• denis côté'nin yazıp yönettiği kanada yapımı fantastik dram... türkçeye "hayalet kasaba antolojisi" olarak çevrilmiş.

    filmi mubi'den izledim. hiç beğenmedim. yani beğenmek ifadesini bir yana koyun, filmi seyredesim bile gelmedi. bu kadar mı anlamdan uzak, boş, bomboş bir şey olabilir? mubi bunu hep yapıyor ne yazık ki.

    sanat adına, böylesine şey'leri millete yutturuyorlar. bu gibi filmlere sanat diyenlerin, hacca gidip iki tane betona taş atarak şeytanı taşladıklarını iddia edenlerden hiçbir farkları yoktur. metaforsa o da metafor... neymiş efendim klişe yokmuş da gizem çok yüksek derecedeymiş de o kasabadaki insanlar kadar hissediliyormuş gerginlik de... hepsi yalan söylüyor. hiçbiri hiçbir şey anlamadı ve gerçekten de kimse beğenmedi. ama sırf özel gösterimi olduğu için ve festivallerde boy gösterdiği için "uuu işte sanat" diye peşine düşüyorlar.

    film dediğin yalın olmalı. temiz olmalı. ince olmalı. işlenmeli, işlemeli işlemeli olmalı. böyle kalın kalın olmamalı. kaba saba olmamalı. anlamsız, mantıksız olmamalı. "sen ne anlarsan odur" dememeli. ve daha önemlisi bu şey'ler millete sanat diye itelenmemeli.
  • kanadalı yönetmen denis côté'nin 2019 yapımı filmi.

    (bkz: ghost town anthology)

    biçim ve içerik uyumu gibi inanılmaz önemli olan bir konunun muhteşem örneği. filmin tüm alt anlamlarından önce önemsediğim nokta bu oldu. bu cılız ve giderek ezberlenmiş sinema atmosferine bu türden ayrıksı katkılarda bulunabilen filmler var ve iyi ki bunları keşfetme olanağına sahibiz.

    meselesine bu kadar incelikli yaklaşan, bu kadar organik bir içsel gerilimi tercih eden bir film az bulunur.
  • taptaze bir kanada filmi. fantastik bir gerilim olarak da kategorize edilebilir. denis cote'nin amacı cevaplardansa soru sorma üzerine kurulu.

    rahatsız edici seslere, huzursuz edici görüntülerin eklendiği filmde, bir gencin ölümü ile girizgah yapılıyor. intihar mı yoksa kaza mı olduğu belirsiz ölümle birlikte bu ufacık kasaba sarsılıyor ve daha da içine kapanıyor. aile üyelerinin her biri için büyük bir travma yaratan bu süreç sonrasında, kasabada da geçmişte ölmüş bazı kişiler görünmeye başlar.

    bu sırada kasabanın başkanının ölüm sonrası psikolojik destek ekibini reddetmesi ve kasabayı tamamen içe kapatması da filmin kilit çıkış noktalarından biri olarak karşımıza çıkıyor.

    kanada sinemasına ilgi duymaya başladığım şu sıcak günlerde güzel bir tercih.
  • çocukluğundan beri zombi, vampir, hayalet temalı filmlere meyyali olan biri olarak, üstüne bir de kar, kış, kasvet eklenince filmi ben sevdim, eller alabilir ama daha çok filmin sonunda çalan our souls were clean adlı şarkı sayesinde filmden daha kasvetli ve karanlık bir grup keşfettim…

    yani şunu diyebilirim ki, bu karanlık böyle iyi, allah başımızdan eksik etmesin.
  • "adele" karakterinin "bazen havada asılı kalmış gibi hissediyorum" diyerek kendi ruh halini betimledikten sonraki o sahne; ancak e. t. a. hoffmann öykülerinde rastlanır.
hesabın var mı? giriş yap