• bir ursula le guin kitabı.

    ayrıntı yayınlarından çıkmış kitabın kapak tasarımı içeriği oluşturan ilk hikayenin girizgâhını betimliyor. üslup her zamanki ursula tarzı, hani onlarca kitap içinden onun karakterlerini isimlerinden, olay örgüsünden ayırabilirsiniz ya, öyle işte.
  • 109 sayfalık ursula k. le guin kitabı.
    kitabın yarısı vahşi kızların hikayesini anlatıyor. 60 sayfada yazarın oluşturduğu o büyülü dünyalara giriyor ve yüreğinizi dağlayabiliyorsunuz. sonrasında okumak üzerine yazdığı bir yazısı, şiirleri, mütevazilik üzerine yazdığı 'açıksözlü bir söyleşi'si ve terry bisson'un kendisiyle yaptığı söyleşi var.

    ursula, vefaat ettiği zaman 2 hafta durup durup ölümüne üzülmüş ve kitaplarını çabucak bitmesinler diye aralıklar koyarak okuyacak kadar sevdiğim bir yazar olmasına rağmen bazı noktalarda rahatsız edici, ki bu rahatsızlık basmakalıp cümleleri tekrar etmesinden geliyor, geldi bana. normalde birçok yazar yapıyor bunu ve önemsemeyebiliyorum ama ursula gibi yerli halkın batılılardan çektiği eziyetlere birebir ve babası sayesinde (bir kitabında bundan bahsediyordu şuan adını anımsayamıyorum) şahit olmuş birisi olarak batıcılığı abartan/ en üst değer gören bazı ifadeleri bayağı şaşırttı beni ama olsun yine de sever ve okurum.

    --- spoiler ---

    kitap okumak üzerine;

    kitap okumayı seviyorsanız, medyadaki hiçbir şey kitaplar kadar eksiksiz bir biçimde size zevk vermez.
    epey insan da kitap okumayı seviyor. bir çoğunluk değil ama istikrarlı bir azınlık.
    okurlar aldıkları zevkin basitçe eğlendirilmekten farklı olduğunu anlıyorlar. bakmak genellikle tamamen edilgen, okumak ise her zaman bir eylemdir..... aklınızı vermezseniz aklınızı etkilemez, yüreğinizi vermezseniz de yüreğinize dokunmaz. sizin için bu işi yapmaz. iyi bir kitabı hakkını vererek okumak, onu kavramak, ondan etkilenmek, onu hissetmek ve aslında o, (onu yazmak dışındaki her şey) olmaktır. okuma işbirliği, bir katılma eylemidir. bunun herkese uygun olmamasına şaşmamak gerek. *

    tolkien ve rowlinge dair:

    bir yayıncı olsaydım, rowling'in yerine tolkien'e sahip olmayı daha fazla tercih ederdim. *

    mütevazi olmak üzerine;

    mütevazi olmanın zayıf noktası, diğer insanlarda kibirliliğe müsaade edebilmesidir. güçlü noktasıysa, uzun vadede kibrin onu kandıramamasıdır. *

    mütevazi sohbet sıradan insanları bir arada tutan şeydir. reklamın tersidir. iletişimdir. *

    ilerlemecilik üzerine;

    ben ilerlemeci değilim. ilerleme düşüncesini tiksindirici ve genel anlamda zarar verici bir hata olarak düşünüyorum. değişimle ilgileniyorum, ki o da tamamen farklı bir mevzudur.
    bay darcy ve romalılar gibi katı, eski kafalı, ağır başlı, ciddi, vicdanlı ve sorumluluk sahibi insanları seviyorum. *

    --- spoiler ---
  • ayrıntı yayınları bilimkurgu dizisinin ilk kitabı olan ama bir bilim kurgu olduğuna pek ikna olamadığım le guin eseri.

    hikâye yerdeniz'de bir yerlerde geçebilecek tatta. kitaptaki hayalet ise iyice konuyu bilimkurgudan uzaklaştırıyor. ayrıntı'ya yakışmamış bir başlangıç olmuş.
  • ursula k. le guin'in yazmış olduğu kısa ama etkileyici kitabın adıdır vahşi kızlar. kitabın adı kadar vahşiler mi anlatılan kızlar bilmiyorum ama ben vahşi olduklarını düşünmedim. burada türk diline çevrilirken vahşi yerine yaban kelimesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

    bir kitaptan beklentiniz nedir? size bilgi vermesi mi yoksa sizi bir olay örgüsü içinde sürüklemesi mi? içinde bu iki özelliği de barındıran ve sizi kısa sürede derin düşüncelere sevk edebilen bir kitap yazmış yazar. bir kadının, toplumsal eşitsizliğin olduğu bir ortamda nasıl davranması gerektiğini, aile ortamında nasıl davranması gerektiğini anlatıyor. burada feminizm akımının tesirini kitapta hissedebiliyoruz. bir kadının, yaşam mücadelesi verirken, erkeğin altında yer aldığını ve bu durumu ortadan kaldırabilmesi için akıllıca davranması gerektiğini gözlemliyoruz. yazar, modh karakterinin özelliklerini, sakin kalmayı başarabilen, yeri gelince eşine söz dinletebilen ve aynı zamanda anaç olarak belirlemiş. buna ek olarak, yaban hayatından gelen başkaldırı kültürünü de karaktere yansıtmış. kadınların, bir erkeğe söz geçirebilmesi için ne yapması gerektiğini görmek istiyorsanız modh'un hareketlerini analiz etmelisiniz. benim en dikkatimi çeken nokta, evlendiği kişiyi zorlayarak değil, ona hislerini aktararak bir şeyleri anlatmaya çalışmasıydı. bir kadın olarak hissettiklerinizi, sevdiğiniz kişiye hissettirebilirseniz o zaman sevdiğiniz kişiyi kontrol edebilirsiniz. erkek sizin hislerinizi anlayamaz olursa, modh'un da yapmış olduğu hata gibi, kontrolü kaybedersiniz. kontrolü kaybettiğinizle kalmaz, sevdiklerinize zarar verebilirsiniz. modh kardeşine sahip çıkmak isterken, eşinin desteğini kaybetti. belki uğruna savaşabilecek bir gücü(eşinin desteğini), farkında olmadan eliyle itmiş oldu. röportajda vurgulanan mütevazi tanımı bize gösteriyor ki boyun eğmeden; fakat erkeğe de sevildiğini de hissettirerek destek almak önemliymiş.
hesabın var mı? giriş yap