• fragmanına aldanmayın bildiğin ibne filmi.

    ekşi'deki homofobikler hemen sahiplenip laf söyletmezler şimdi.

    2013 türkiye'sinde böyle cesur filmleri antalya orange fest'de izlemek inanılmaz bir utanç. ne ahlak kaldı ne saygı, din elden gitti amk homofobikleri.
  • floating skyscrapers, hoş bir isim.

    kız arkadaşı varken bir erkekle yakınlaşmaya başlayan bir elemandan söz ediliyor gibi.
  • kuirfest'deki ikinci durağım olan film. izlediğim en başarılı queer filmlerden biriydi. belki de izlerken mesafemi bu kadar yitirdiğim, zaman zaman baş karakterle ciddi manada özdeşlik kurabildiğim için beğendim bu kadar. yoksa aslında finale doğru girdiği bir kavşağı ciddi manada sorunlu buldum.

    --- spoiler ---

    kızın uzun bir süre durumu kendince sorgulayışı, emin olma süreci, şüpheleri, naif mücadeleleri ve en nihayetinde tevekkülle kabullenişi çok gerçekti. nasıl olup da senarist* böyle güçlü ve ince ince işlenmiş bir karakterin öyküsünü, anneyle hamilelik üzerine kurulan ortaklık gibi kofti, arabesk bir baskı unsuruyla hiç etmeye karar vermiş aklım almadı. diğer bir yandan çocuğun, kız arkadaşının duygularına, acısına neredeyse hiç uğramıyor olması da pek olmamış.

    birçok eşcinsel erkek vaktiyle kızlarla birlikte olup bu tip sert yol ayrımlarına düşüyor. her şeye rağmen onca yaşanmışlık ve o kişiye duyulan derin sevgi, böyle bir gerçeğin gün gelip de baş edilemez bir biçimde kapıya dayanmasıyla erkek için de çok ama çok yaralayıcı oluyor. o çok sevdiğin kişinin yüzüstü bırakılması, değiştirilemez beton gibi bir gerçekliğin acısı, vicdani ağırlığı çok ama çok zor atlatılıyor. bu detaylar da pas geçilmeseymiş on numara beş yıldız bir film olacakmış.

    --- spoiler ---

    yönetmenin adını da not düşelim, kendisi polonyalı bir cengaver. (bkz: tomasz wasilewski)
  • şimdiye kadar pek çok farklı versiyonunu izlediğimiz bir konuyu polonya bakış açısıyla bizlere aktarmış olan izlenilesi bir film.
  • depresif, iç karartıcı doğu avrupa filmi klişesinin bir parodisi olan film. yönetmeni tomasz wasilewski.
    filmin büyük bir kısmı sessiz, kasvetli, bir erkekle bir kadının yatakta uyumaya çalıştığı ve çimdiği ve neredeyse hiçbir diyaloğun olmadığı uzun sahnelerle dolu. araya da gay seks sahneleri atıştırılmış, sonunda da gay bashing olmuş, tam olmuş.
    bu arada, kişinin kendi heteroseksüalitesinden duyduğu ilk şüphe veya ilk eşcinsel deneyimden hemen sonra kendine erkekliğini hatırlatmak için kız arkadaşı ile sevişme ya da gereksiz maçolaşma klişesi de unutulmamış.
hesabın var mı? giriş yap