• stanislaw lem kitabı (1971). ingilizce'deki adı "a perfect vacuum". on beş hayali bir de gerçek kitap için yazılmış, lem imzalı 16 kitap eleştirisinden (tanıtımından) oluşan bir derleme bu. gerçek olan kitap bu kitabın kendisi.

    tanıtılan ve eleştirilen kitaplar birbiri arasında epey değişiklik gösteriyor. bazıları doğrudan lem'in yazacağı cinsten şeyler. sanki yazmayı planlıyormuş da bir nedenle vazgeçip buraya koymuş gibi. bunların bazıları için "niye yazmadın lem?" diye dertlenmek mümkün ama çoğunda gerçek bir romanın eksikliği hissedilmiyor ve böyle yazılsa da olabiliyormuş sanki gibi falan olunuyoron. aslında okumadığınız bir roman hayatınızda okuduğunuz en iyi birkaç romandan biri oluveriyor. tabi bu durum kürtaj analojili bir sorular zinciri doğuruyor ki sorma: roman nedir? kitap nedir? hikaye vs anlatım, fight! bir romanın varlığı ne zaman başlar? biçem noliy la? a perfect vacuum'un ilk katmanını böyle sorular oluşturuyor. bu konularda daha doğrudan çalışmalar arayanlar ancak quenau'nun* biçem alıştırmalarını bulabilir sanırım.

    15 kitaptan bazıları duymaya alıştığımız ama uygulamasını nadiren görebildiğimiz sanatçı fantazileri. yazılması imkansız kitap (tamamen olumsuzlamalarla yazılmış ve hikaye anlatmamayı başaran.. of anlatamadım, okuyun a perfect vacuum'u), okunması imkansız kitap (tek cümlelik basit bir fikri anlatmak için 1000 sayfadan fazla tesadüf hikayeleri), gerçeklikle hiçbir bağlantısı olmayan kitap* gibi... lem böyle edebiyat araştırma ve alıştırmalarına epey ilgi duyuyor, biliyoruz. hatta birçok büyük eserine küçük, radikal fikirlerle başladığını tahmin edebiliyoruz. nedensellik ve nedensizlik üzerine verdiği dev eserler bile bir noktada yazmak eylemi üzerine yapılmış çalışmalar değil mi? solaris'ten, küvette bulunan günce'den, soruşturma'dan falan bahsediyorum. bu dev labirentlerin aslında roman üzerine de çalışmalar olduğunu düşünmek zor değil. işte bunların yanında lem'in gerçekleştiremediği bazı deneyleri de var ve onların bazılarını bu kitapta anlatıyor.

    kitabın kendisinin eleştirildiği bölüm kitabın okunmasında okuyucuya yol gösteren bir rehber gibi.

    kitabın adı kitabın hiçbir şeyle ilgili olmadığını, "hiç"le ilgili olduğunu öneriyor. gerçekte var olmayan kitaplarla ilgili yazılar... ne güzel totoloji tanımı.
  • lem'in bir jocye, bir proust, hatta bir kafka olamayışının sıkıntısıdır bu kitabın oluşmasındaki etkenlerden biri bence. onun en saldırgan halidir burada gördüğümüz. tamam, hep ciddiye alınmıştır ama bir devrim yapabilmiş midir lem? kendini buna inandırabilir mi en azından? leguin'le, dick'le bir tutulmuştur o. oysa akranlarının onlar olduğunu düşünüyor mudur? onlar lem'i ilgilendiriyor mudur? dick'ten azınlık raporları çıkarken lem çok öncesinde tarkovsky'den küçük bir sinan çetin yaratmayı başarmıştı. kafka nasıl sonrasında haneke'yi küçük düşürdüyse (ki bu benim fikrim değil aslında)...

    gigamesh adlı hayali bir kitabın tanıtımı var doskonala proznia'da. bu ulysses'in odyssey'e yaptığını gılgamış destanına yapan bir kitap sözde. bir destana gönderme yapan bir kitabı noktalama işaretlerine kadar parçalayarak bir destana gönderme yapan bir kitaba yapılanlarla dalga geçiyor lem bu bölümde. ulysses'i anlama çabalarının tümünün saçma olduğunu iddia etmek saçma olur herhalde. lem bir kitapla okuyucu arasına başka hiçbir şeyin girmemesi gerektiğini savunuyor belki de. kitap ve okuyucu arasındaki ilişkiyi bir şekilde kutsuyor. ama yine de... bu kadar duygusal olmak lem'den beklenecek şey değil. benim daha olası bulduğum sonuç, lem'in ulysses üzerine, joyce üzerine söz söylemek niyetinde olduğu. ve bunu yaparken de belden aşağı vurmaktan hiç çekimediği.

    lem her şeyden önce bir edebiyatçıydı. daha da doğrusu, "yazıyla", "ifadeyle" ilgili biriydi. yukarıda kalıntıları bulunan iki yıl öncesine ait soysuz tanıtım çabamda da söylemişim zaten bunu. böyle görülmemek sanırım onun canını çok sıkıyordu.
  • lem’in bir hırsla kendine ve bazı “güzide edebiyatçılara” tokat attığı iddia edilen eser. okununca bir edit gelecek.
hesabın var mı? giriş yap