• işlemsel düşünce sadece güncel olan, düşlemsel dünya ile bağını kesmiş, sembolleştirmeden uzak düşünme biçimidir. yani aslında dürtülerle bağlarını kesmiş, somut, gerçeklere dayalı düşünce biçimidir. aslında her insan için hayatının belirli anlarında bu tip düşünce ile karşılaşmak olasıdır. ama kronikleşince ve yerleşince artık işlemsel bir hayattan bahsetmek olasıdır. burada artık dürtülerden bağımsız ve hassas bir sistemden söz edebiliriz. dürtü dünyasının fakirleşmesi söz konusu olduğunda, psikosomatik hastalıkları olan kişilerin işlemsel yaşamları uzun zamandır bu tür düşüncelerle fakirliğe uğramış, dürtüsel heyecanlar ve tasarım zenginlikleri yerini monoton, tek düze ve heyecandan yoksun, nedeni açıklanamayan hayatı sadece yaşamaya çalışıcı bir düzen içerisine girmiştir. bu tip bir yaşama biçiminde üstbenlik kalitesinde bir düşüş ve ideal benliğin çok güçlü bir şekilde yerleşmesinden bahsedilebilir. kişiyi hem kendine hem de ötekine karşı bitmek tükenmek bilmeyen yaptırımlarla karşı karşıya bıraktıran ideal benlik kişinin pasif şekilde gerilemesine izin vermeyip yaşanan olaylar karşısında ruhsal ve somatik açıdan yıkılmasına neden olabilmektedir.

    işlemsel düşünmemtanımı, michel de m’uzan ve pierre marty tarafından 1962'deki barselona psikanaliz kongresinde tanıtıldı. temelleri psikosomatik yaklaşıma dayanıyordu. yarı-bilinçli; rüya, fantezi ya da sembolizasyon ile organik bağlantıları olmayan bozuk bir düşünce biçimidir. doğası neredeyse araçsaldır ve zihinselleştirmenin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışır. "temel depresyon" gibi işlemsel düşünmenin de savunma işlevi gördüğü ve muhtemelen yapısal bir antitravmatik etken olduğu saptanmıştır. ancak bu işlevi gerçekleştirirken somatik rahatsızlıklara yol açabilen bir örgütlenme bozucu öge ortaya çıkardığı görülmüştür. başlangıçta, işlemsel düşünme metapsikolojinin ışığında, freud’un ilk topografyası çerçevesinde açıklandı. daha sonra ikinci topografide (yapısal model) ve dürtülerle ilgili ikinci teorisiyle yorumlandı.

    bu tür düşünme biçimi tekrarlar ve eylemi tasvir eder, sınırlanmış geçici bir süre içinde eylemin öncesinde veya sonrasında yer alır. çağrışımsal bir sisteme göre çalışmaz ve içindeki ögeler şimdiki anın parçaları olarak ele alınır. görünüşte sembolik bir kapsama biçimi içermez veya besleyici bir yüceltme değeri taşımaz. böylelikle gerçekliğe bağlanır ama gerçekliğe bir anlam vermez. bu, gerçekliğin libidinal değerinde bir azalmaya neden olur. bu kriterler, psikopatolojik bir düşünce türü olduğunu düşündürmüştür.

    ayrıca bu görüşe göre işlemsel düşünme, özdeşleşmeler içindeki etkileşimlerde olduğu kadar tüm duygusal katılımlardaki bozulmalar ile bağlantılıdır. tüm ilişkileri "boşluk" olarak ve diğer kişileri de özneyle özdeş olarak yorumlanırken "yansıtmalı kopyalama"yı uyarır. işlemsel düşünme, sosyalleşme sırasında ortaya çıkan saf uyumsal gerekliliklerin dayattığı bir davranışı yansıtıyor gibidir. ekonomik boyuta vurgu yapılırsa, birincil sürecin gelişiminin libidinal yıkım ile birlikte arkaik bir çöküşü olarak tanımlanabilir; bu yüzden ruhsal yatırım süreçleri arkaik düzeyde kalır. yaşamın araçsal işlevleri öncelenirken - yeterli ikincil süreç gelişiminin zarara uğramasına rağmen - gerçekliğin sözde bütünleşmesi için sahte bir egemenlik kurulur.
hesabın var mı? giriş yap