• evet arkadaşlar buyrun sohbete. havası, denizi, doğal ve tarihi güzellikleri ile bir numaraya oturttum şehrimi. varsa daha iddialısı bekliyorum.

    tanım: antalya muhtarı, cumartesi sabahı canı sıkılan yazar beyanıdır.

    ek: şu an hava 18 derece güneşli. eski lara yolundan güzel bir beydağları manzarasından yapılan bir iddiadır.

    edit: dil bilgisi eksiklikleri için özür diliyorum. telefondan başlık açınca böyle oldu maalesef. affedin.
  • guzel tabi ama nem mahvediyor
  • izmir'i ülkeden ayrı takılan bir il olarak sayılıyorsa neden olmasın ;)
  • burun farklı ile izmir alır gibi geldi.
  • ülkenin 36 ilini görmüş biri olarak katıldığım beyandır.

    hava 19 derece ulan!!

    edit: yazım
  • yaz mevsimi vıcık vıcık olan hiçbir il güzel değildir. bir şehre her yönüyle bakmak gerekmektedir ve bu da dahil bütün genellemeler yanlıştır.
  • (bkz: hiç şüphesiz ki antalya dünyanın en güzel yeridir)
    (bkz: mustafa kemal atatürk)

    doğru fakat eksik beyan. antalya aynı zamanda türkiye'nin de en yaşanılır şehirlerinden biridir. alexandra ferenditon'un aşk yolculuğu - selanik, antalya, monza isimli kitabında kendisinden "ispanya'dan yunanistan'a bütün avrupa rivierasını gezseniz antalya kadar güzel bir yer bulamazsınız" dediği bir şehirdir aynı zamanda. merkezi izmir'den daha solcu, daha liberal, daha özgür, gel gör ki kırsal kesimi çoğunlukla çomar dolu. merkezinde yaşayacaksan eğer türkiye'nin en yaşanılabilir yeridir.

    dünyanın en güzel falezleri, dünyanın en güzel plajları, dünyanın en güzel şelaleleri ve her köşe başında gezen ruslar kombinasyonu. parklarında portakal ağaçları, sokaklarında turunç kokuları olan şehir. marttan kasıma kadar denize girilebilen ve yılda 300 gün güneşi gören şehir. bir yanı deniz, bir yanı dağ, bir yanı orman. bergama kralı attalos 'un kurduğu, roma imparatoru hadrian 'ın aşık olduğu, mısır kraliçesi kleopatra'nın denize girdiği, selçuklu sultanı keykubat 'ın çok istediği, keyhüsrev 'in fethettiği, mustafa kemal atatürk 'ün çok beğendiği şehir. gecenin bir yarısında mini eteğinizle istediğiniz her sokakta rahatça gezebileceğiniz türkiye'deki belki de tek şehir. burası öyle bir yer ki sadece şehir merkezinde 3 tane şelale bulunuyor. sabah çıkıp şehre yarım saat uzaklıktaki saklıkent'te gidip kayak yapıyorsun sonra vazgeçip şehre geri gelip konyaaltı'da denize gidiyorsun.

    peki ya dünyada en fazla endemik bitkinin bulunduğu şehir türkiye'de desem inanır mısınız? bu şehir antalya. sonbahardan ilkbahara kış mevsimini görmeden direkt atlanan bir şehir burası. belediye otobüsüyle plaja gidilebilen, şehir merkezinde 3 tane plaj bulunan türkiye'deki tek şehir. arabanıza atlayıp aspendos, olimpos, phaselis, apollon tapınağı gibi bir sürü antik kentte gidebileceğiniz bir şehir. sokak aralarında portakal, turunç ağaçları var. çarpık kentleşme diğer büyükşehirlere kıyaslayanca yok denecek kadar az. bi kere bu şehrin merkezinde kaleiçi içi diye bir mekan var ki ne kadar anlatsam boş gelmen gezmen lazım. en işlek caddesinin üstünde 1900 yıl önce roma imparatoru tarafından yatırılan bir kapı var. o kapının altından geçmeden bu şehri anlayamazsınız. sadece şehir merkezinde 3 tane büyük şelale var.

    izmir'de, istanbul'da gecekondu ya da ahır kiralayabileceğin fiyata antalya'da denize yürüme mesafesinde havuzlu villa kiralayabiliyorsun. hayat ucuz inanmayan araştırsın. şehir merkezinde 3 tane plaj var ki bunların iki tanesi dünya ölçeğinde plajlar. (lara, konyaaltı) yılın en soğuk günü ve o günün en soğuk saatinde (mesela 1 ocak gece sabaha karşı) sokağa çıksan hava en fazla 10 derece oluyor. hiç kar yağmaz ama konyaaltı'na yarım saat mesafede kayak merkezi var. bir şehirden daha ne beklersin ki? dünyada aynı yerde hem falezlerin hem de plajların olduğu çok ender şehirlerden birisi antalya. dünya tarihinde paranın ilk kez kullanıldığı yer de burası. hatta o meşhur aziz nicola'nın (noel baba) memleketi olan yer burası. türkiye'de yıllardır en çok okuryazar oranına sahip şehir de burası. (kaynak götüm değil tüik, inanmayan bakar)

    antalya, mersin ve adana'ya benzemez doğudan çok az göç almıştır. şehrin kültürü konuşması yaşamı moderndir. etek giyen kadınlara öküz gibi bakılan şehirlere inat, burada 3 santimden kısa şortunla istediğin sokakta yalnız başına yürüyebilirsin. palmiye ağaçlarının bir şehre ne kadar yakıştığını görmek istersen buraya gel. denize girmek istersen plajları var, eğlenmek istersen gece kulüpleri var, tarih istersen antik kentleri var, sanat istersen müzeleri var ki bunlar paris'te değil antalya'da bulunuyor. bizim antalya'da. her yil bir sürü uluslararası etkinlik festival hiç bitmez burda. şehirde gezilebilecek çok fazla yer, park, yapılabilecek çok fazla etkinlik var. yıllık 20 milyon turistin ziyaret ettiği bir şehir. dünyanın en büyük 4. resort turizm merkezi. şehirde konyaaltı, lara, kleopatra, patara, kaputaş gibi harika plajlara sahip bir şehir. dünyanın en eski batık kenti burada. hatta türkiye'de insanlığın en eski yerleşim yeri bile burası. bir insan bir şehre aşık olabilir mi? bilmiyorum ama eğer bir insan bir şehre aşık olursa antalya'ya aşık olur. ben aşığım şahsen.
  • narenciye cenneti
  • çaktırmayın lan herkes buraya gelecek antalya hiç güzel değil tüh kaka..
  • katılmadığımı beyan etmek zorundayım. yerlisi olmayan ve artık türü yok olma noktasına gelmiş hiçbir şehir güzel değildir. turizm işçiliği için doğudan aşırı göç aldı ve yerlisinin şehir üstünde tasarruf etkisi kalmadı. turizm içünde büyük yatırımların sahipleride hep doğu kökenli. bu insanlar iş imkanlarını hep kendi yakınlarına ve kültürdaşlarına sunuyorlar. ben hep antalya'yı hep çok kıro bulmuşumdur.

    yolda kız arkadaşımla yürürken bile defalarca laf atıldığına şahit oldum. hele turistlere yapılanlar ayrı bir yüksek lisans tez konusu olabilir...
hesabın var mı? giriş yap