    gönlümde bugün açtı siyah renkli çiçekler.
    bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
    can verdi senin uğruna çoktan diyecekler.

    tâ kalbe giren gözlerinin şûlelerinden
    gel sevgili, gel sen bana bir semli kadeh sun!
    hiç titretmemiş kalbimi oynattı yerinden,
    oynattı evet sendeki baş döndüren efsun!

    ey gözleri hançer gibi keskin dişli kaplan!
    ister bana aşkın bütün âlâmını çektir.
    ister beni öldürmek için sineme saplan.
    ölsem bile aşkım seni takip edecektir.

    --- spoiler ---
  • sarayin mahzeninde bulunan şarap ve saray bilginlerinin şarap hakkındaki sacma aciklamalari ile türk tarih tezi'nin hicvedildigi alegorik öykü kitabi. şarap ile ilgili gercekleri söylediği için sürgün edilen bilgin ikeznini ise turk tarih tezini eleştirdiği icin üniversiteden atılan ve yurtdışına gitmek zorunda bırakılan zeki velidi togan'ı temsil etmektedir.
  • z vitamini'yle birlikte yazılmış olan bir atsız şaheseri.

    her şey bi kenara da, böyle şeyler yazmak cidden yürek ister. ve adam hapislere atılıp işkence gördüğü halde bunları yazabiliyorsa hiç korkmadan, tavizsiz kişiliğinin ne boyutlarda olduğunu bize anlatmaya kâfidir.
  • romandaki karakterler ve gerçek hayattaki karşılıkları (sıralı tam liste):

    (önceki entry'lerde de yazılmış, roman karakterleriyle gerçek hayattaki isimleri tersten okunarak ya da hecelerde küçük oynamalar yapılarak kolaylıkla anlaşılıyor:)

    filozof ilanasam: hasan ali yücel
    cüce idras ve rahip iduskam: sadri maksudi
    başhekim ziza: şevket aziz kansu
    bilgin ikeznini: zeki velidi togan
    kral'ın gözdesi yamzu: afet inan (kızlık soyadı uzmay, 1940'ta rıfat inan'la evlenip inan soyadını almıştır)
    kâhin şilka: nihal atsız
    tubişka: nihal atsız'ın eşi bedriye atsız
    murya: nihal atsız'ın oğlu yağmur atsız
    yaver sabba: cevat abbas güler
    vezir nibida: zeynel abidin özmen
    pilga: reşit galip
    doktor teşen: dr. neşet ömer irdelp

    romanda kelime oyunu yapılarak kim olduğu anlaşılmayan iki ana karakter şunlar:
    kral subbiluliyuma: atatürk
    başkumandan tutaşil: ismet inönü (ve/veya fevzi çakmak)

    peki romanda eleştirilen kral atatürk mü inönü mü?

    bugün nihal atsız'ı savunanlar, romanda subbiluliyuma'nın atatürk değil inönü olduğunu iddia eder. bence bu doğru değil ve biraz zorlama bir atsız savunusu. çünkü, romanda yaşananlar inönü zamanında değil, atatürk zamanında gerçekleşmiş, bütün diğer karakterler de inönü zamanının değil atatürk döneminin karakterleridir. mesela pilga'nın kralın sofrasından kaldırılması reşit galip'in atatürk'ün sofrasından kaldırılmasıyla birebir aynıdır. mahzendeki şarap mevzusu birebir birinci türk tarih kongresi'nde yaşanan tartışmalarla aynıdır. nitekim şarap mevzusunda ikeznini aynen zeki velidi togan'ın tarih kongresi'nde yaşadığı gibi görüşlerinde tek başına kalmış ve akabinde ülkeden kovulmuştur. bu olay da inönü zamanında değil atatürk zamanında yaşanmıştır. (hatta 1939'da inönü tarafından affedilip geri çağrılmıştır) ayrıca cevat abbas gürer, inönü'nün değil atatürk'ün yaveridir. neşet ömer, inönü'nün değil atatürk'ün doktorudur. vs... vs... vs... bu yüzden kralın atatürk değil inönü olduğunu savunmak bence hiçbir maddi temeli olmayan bir iddiadır. zaten atsız bir atatürkçü değil. 4 ciltlik makaleleri okunduğunda bu görülebilir. atsız, atatürk karşıtı bir düşünce adamıdır. bugün atsız'ı savunanlar, günümüz türkiye'sinin siyasi konjonktürü sonucu, atsız kadar atatürk karşıtı olmayabilir. bu başka bir şey, ama atsız atatürk'ü açıkça eleştiren ve milliyetçiliği yetersiz bulup "ırkçı" olunması gerektiğini savunan birisiydi.

    peki, kral inönü ise başkumandan tutaşil kim? atsızcılar, onun da fevzi çakmak olduğunu öne sürer. gerçekten de romanda olumlu bir karakter olarak çizilen tutaşil'in nihal atsız'ın hiç sevmediği ismet inönü olması pek mümkün gözükmüyor. ancak kralın ölümünden kısa bir süre önce tatuşil'i görevden alması, 1. inönü savaşı gibi zaferlerinden bahsedilmesi vs. bence karakterin kimi yönleriyle inönü kimi yönleriyle fevzi çakmak olduğunu gösteriyor. ayrıca tutaşil, fevzi'den çok ismet'i andırıyor ses olarak.

    roman 1941'de yayınlanmış. bir tek kral ve başkomutanın kimlikleri diğer karakterlerde olduğu gibi isimlerinden anlaşılacak şekilde net değil. bu da bence atsız'ın "atatürk'ü mü kastediyorsun" eleştirilerine yanıt verebilmek için kasten bıraktığı bir belirsizlik olmalı.

    peki roman? açıkçası son derece zayıf, 30'lara yapılan göndermelerin çok bariz olduğu, nihal atsız'ın polemik makalelerindeki gibi derinliği olmayan bir sert üsluba sahip. mesela atsız'ın bozkurtlar romanı güzeldir, severim. ama bu roman kesinlikle aynı düzeyde değil. ayrıca atatürk'e rıza nur tarzı binbir hakaret sıralayan (sarhoş, ülkeyi içki sofrasında yöneten, ikeznini gibilerinin değerini bilemeyen, dalkavukların yönlendirmeleriyle hareket eden) bir roman. dünyanın en güzel edebi üslubuna bile sahip olsa bir atatürkçü olarak benim için kıymeti yoktur.
hesabın var mı? giriş yap