• kadıköy hasanpaşa'da, çevresindeki mezarların yıkımı sırasında dozer kepçelerinin kırıldığı, cesetlerin bozulmamış halde çıktığı söylentileri dolaşan türbe. hatta cesetlerden biri üniforması bile bozulmadan duran bir osmanlı subayı imiş. bu olaylardan sonra hiçbir işçi dozerle yıkım yapmak istememiş. ve türbe etrafındaki az sayıdaki mezar bugüne kadar kalmış.

    mahmut baba'ya gelince; bu zat, sultan abdülmecid devri sofilerindendir. rivayete göre kadıköy osman ağa camii'nin ilk yöneticisidir. sarayda da bulunmuş, daha sonra padişahın onun adına yaptırdığı tekkede (kadiri mahmud baba dergâhında) ölünceye kadar irşad hizmetlerinde bulunmuştur. bir zamanlar, kadıköy'de osman ağa adında, hayır sahibi bir zat varmış. adının kıyamete kadar yaşaması içini "kadıköy osmanağa camii'ni yaptırmış, caminin idaresini de çarşı içerisinde eskicilik yaparak geçinen, fakat halkı sohbetleri ile irşad eden mahmud baba'ya vermiş. rivayete göre, sultan abdülmecid avdan saraya dönmüş, yorgunluğunu atabilmek için saray hamamının derhal hazırlanmasını ferman buyurmuş. abdülmecid han, hamama girmeye hazırlanırken, sarayın avlusundan gelen birtakım sesler duymuş, konuşmalar sırasında sık sık kendi adının da geçtiğini işitmiş. merak edip bulunduğu yerden avluya bakmış. genç bir adam, çevresindeki birkaç saray görevlisi ile münakaşa ediyormuş. adam: "çok önemli bir husus için padişahımızı görmem gerekiyor. bana engel olmayın da tez zamanda kendisini göreyim. arz edeceğim husus çok önemlidir" diye yalvarıyormuş. bunu duyan padişah müdahale etmiş: "söyle bakalım, ne istersin benden?" diye sormuş, o zat: "'aman sultanım! beni huzurunuza kadıköy'de, osmanağa camii şerifinde görevli mahmud baba denilen mübarek bir zat gönderdi. dediler ki: "bu gün sakın hamama girmeyin. zira siz hamamda iken kubbe çökecekmiş. kendinizi mutlak surette kollamanızı istediler. arzım bundan ibarettir hünkârım." abdülmecid han, delikanlıya gülümser ve: "haydi, git, mahmud baba'ya benden selam söyle. padişah hamamına girip, yıkandı bile, diye haber ver kendisine" der. mahmud baba hazretleri'nin gönderdiği elçi geriye döneceği sırada, her yer sallanmaya başlamış ve hamamın kubbesi de gerçekten çökmüş. sultan abdülmecid han, bu olaydan sonra, hiç tanımadığı bu mübarek zatı hemen saraya davet etmiş. bir süre sonra da kendisini saraya aldırtmış. mahmud baba, çok geçmeden saray hayatından sıkılmış. bir gün sultanın huzuruna çıkıp: "hünkârım! bu kadar misafirlik benim için yeter. müsaade buyurunuz da ben eski yerime döneyim. beni orada bekleyenlerim var" demiş. sultan, onun gitmesini istememesine rağmen, kıramamış, gitmesine izin vermiş. bu arada da: "dile benden ne dilersen" demiş. mahmud baba, önce "sağlığınızı dilerim" diyecek olmuş, ama sultanın ısrarı üzerine: "sultanım! mademki mutlaka bir hayır yapmak istiyorsunuz, öyleyse sizden küçük bir dergâh isterim" demiş. sultan da, mahmud baba hazretleri için, şimdiki fenerbahçe stadyumu'nun arkasında bulunan yere bir dergâh yaptırmış. mahmud baba da bu dergâhta ömrünün sonuna kadar irşad görevinde bulunmuş.
  • adamı tanımam etmem ama mezarda kocaman 12 gen bir taş varsa ve baba lık gibi bir mevki almışsa bilirim ki bu adam kadiri değil bektaşidir.
  • gözcü baba -> göztepe
    kartal baba -> kartal
    eren baba -> erenköy
    karacahmet -> üsküdar
    sahkulu -> merdivenköy

    hepsinin anadolu yakasına gelişi 1350 li yıllar.
    uzatmayayım rum diyarının yuce dervişleridir hepsi de aynı mahmut baba gibi.
    ve hepsi bektaşidir.
  • bir zamanların kuşdili çayırı'ndan günümüze kalan tek yapıdır.
    belki de "türbedir çarpar falan" diye düşünülerek dokunulmamış olabilirse de sanırım bir mezarlıkla beraber nispeten yol kenarında ve pazaryerinin (salı pazarı) bitiminde bir yer işgal ettiğinden günümüze kalmıştır..
    şimdi önünden kendi adını taşıyan bir cadde geçmekte olan türbenin önündeki tabelada "allah sevgilisi kadıköylülerin aziz babası kadiri mahmut baba vefatı 1850" yazmaktadır.
  • her işe gidişte orada durur sadece gözlerimi yumarım derin bir kuyu alır götürür ne hikmetse
hesabın var mı? giriş yap