• new imperialism ya da yeni sömürgecilik, 19. asrın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın ilk yarısını kapsayan bir asırlık bir dönemdeki emperyal faaliyetlere verilen isimdir. adındaki yeni ibaresi, bu dönemi osmanlı, pers, rusya, avusturya gibi fetih yoluyla toprakları "vatana katma" işinden ve ilk dalga avrupa kolonilerinden ayırmak içindir. bizim de osmanlı'dan aşina olduğumuz üzere klasik imparatorluklar bir toprağı fethedip boyunduruğu altına alsa da aslında bu toprağı "vatana" katıyor, devletin ve vatandaşlık bağlarının sınırlarını fethettiği her yere götürüyordu. ilk dalga avrupa kolonileriyse bilhassa amerika'ya, yani yeni dünya'ya odaklanmıştı. yerel halkı ekonomik aktiviteden dışlayıp beyaz avrupalı'ları yeni topraklara yerleştirmek asıl hedefti.

    new imperialism ise afrika ve asya'ya odaklanır. amaç bir yerdeki nüfusu kendi vatandaşıyla değiştirmek, yani ilk dalgadaki gibi beyaz koloni vatandaşları yaratmak değil, afrika ve asya toplumlarına boyun eğdirerek köleleştirip, bu yerel iş gücünü bedavadan kullanıp afrika ve asya'ya yayılan yer altı ve yer üstü zenginliklerini ana vatana aktarmaktır, çalmaktır. bu dönem ayrıca diplomasinin daha teşkilatlı olduğu bir döneme denk gelmiştir. öyle ki artık avrupa sahnesinde büyük güçler savaşmaktan geçmişe nazaran daha çok kaçınmakta, diplomasi yoluyla işlerini daha fazla yürütmekteydi. fransa, almanya, ingiltere'nin başı çektiği berlin konferansı'na hollanda, portekiz, ispanya, abd ve hatta osmanlı da davet edilmişti. fakat konferans bilhassa dönemin süper gücü britanya, geniş afrika kolonileri olan fransa ve yükselen süper güç almanya'yı memnun edecek şekilde sonuçlanmış ve afrika talanı olarak bilinen paylaşma, davet edilen büyük güçler arasında yapılmıştı.

    ayrıca bu dönem ordu teknolojisini çok ileri olduğu bir döneme denk gelmiştir. geleneksel asya toplumları ve ilkel teknolojiye bel bağlayan afrika toplumları, avrupa'nın tahribat gücüne dayanamayıp kolaylıkla düşmüştür. bu dönemdeki emperyalizm, ciddi ticaret bağlantılarına dayanmaktaydı. köle, pamuk, altın, baharat, kömür, elmas gibi pek çok meta, avrupa'ya ve hatta amerika'ya, yani yeni dünya'ya satılmış, global ticaretin adımları atılmıştı.

    yine bu dönemde beyaz avrupa, kendini sarı asyalılar ve siyah afrikalılardan "doğanın hiyerarşisi gereği" üstün görmüş, ahlaki olarak buralara hükmetmelerinin meşru kılmak için kendi medeniyetlerini taşıdıklarını iddia etmişlerdir. oysa new imperialism binlerce insanı köle ettiği gibi sömürgecilik savaşı bitmemiş, iki dünya harbiyle bütün dünyada milyonlarca masumun canını alacak bir kan banyosuna dönüşmüştür.
hesabın var mı? giriş yap