• pickpocket'ın14 nisan 2008'de piyasaya çıkacak albümü.
  • sözleride geliyor.. tamamen el emeği göz nuru.

    attığım her adımda
    her nefes alışımda
    arıyorum unuttuğumu
    belki çıkar karşıma

    belki çıkar karşıma, belki çıkar karşıma
    belki çıkar karşıma, belki çıkar karşıma

    hayalle gerçek arasında
    uykusuz bir gece daha
    bütün beyaz duvarlar
    boyanmış kırmızıyla
    hayalle gerçek arasında

    attığım her adımda
    her nefes alışımda
    arıyorum unuttuğumu
    belki çıkar karşıma
    arar dururum karanlıkta
    beklerim sessizce boşlukta
    elimdeki son kurşunu
    saklarım sana

    hayalle gerçek arasında
    uykusuz bir gece daha
    bütün beyaz duvarlar
    boyanmış kırmızıyla
    hayalle gerçek arasında

    döktüğün her kana
    aldığın her hayata
    her yokoluş için
    bu son kurşun sana
    dön bak aynaya
    karanlık tam karşında
    çığlıklar artıyor
    dur sakın kaçma

    hayalle gerçek arasında
    uykusuz bir gece daha
    bütün beyaz duvarlar
    boyanmış kanınla
    hayalle gerçek arasında
  • album genel olarak oldukca basarili. turkce sozlu bu tarz albumlerin sayisinin cok olmadigi dusunuldugunde daha da önem taşıyor. bence basarili ve mutlaka bi dinlenmeli.

    vazgeç ve ne farkeder favori sarkilarim. sahane olmus gercekten.

    kaybolup giden gruplardan olmazlar umarım.
  • son zamanlardaki türkçe rock şarkıları arasındaki en iyilerdendir.
  • moral bozukluğu ve 31in soundtracki sayesinde keşfettiğim ve hayatımda, kendi paramla aldığım ilk orijinal albüm olma onurunu taşıyan bu albümde(kendimi haber sunucusu zannetim bir an cümleye bak, pardon öhö) ne farkeder, rüyalarım, hayalle gerçek arasında şeklinde sıralamak istediğim muhteşem parçalar bulunmakta.

    edit: son isimli parçası da muhteşem çıktı.
  • deli bir şarkı. snare tonu çok iyi.nakarattaki ritme diyecek laf yok.
  • az önce apple music’teki listemden denk geldi yine. pickpocket’in ilk albümüne adını veren parça. 2008 yılında, ki artık pek cd satın almadığım bir dönemdi, bunların cd’sini almıştım. işe gidip gelirken arabada yüksek sesle ne dinlemiştim ama epey bir zaman. fakat, aynı semtte oturduğumuz için arabamda bazen bana eşlik eden mesai arkadaşımın kafasını fena sikmişim o dönem. bunu da buradan ifade etmek istedim bir an
  • ”hiç gerçek olduğundan emin olduğun bir rüya gördün mü? ya o uykudan hiç uyanmasaydın, rüya olduğunu nasıl anlayacaktın?”

    bu aralar kafama çok fazla takılan bir söz. gerçek nedir? gerçek diye bir şey yok ki! bir öğlen uykusuna yatarsınız ya, kalktığınızda sanki başka bir güne uyanmış gibi olursunuz. biraz bunun gibi bir şey. zamana karşı hislerim de böyle tuhaf bir noktada, her uyandığımda onu yokluyorum. acaba diyorum, gerçekten? zamanla alışırım belki. zamanla her şeye alışıyoruz. zaman; biçerdöver gibi her şeyi dümdüz ediyor. artık çocuk değilim, kaçamazdım. görkemli zamana tutunmam elzemdi, bir dal'a tutunur gibi, bırakırsam aşağısı uçurum; yine o siyah boşluklar, yine boş bakışlar. umut etmek de istemiyorum aslında, çünkü istediğim şeylerin çoğu; umudumu yediğimde gerçekleşmişti.

    "zaman,” dedi arthur zayıf bir sesle, "şu anki sorunlarımın hiçbirini oluşturmuyor."
  • idrak edemeyenlerin karıştırdığı, hayali gerçek sandığı vaziyettir. ama ne yazik ki kimse hayallerde yaşamıyor.
  • ismi ve kapağı ile the backroomsu anımsatan albüm
hesabın var mı? giriş yap