• kurtuluş savaşında şehit düşmüş bir galatasaraylı...
  • beyoğlunda, istiklal caddesine paralel, vakko'nun arkasında bulunan sokağin ismi...
    (bkz: hasnun galip sokak)
  • galatasaray spor klubunun bu sokaktaki binası için kullanılan isim... husamettin acar'ın bombalar kitabında vardı, bir stajyere söylüyorlar, hasnun galip'i ara diye, o da çeviriyor klubun numarasını:
    -acaba hasnun galip'le konuşmam mümkün mü?
    -hasnun galip öldü kardeşim... siee
  • "galatasaray ın canakkale savaşı ndaki şehitlerinden hasnun galip kulübümüzün kayıtlarındaki bilgilere göre 5 eylül 1909 günü galatasaray a üye oldu. futbol takımında yer aldı. özellikle de patenli hokey ve çim hokeyi takımlarında yıldızı parladı. önce balkan savaşı na gönüllü olarak katıldı. ardından da birinci dünya savaşı na o zamanki tanımıyla ihtiyat zabiti namzedi (yedeksubay öğrenci) olarak katıldı. çanakkale de 1915 yılında şehit düştü. ölümünün ardından kendisine ihtiyat namzedi sanisi (asteğmen) rütbesi verildi. adı cumhuriyet döneminde eski kulüp lokalinin olduğu sokağa verilerek ölümsüzleştirildi."

    kaynak: galatasaray.org
  • 21 haziran 1915 tarihinde fransızlara karşı kemalbey tepe'yi savunurken şehit düşen galatasaray takım kaptanı.
  • (bkz: hasun)
  • istiklal caddesi'nde hasnun galip sokağı var.

    bu sokakta zamanında galatasaray'ın spor salonu vardı, salon çalışmasa da galatasaray'ın ofisi orada duruyor.
  • tarih derslerinden biliriz; almanların göben ve breslau adlı iki zırhlısı osmanlı donanmasına katılarak yavuz ve midilli adını alır, rus limanlarını topa tutar. böylelikle 1. dünya savaşı'na dahil oluruz.

    işte bu alman zırhlıları isim değiştirse de, mürettebatı alman olarak kalmaya devam eder. görev arasında payitahtta demirli geçirdiği zamanlar olur.

    işte bu zamanlarda düzenlenen etkinliklerden birinde göben mürettebatı, galatasaray ile bir maç yapar. galatasaray'ımız bu arkadaşları 4-2 ile gemilerine uğurlar, hasnun galip de bu maçta 3 gol atar. tarih 23 nisan 1915'tir.

    o dönem jargonunda futbolcular ve daha genel olarak sporcular idmancı adıyla anılır. işte o dönem ayak topu idmancıları arasında en gözde olanların başında hasnun galip gelmektedir. kosova valisi galip bey'in oğludur. mekteb-i sultani'de okumuştur.

    hasnun galip balkan savaşı'na gönüllü olarak katılmıştır. almanlarla yapılan maçtan tam 9 gün sonra ise teğmen rütbesiyle, arkadaşlarıyla birlikte ve yine gönüllü olarak çanakkale cephesine gider...

    ve 21 haziran'da fransız birliğine karşı çarpışırken toprağa düşer, şehit idmancılar arasına katılır.

    ölümünün hemen ardından, spor alemi dergisinde kendisiyle ilgili şöyle bir yazı kaleme alınır:

    --- spoiler ---
    "bu zavallı şehit idmancımızın mertebe-i elemini yazmak mecburiyetinde keşke bulunmasaydım... çünkü her idmancı hasnun galib kelimesini zihinlerinde nakşetmiş ve hiç unutmamak için ahd etmiştir. ıstanbul 'daki idmancıların en nezihi, en faziletlisi olan bu zavallı arkadaşımız uğursuz harbin zavallılıkları içinde mahv oldu. 5-6 sene kadar evvel kadıköy sahasının ortasına kırmızı sarı forma ile çıktığı zaman kulübünün mensupları ve taraftarları da bu simaya halka teşkil ederek şen sîmasını görmeye çabalarlardı. çünkü futbolda ve hokeyde pek büyük kıymeti vardı.

    hiç unutamayacağım; almanlar ile galatasaray'ın bir oyununda, takiminin son derece sıkıştırdıkları sırada birbiri arkasına, soldan kendisine mahsus bir tavrı ile üç sayı yaparak takımın bu elim mevkiden kurtarmıştı. işte her zaman bu genç, takımının kurtarıcıları denecek mertebeyi elde etmeye lâyıktı. karakterinden bahsetmek lazım gelirse: bilmem acaba bu şevkler yetişebilecek midir? hemen düşünmeden hayır diyeceğim çünkü namuskâr, hâlim şen, fedakâr ve aynı zamanda tam bir arkadaş, hayır hayır bir kardeşti.

    işte size bir misal: galatasaray-fener galeyanlı maçlarında oyuncular hatta seyirciler bile asabiyetle tahrik olduğu halde o daima güler yüzüyle oyuna çıkar yine aynı vaziyette dönerdi.

    donanma'nın bilmem hangi nümerosunda bu sevimli idmancının buradan ayrılması münasebetiyle bir resmini gördüğüm zaman bilmem nasıl bir asabiyetle kalbim çarpmıştı.

    dönüşünü daima ümit ettik, fakat seneler geçti herkes döndü, o dönmedi.

    zavallının defalarca tashih edilen hayat-ı haberi adeta insanları spazm gibi bir hastalığa yuvarlıyordu. bu arkadaşımızı müebbeden kaybettiğimizi anlayarak müteessir olduk. zavallı şüheda silsilesine bu idmancımızı da ilave ettiği için zorlama bir his ile şu kadar satırı karalayabildim.

    herhalde bilemiyorum idman âlemimiz böyle birkaç kardeşini kaybettiğinden tamamıyla kimsesiz kalıyor. fakat bu kimsesizlik onu müteessir etmekten ziyade teselli etmelidir. çünkü yeni yetişecek gençler bu fedakâr kardeşlerinin daima yerlerini doldurmaya çalışarak ruhlarını takdir edeceklerdir." (18 aralık 1919)
    --- spoiler ---

    eklemezsem çatlarım, üç büyükler türk sporunun lokomotifi olduğu kadar yakın tarihimizin de en renkli sayfalarını yazmıştır. kendi içlerinde atışırlar, didişirler, mücadele ederler ama hepimiz, her birine saygı borçluyuz. kulüp başarılarından bağımsız olarak her üçü de yaptıklarıyla, kişilikleriyle efsane olmuş, ülkeye hizmet etmiş, cephede vuruşmuş, olimpiyatta temsil etmiş, yatırımlar yapmış, değer katmış insanlarla doludur.

    vefa, karşıyaka, altay, altınordu, ankaragücü gibi köklü, değerli ve değer üretmiş kulüpler olsa da üç büyüklerin yeri tarihimizde bambaşkadır. belki fırsat olur fuat balkan'ı, şeref bey'i, ahmet fetgeri'yi, burhan felek'i, robenson kardeşleri falan da bir gün burada yazıp anarız. bugünlük galatasaray'ın ve galatasaraylıların şampiyonluğunu kutlamakla iktifa edelim.
    görsel
    görsel

    not: beşiktaş jimnastik kulübü

    kaynaklar:
    - atlas tarih, ağustos 2018
    - mehmet yüce, ale'l-ıtlak baldırı çıplak, iletişim y.
hesabın var mı? giriş yap