• thomas hobbes'a sorun böyle bir ilişki yoktur. çünkü o bir kapitalist. o ilkel insanın vahşi olduğunu düşünür. ona göre modern birey türünün en iyisidir. ve aslında evet modern birey türünün en iyisidir de bireyin ait olduğu tür ne haldedir. önemli olan burası.

    bütüne baktığımız zaman; suç, cinayet, savaş, terör, tecavüz, baskı, açlık, intihar ve yoksulluk bütün içinde kendine yer bulmuş hayatın gerçekleri. işte vahşi olmayan insanoğlu türünün içinde var olan gerçekler bunlar. görüyorsunuz ya günümüz insanı çok modern içinde yaşadığı hayata çöplük demek sizin hayvanlığınız efendiler.

    oysa ilkel insanda savaş, terör, tecavüz, baskı, cinayet, suç, açlık, yoksulluk ve intihar olmamasına rağmen vahşidir thomas hobbes'a göre. ilkel bir insanın intihar ediyor gerçeği akla yatar bir şey mi? ilkel insanı intihara sürükleyecek olguların varlığından bahsedebilir miyiz? ilkel insan ayağı kayar da uçurumdan düşerse ölür ancak. uçurumdan bir ilkel insanın intihar etmiş fikri insana komik geliyor. ''allah'ım sana geliyorum diyerek'' atlayan ilkel bir insanı görsem, gülmekten ölürüm herhalde. fakat günümüzde trajik bir olgudan öteye geçmez. çünkü türümüze ait bireyler elde etmiş oldukları yaşam hakkını reddederek ölümü seçerler ve bu trajik olayda kuşkusuz hepimizin payı var.

    ilkel insanın modern insandan daha erdemli olduğu fikrine vardıktan sonra kapitalizm gerçeği olan bu ilişkiden bahsedebiliriz.

    tasarımın kendisiniz yetkinleştirdiğini düşünen kapitalist birey, senin yetkinleşmenle birlikte içinde bulunduğun türün yoksunlaştığının farkına varmalısın. tasarım harikası olarak kullandığın otomobilin gittiği yollar boka batmış ve farkında değil misin soluduğun havanın ne kadar fakir olduğunun. havası bile fakir artık dünyanın. tek tip arabaya binmek bu kadar zoruna gitmesin.

    (bkz: komünizm)

    rousseau'dan bir alıntı yapalım,

    ''bu nedenle uygarlaktaki her yeni ilerleme; aynı zamanda eşitsizlik yolundaki yeni bir ilerlemedir. uygarlıkla doğmuş olan toplumun kurduğu bütün kurumlar, ilk ereklerinin tersine dönerler.''

    yani diyor ki balık baştan kokar.
  • vardır.

    uygarlıkla birlikte aidiyet kavramları daha ön plana çıkarak insanın her yerde hak sahibi olma durumu mülkiyetle birlikte sona ermiştir. insanların bazıları daha eşit biçimde paylaşmıştır topraktan hakka kadar pek çok şeyi.

    uygarlık sonucunda kadın ve erkek eşitliği sona ermiştir. beraber mücadele veren ve her ikisinin de farklı görevler üstlendiği yapı çökmüştür. erkek kadın üzerinde hak iddia eden ve sahiplik taslayan bir konuma koymuştur kendini sahip olduğu güç dolayısıyla. erkek, kadının ve çocuğun sahibi olmuştur bir mal gibi. bereketle anılan eski tanrıçalar yerini acımasız ve savaşçı tanrılara bırakmak zorunda kalmıştır zamanla.

    uygarlık güvenlik getirmiştir elbette insanoğluna vahşi doğaya karşı ancak birbirinden korunmak da yeni bir güvenlik sorununu doğurmuştur akabinde. güvenli olsun diye özgür yaşama hakkından vazgeçmiştir çoğu zaman. hala da öyle değil mi? kendimizi nerede güvende hissediyoruz tam anlamıyla?

    uygarlık öncesi insanın hayatı çok daha zor olmasına rağmen günümüz insanına göre çok daha az çalışmak zorunda olduğu apaçık ortada son bilimsel verilere göre. uygarlaşma yolunda bazı insanlar çalışmadan yaşamayı, salt sanatla uğraşabilme hakkını kazansalar da çoğumuz eskiden köle olarak günümüzde ise uzun saatler boyunca çalışanlar olarak onların çalışmaması için çalışıyoruz. geçen gün bir getir kuryesinin günde 14 saat civarı çalıştığını anlattığı ve hayatta hiçbir sosyal aktivite, aile, eş dost muhabbeti, kişisel gelişim, dinlenme payının kalmadığından dem vurduğu ve akabinde de bu sözlerinden ötürü işsiz bırakıldığı bir video yayılmıştı sosyal medyada. uygarlık işte…

    sonuç olarak bu kadar olumsuzluğa rağmen kabahat uygarlıkta değil elbette. insanın aç gözlülüğü ve benmerkezci tutumundan kaynaklı. kapitalizm gibi sistemlerin uygarlığı kendilerine maşa yapmaları gibi faktörler bizi daha çok düşündürür.
hesabın var mı? giriş yap