7 entry daha
  • patristik dönem* ile birlikte hristiyan orta çağ felsefesini oluşturan iki dönemden birisi (ms. 8. ve 15. yy. arası).

    skolastisizm “okullu”, “okula ait olan” anlamına gelen latince “skolastikus” (grekçe “skholastikos”) sözcüğünden gelir. bu açıdan bakıldığında skolastik felsefe 8. yy’dan itibaren üniversitelerde, manastırlarda ve bazı okullarda okutulan felsefedir. hatta daha da ayrıntılı yazmak gerekirse skolasik felsefe; 1000 yılına kadar masantırlarda, 1000’le 1150 arasında katedral okullarında, 1150’den sonra ise fransa ve italya’daki üniversitelerde öğretilmiştir. buradan da anlaşılacağı üzere bu felsefe baştan sona kurumsal bir yapı içinde öğretilip gelişmiştir. ayrıca, buralardaki, görece, özgürlük, askerlikten muaf olma gibi bazı ayrıcalıklar, öğrenciler ve akademisyenlerin felsefeyle hızla, daha fazla ilgilenmesine zemin hazırlar.

    bu felsefe genel olarak patristik dönem’le benzer amaçlar için yapılır: hristiyan teolojisini, metodolojik ve felsefi açıdan tutarlı bir şekilde ortaya koymak; tanrı’nın varlığı, tanrı-evren ilişkisi, tanrı’nın mutlak bilgsi ve insanın özgür iradesi, devlet-kilise ilişkisi ve kötülük problemi konularda tutarlı açıklamalar getirmek. skolastik felsefede din ile felsefe, vahiy ile akıl arasında çok daha yakın bir ilişki söz konusu olmuştur. buna göre, ilk başta dine rakip, hatta vahyin düşmanı bir şey olarak; sonradan da anlamanın bir aracı olarak görülen felsefe skolastik dönemle birlikte, aklın kendine ait konuları olan bir disiplini olarak değerlendirilmeye başlanmış. hatta zamanla teoloji eğitimi için öğrenilmesi zorunlu olarak görülmüştür. skolastik felsefe bundan dolayı, patristik felsefeden çok daha belirgin olarak hıristiyanlığı anlamaya çalışan bir felsefe olarak gelişir.

    skolastik felsefe kendinden önceki platon ve yeni platonculuk‘tan, ibn sinacılık, ibn rüşdçülük ve son ve temel olarak da aristoculuk’tan faydalanıp gelişir. bu felsefenin içinde bilim pek yer almaz. ta ki son dönemde aristo ve onun fizik, biyoloji kitapları değer görmeye başlayana kadar. değindiğim gibi bu dönemin en etkili ismi aristo olmuştu. özellikle 12. yy’dan sonra başlayan geniş çaplı aristo tercümeleri* augustinus‘tan sonra bir çeşit “karanlık çağa”a giren hristiyan felsefesini tekrar ayağa kaldırır.**

    (bkz: john scotus eriguena)
    (bkz: aziz anselmus)
    (bkz: petrus abaelardus)
    (bkz: aziz bonaventura)
    (bkz: aquinalı thomas)
    (bkz: john duns scotus)
    (bkz: ockhamlı william)
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap