• allegro gibi mega platformlar karsisinda son derece siradan kalmis, adeta word ile karsilasmis notepad'e benzeyen, miyadi dolmus devre tasarim programi.
  • board makerda çizerdik sonra schematic halini yuklerdik makınaya 5 sanıyede bize baskı devreyi verirdi..universitedeki en kullanıslı programımızdı..koskoca 3-4 katmanlı ana kart baskı devresını cıkartırdık bırbırının ustunede rahatca oturdurduk..teheyy gidi gunler teheyyyyy
  • cok daha iyileri olan ama basit gozuktugu icin amator ve semi-pro'lar tarafindan kullanilan, bug dolu design programi. ayni grubun pcad diye daha bir yazilimi da vardir. yine de mentor allegro gibi profesyonel yazilimlarin eline su dokemez...
  • kisaca procedure oriented telephony language.
    nortel'de, dolayisiyla netas'da 30 yili askin suredir kullanilan programlama dili. oop yapısı ile javaya, pointer vb kullanimi ile c'ye, syntaxi ile pascala benzer.
  • yakın zamanda, kariyer sitelerinde, "protel bilen eleman aranıyor" benzeri, içinde protel geçen ilanları aratıp, ilan sahibi şirketlere mahkeme kararıyla baskın yapan şirket.

    herhangi bir ihbarı da değil, sadece kariyer sitesindeki ilanları baz aldığından

    - biz bunlara satmamıştık böyle bir ürün

    gibi bir mantık yürüttükleri anlaşılıyor. fakat yazar* bu olayı duyduğuna göre, ve olayı aktaran kişide de lisans olduğundan kovuşturma yapılmadığına göre demek ki bu mantık yanlış.

    demek ki iyi yazılım yapmak yetmiyor (hatta belki gerekmiyor bile), iyi de şirket olmak gerekiyor ki büyü serpil..
  • türkiye'de micros denilince karşınıza çıkan firma.

    inanılmaz derecede rezalet teknik destek ve yazılım ekiplerine sahipler aynı zamanda.
  • (bkz: reserved)
  • onlarca niteliksiz çalışanları olan ve bu konuda hiçbir yeniliğe gitmeyen firma. zira ellerindeki en iyi olarak nitelendirilenleri de tutamayan, yerine aynı nitelikte biri yerine "low profile, low wage" mantığında devam ediyorlar. önemsediklerini de zannetmiyorum.
  • üst edit: bardas skleros adlı kullanıcıya ithafen yazıyorum. bence başlığı protel kreşi olarak değiştirmek lazım çünkü şirketi hakkında yapılan olumsuz eleştirilere yapıcı bir çözüm bulmak yerine, tüm çalışanlara mail atıp, böyle düşünenlere kapıyı göstermek tam bir 5 yaş davranış biçimi. senin o dediğin sigorta zart zurtu zaten her işveren yapmak zorunda, yapmadığı takdirde de kat ve katını devlete geri öder. olması gereken şeyleri neden bir artı olarak gösterdiğini anlayamadım. eğer sen benim başıma gelen durumu okuyup normal görebiliyorsan, aynısının başına gelmesini umut ediyorum. o zaman da bu kadar ılımlı kalabilecek misin bakalım :)

    ik’dan ve müdürünüzden iznini aldığınız tatilin dönüşünde, işleri bırakıp tatile gitmeniz sebep gösterilip, işten çıkarıldığınız yer.

    üstelik arkada deadline ı belirtilmiş hiçbir işi bırakmamanıza ve ekibin en kreatif çalışanı olmanıza rağmen.

    “çok yeteneklisin, farklı bir yeteneksin, ürettiğin işlerle ilgili hiçbir problemimiz yok, yöneticinizle kimyanız uyuşmamış” deniyor, arkasına da 5 günlük tatil izniniz başınıza kakılıyor. üstelik bu beş günlük izin, yıllık izniniz bile değil. şirketin sigara içmeyen çalışana verdiği 5 günlük haktan düşülüyor.

    ve de bu bahsedilen yönetici, bir kez bile çalışanıyla ilgili duyduğu her hangi bir sıkıntıyı birebir konuşup, çözmek gibi bir çabada dahi bulunmuyor.

    motivasyon, sorun çözme, iletişim adına çok fazla yol katetmeleri gerekiyor. başarılarınızın hiç konuşulmadığı, takdir edilmediğiniz ama hoşlarına gitmeyen bir durum olduğunda herkesin içinde rencide edildiğiniz ve hatta farklı departmanlardan bile laf söz işittiğiniz bir kurum (ne hadlerineyse).

    binbir emekle okuyup, kendinizi geliştirdikten sonra bu ve bunun gibi kurumlarda emeğinizin sömürülmesine, motivasyonuzun katledilmesine ve en önemlisi yaptığınız işe duyduğunuz sevginin, nefrete dönüşmesine izin vermeyin.

    yazacak, söylenecek daha çoook şey var.

    diyeceğim şu, buraya başvurmadan önce 10 değil 1000 kere düşünün. iş buldum diye sevinirken, “ben nasıl bir kabusun içindeyim”e dönüşmesi garanti.

    dip not: birlikte çalıştığınız insanlara, insan gibi davranın. hem birlikte çalışırken hem de ayrılırken. yarın kimin kime muhtaç olacağını asla bilemezsiniz.

    edit: yöneticiyle kimya uyuşması nedir tam olarak? işini kaliteli bir şekilde yaptıktan sonra, bir de yöneticinin ağarmış g*tünü mü yalıycaz.

    edit2: çalışan tatildeyken, kariyer.net’e aynı pozisyonda iş ilanı açacak kadar etik bir yer olduğunu yazmayı unutmuşum. detaylar aklıma geldikçe burayı güncellemeye devam edeceğim.

    edit3: duyduğum kadarıyla entry dilden dile yayılmış. çalışanınızı sepetlerken nasıl olsa 6aydan az çalıştı dava da açamaz deyip ohhhh çekmeyeceğinizi umuyorum artık. bir insanı somut delillere dayandırmadan, performans değerlendirmesi yapmadan işinden etmeden önce 2 kere değil 20 kere düşünürsünüz.
  • bendengectitayyar'a katılmakla beraber eklemek istediğim birçok nokta var.
    burayı tanımlamak için kurulabilecek en güzel cümlelerden birisi kendi işçilerine hayal satıyorlar.girişinde yazan daha fazla hayal kur bu söylediğimin ironik bir ifadesi.bu şirket için söylenebilecek şey hayal kurduruyorlar ve o hayallere erişmeni tamamen engelliyorlar.burada sürekli bir yoğun çalışma durumu mevcut.yoğun,ağır bir çalışmadan sonra bırakın hayal kurmayı eve gidebildiğinize şükredersiniz.önemli pozisyonları birçok yalaka ve patrona yakın kişilerin aldığı ve bunun babadan oğula giden sistemler gibi süregeldiği,bunların dışında kalan kişilerin ne kadar çalışsa da oralara gelemeyeceği gün gibi aşikar.bazı departmanlar vardır ki çalışmaktan kafasını kaldıramaz bitmek bilmeyen mesailer vardır(ve bu mesailer çoğunlukla karşılığı bile yoktur.)
    çalışanlara verdikleri değer kepçe kaşık misali misliyle karşılığını aldıkları ve sonunda size hiçbir şey bırakmadıkları gri renkli binada geçen yanılsamalar bütünüdür.
hesabın var mı? giriş yap