• ankara devlet tiyatrosu'nun 2016-2017 sezonunda gösterime başlamış, turan oflazoğlu’nun osmanlı imparatorluğu içindeki saray entrikalarını kendine has üslubu ile anlattığı destansı eseri.

    (bkz: kutay sungar)
  • 3 mart 2017 cuma günü ankara büyük tiyatro sahnesinde izlediğim tiyatro oyunu olup 2 perde | 3 saat sürerek sıkıntıdan patlatmaktadır. sahne geçişleri çok sık olup gereksiz ve uzun konuşmalarla izleyiciyi fazlasıyla sıkmaktadır. özellikle halkı konuşma sahneleri, 4. murat'ın nameleri ve nefi ile konuşmaları baygınlık geçirmiştir. 4. murat'ı oynayan oyuncumuz görüntü ve oyunculuk konusunda biraz zayıf kalmıştır. el çırparak bostancıbaşı çağırmalar vs. osmanlı geleneğiyle uyuşmamaktadır. ilk perdede ki ayak divanıyla yeniçeri atışmaları ve ikinci perdedeki meyhane sahnesiyle gönüllerde taht kurmuştur.
  • antalya uluslararası tiyatro festivali kapsamında izlediğim oyun.
    3 saat olmasına rağmen çok sıkmayan, tarihi gerçeklere uygun giden, oyuncuları da genelde başarılı olan bir oyundu.
    başrol oyuncusu kutay sungar çok başarılıydı, bekri mustafa ile esnafı canlandıran 4 oyuncu dikkat çekiciydi, kostümler de başlıklar dışında iyi görünüyordu.
    ancak dekor neden bu kadar zayıftı anlamadım. antalya'ya taşıyamadılar mı diye düşündüm. kırmızı halıflex kaplı zemin, beyaz tuğla görünümlü saray, padişahın neredeyse sığmadığı yatak... kutay sungar'ın padişah olduğuna inandık; ama sarayda olduğuna pek inanamadık!
    bir de meyhanedekilerin topluca söylediği şarkıları tuhaf buldum ben. söyleyenler saray korosundan olmadığına göre biraz daha halktan, sıradan olmalıydı sanki.
  • gösterişli ve didaktik bir eser olarak ankara devlet tiyatrosunca sergilenen sıkıcı oyun. müzik ve dekorasyon yetersiz olmakla beraber oyuncuların sahne performansı etkileyicidir. gerçeğe bağlı kalınması ve akışın kopuşunu vurgulu anlatması sebebiyle akılda kalan yanları vardır. `:85 dakika tek perde mi oynanır, yazıktır günahtır arkadaş`
  • ankara devlet opera ve balesi'nce 2017-2018 sezonunda opera oyunu olarak gösterimine başlanmış, okan demiriş tarafindan bestelenmiş, turan oflazoğlu’nun osmanlı imparatorluğu içindeki saray entrikalarını kendine has üslubu ile anlattığı destansı eseri.

    2016-2017 sezonunda ankara devlet tiyatrosu'nca oynanmaya baslanmisti. bu sezonda da adob'da baslayacagini ve de konu olarak ayni yerden baslayip ölüm aniyla bitireceklerini duyunca yahu farkli kurumlar, farkli dallar ama ayni sey ozunde diye elestirmistim. (evet, 8 notayla kac farkli eser yapilabilir ki diyen serdar ortac i dinlemisligim var, ne kiziyosunuz ki!)

    bugun izlerken cok karsilastirdim tiyatro olarak izledigim iv. murat ile opera olarak izledigim iv. murat'i.

    ıkisi de super. birinin girisinde tuylerim diken diken olurken, oburunun kuran sahnesine bayildim. birinde tepeden inen topuzlara hayran olurken, oburunde istanbul halkinin uygulanan yasaklara tepkisinin oldugu sahneleri sevdim. ıkisinde de kostumlere bittim. ıkisinde de tuti-i mucize guyem in söylenmesini dort gozle bekledim.

    ayni ya da yakin sezonlarda sergilenmeleri bence eleştiriye çok acik ama iki oyundan da alinacak keyif bambaska.

    bu arada tiyatrosunda kutay sungar ne kadar basariliysa, operasinda da ozgur savas gencturk o kadar basarili. ıkisi de devlesiyor resmen sahnede. emeklerine saglik.
  • ankara devlet tiyatrosu'nda halen gösterimde olan turan oflazoğlutarafından yazılıp, kutay sungarın olağanüstü oyunculuğuyla sahnelenen ve mutlaka izlenmesi gereken oyundur. 3 saatlik bir oyun olduğunu öğrendiğimde acaba sıkılır mıyım diye düşünmüştüm ancak özellikle kutay sungar öyle güzel bir performans ortaya koymuş ki, gözlerimi kırpıp en ufak sahneyi kaçırmaktan korktum.
  • 1981 yapımı yücel çakmaklı'nın yönettiği trt dizisi.

    dizi 4 bölümdür. tuğra ve alev birlikteliğiyle gösterilen jenerik yazılarına muhteşem bir çok sesli türk müziği eseri eşlik etmektedir. jenerik müziğinin bestecisi, hayranı olduğum ve birçok başyapıta imzasını atan sanatçı yalçın tura'dan başkası değildir. turan oflazoğlu kaleminden çizilen iv. murat portresi son derece başarılı anlatılmıştır. cihan ünal'ın etkileyici sesi, etkileyici oyunculuğu izlenmeye değerdir. 1. bölümde ne yapacağını bilmeyen çaresizlik içindeki kendine güvensiz hallerini mükemmel oynamıştır. ikinci bölümde ise halkı, yeniçeri ve sipahi kullarını, ulemayı birbirlerini yemek dışında ortak bir amaç etrafında birleştirerek; devlet için varolmayı ve bağdat'ın fethi için yaptığı gaza getirici konuşması muhteşemdir. tam bu sahnede mehter takımının çaldığı hücum marşı ve kur'an ayetlerinden okumalar yaptıkça ardından segah tekbir'in çalması sahneyi eşsiz kılmıştır. dekor, kostüm ve kullanılan mekanlar olağanüstüdür.

    1. bölümde şair nef'i ile iv. murat arasında şiir ve müzik üzerine sembolik betimlemelerle zenginleştirilmiş konuşma oldukça enteresandır. iv. murat'ın hem felsefeye ve sanata olan ilgisini hem de çaresizlik içinde kıvranmaktansa kendini gerçekleştirme isteğini belirtmek için yazılmıştır bu diyaloglar. çünkü iv. murat gücü ve iktidarı, nef'i ise aklı temsil eder.

    iv. murat: ne yazık ki bizim çalgıcı efendiler hakkını pek veremiyorlar hüseyni makamının. belki de halk havalarına yakın diye iltifat görmüyor saray üstatlarından. zorbaların elçisini geri çevirmem iyi oldu. birazdan doluşurlar sarayın kapısına. gösterişten uzak sade nakışlar çizmiyor mu şu ezgiler?

    nef'i: dinlendiren bir sadelikleri var gerçek. böyle tehlike kapıyı çalarken musiki dinlemeniz hünkarım korkunç güzel bir belirti.

    iv. murat: yüreğimi eğitiyorum şair. korkmamayı öğretmeye çalışıyorum ona. gördüğüm o tüyler ürpertici sahneler daha korkunç sahnelere hazırladı mı beni hazırlamadı mı? bugün anlayacağız.

    nef'i: acep nedendir hünkarım? bu son günlerde şiirden çok musikiye akar gönlünüz.

    iv. murat: şiirin geçenlerde sunduğu bir görüntüyü eylem katında gerçekleştirmek isterdim şair. varlığımın bütün dağınık güçlerini seferber ettim bu amaç uğruna. işte bunun için sevgili nef'i kaçınıyorum şiirle fazla ülfetten.

    nef'i: baştan çıkaran bir büyü vardır şiirde gerçek.

    iv. murat: o değişken o şuh görüntülerin binbir eda üzerine geçişleri yok mu? iradenin dünyayı kavrayan pençeleri bir bir gevşiyor onları seyrederken. evet şair çekiniyorum şiirden.

    nef'i: ya musiki hünkarım?

    iv. murat: daha az tehlikeli değil şiirden. ezgiler baskın birlikleri gibi uygun aralıklardan gizlice sokulup içeriden açıyorlar kalenin kapılarını. kişiyi savunmasız bırakıyorlar.

    nef'i: ama hünkarım sık sık hemen her gece...

    iv. murat: hemen her gece... gem almaz duygulardan öylesine tıkanıp geriliyor ki; ruhum, musiki tatlı vaatlerle yatıştırmasa yerle bir olur bilincin derme çatma surları. o bana göz kırptı ben de ona. fettan durumla aşkımız başlıyor şair.

    zorbalarla baş etmeye kendini adamış olan iv. murat, gitgide iktidar sarhoşu olur ve kendi acımasızlığında boğulmaya başlar.

    annesi kösem sultan'ın arkasından: "şeytan, tanrıdan daha inandırıcı bir dil kullanıyor çoğu zaman." diyecek kadar ciddi ve travmatik bir çatışma yaşamaktadır. türk tarihinin en ilgi çekici dönemi, genç bir padişahın yaşadığı trajedi oldukça etkileyici bir dille anlatılmıştır. kösem sultan'ın deyimiyle iv. murat, ne yapılan iyiliği unutur ne de kötülüğü...

    "allah peygamber korkusu bilmez alçaklar! unutmayın ki, intikam gecikir ama asla yaşlanmaz."
    iv. murat han

    izlenmiş en iyi gerilim filmleri: (bkz: #101314076)
    izlenmiş en iyi romantik filmler: (bkz: #122389518)

    düzeltme: ekleme
hesabın var mı? giriş yap