• ilgili kitapta (edebiyat kuramı) bir yerlerde (sayfa bilmem kaç) edebiyat kuramı diye bir şey olmadığını söyler yazar (eagleton)
  • edebiyat teorilerine merakli insanlar icin güzel olabilecek bir kitap. ancak isin artik "giris" bölümünü gecmis insanlar icin "ulan kitap da bana yardimci olabilecek, alinti yapabilecegim, vs. bi yer var midir?" amaciyla bakildiginda hayal kirikligi yaratir.

    (bkz: ben bugün bunu gördüm)

    tabii ki bu kitabi kullanmak gerekli degil, zaten yerine de bircok düzgün kitap var. ama yazinin girisinde böle cesitlilik olsun diye (alinti yaptigim kaynaklarda) bi umut kitabi elime alim 5 dakika sonra "zikerim lan bu ne" demem bir oldu.
  • apolitik edebiyat eleştirisi yapılabileceğini düşünenlere iyi bir cevabı olan kitaptır. şöyle der: insanlar yalnızca kültürle yaşamazlar; tarih boyunca pek çok insan kültürü tanımak fırsatından bütünüyle yoksun bırakılmıştır ve kültürle yaşayan azınlık ise, onu tanımayanların emeği sayesinde bu şansa sahip olabilmiştir. bu en önemli olgudan yola çıkmayan ve faaliyetleri süresince bunu unutan herhangi bir kültürel ya da eleştirel kuramın bence değerli olma olasılığı azdır.
  • ayrinti yayinlari tarafindan türkceye cevrilmistir. diger basilarin fontunu bilmiyorum ama ücüncü basininki okumayi oldukca zorlastiriyor. buralari okuyorlarsa su ise bir el atin ablalar abiler.
  • eger ki ingiliz edebiyatını biliyorsanız, terry eagleton'ı da sevmeyen kesimden değilseniz kuram kitabı olmasına rağmen okurken zevk alacağınız bir kitaptır. benim her daim elimin altındadır.

    bir ingiliz olan terry eagleton'ın xenophobia ile kafa bularak giriş yapması ise beni en çok güldüren yerlerden biri olmuştur.
  • terry eagleton'ın yirminci yüzyıldaki başlıca edebiyat kuramlarını anlattığı giriş kitabı. yeni eleştiri, rus biçimciliği, fenomenoloji, göstergebilim, alımlama kuramı yapısalcılık, post-yapısalcılık, psikanaliz ve siyasi eleştiriye değiniyor.

    kitap yalnızca yirminci yüzyıldaki edebiyat kuramlarını anlattığı için edebiyat kuramı hakkında çalışmak isteyen kişiler için pek tabii yeterli olmayacaktır. eagleton'ın eleştirel yaklaşımları, temel bazı şeyleri okurun bildiğini varsayması -her ne kadar gayet temelden anlatsa da benim gibi çok bilgi sahibi değilseniz boşlukları kendiniz dolduracaksınız - kitabı bir tık zorlaştırabilir. bu açıdan berna moran'ın edebiyat kuramları ve eleştiri'si önerebilirim. moran'ın kitabı yansıtma kuramından başlayıp yirminci yüzyılı da içeriyor. her ne kadar terry eagleton'ın bu kitabını daha doyurucu ve eğlenceli bulsam da giriş için iki kitabın okunmasının elzem olduğu kanaatindeyim. zaten her iki kitabın kaynakçasındaki eserler ileri okumalar için yol gösterici olmakta. yine bir başka tavsiyem, belki de her iki kitabı okumadan önce belli başlı felsefi okumaları yapmaktır. terry eagleton'ın temel tezi zaten edebiyat kuramlarının kerametinin kendinden menkul olmadığı ve bu kuramların yalnızca edebiyata uygulanmadığıdır. bu yüzden yalnızca edebi eserleri yahut edebi eserlere dair kitapları okuyup edebiyata ve bu kitaba hakim olmak çok mümkün görünmüyor. kitabı okurken yanınızda bir felsefe tarihi kitabı bulundurmanız işinizi oldukça kolaylaştırır.

    benim en çok keyif aldığım kısım giriş kısımlarıyla birlikte siyasi eleştiri kısmı oldu. çünkü diğer kısımlarda kuramların temelini, edebiyata uygulanışını, bazen bir örnekle uzun bir şekilde açıklayıp kurama getirilen eleştirileri veya kendi eleştirilerini yapıp onu takip eden bir sonraki kurama geçiyor. siyasi eleştiri kısmındaysa biz ondan aynı yöntemle yazılmış bir marksist ve feminist eleştiri anlatısı beklerken bunu yapmayacağını söyleyip siyasi eleştiriyle alakalı görüşlerini yazıyor. siyasete niye edebiyat kuramında yer verelim sorusunu sorup tıpkı güney afrika sporunda olduğu gibi siyasetin başından beri edebiyat kuramında olduğunu söylüyor. edebiyat kuramının çağımızın siyasi ve ideolojik tarihinin bir parçası olduğunu uzunca açıklayarak, kültür çalışmalarının önemine vurgu yapıp bir de sonsöz yazarak kitabı bitiriyor.
hesabın var mı? giriş yap