• agri yoresinin cok ama cok zahmetli koftesidir. koftenin her bir tanesi de 300 gr kadardir. yagsiz ve mide dostudur. lezzetlidir.
  • doğubayazıtta tattığım, yuvarlak küçük bir yumruk boyutunda, hafif sulu ve yağsız bir köftedir. iran pirinciyle yapılan pilavla üstünde de lavaş ile servis edilmektedir.
    tadını gayet hoş buldum. naçizane tavsiye ederim efendim.
  • şöyle bir hikayesi anlatılır;

    midesinden rahatsızlık çeken ishakpaşa ete çok düşkün olduğu için sıkıntı çekince ahçıbaşı abdi'yi çağırır ve der ki 'bana öyle bir et yapacaksın ki yedikten sonra midem hiç ağırmayacak, yanmayacak'. bunu beceremeyeceğini bilen saray çalışanları kellesinin gideceğini anlayıp kendi aralarında 'abdi gor (abdi öldü/mezarda)' demeye başlarlar.

    çaresiz abdi sabaha kadar eti o kadar çok döver ve etin içindeki sinirleri damarları yağları öyle temizler ki sadece yumuşacık eti kalır, onuda yuvarlayıp köftesini yapar. ishakpaşa midesi ağırmadan et yer ve çok beğenir, abdi kelleyi kurtarır, ağrı'nında kendine has bir yemeği olur.
    köftenin adı da abdigor diye kalır.

    edit: bu hikaye ile alakalı ishakpaşanın vicdanlı biri olduğunu, bahsi geçenin ismi bilinmeyen zalim bir hükümdar olduğunu söyleyenlerde var.
  • bu köfteyse diğerleri nedir? yok bu köfte değilse diğerleri hangi yüzle kendine köfte diyor? çünkü bu abdigor denilen şey gerçekten çok başka bir boyut. yapımı o kadar zor ki o etin krem peynir kıvamına gelmesi için saatlerce tokmakla vurulması, dövülmesi gerekiyor. bunu yedikten sonra evdeki köftelere galeta veresim gelmiyor kahretsin. doğubayazıt‘ta muhteşem yapan birkaç yer var, mutlaka gidilip yerinde denenmesi gerek.
  • doğubayazıtta 2010 yılında yediğim halen tadı damağımda olan bir tat. yok böyle köfte
  • hayatımda yediğim en kötü köfte türü. aklıma geldikçe midem bulanır o derece.
hesabın var mı? giriş yap