• bütün dünya gelir sanki, gelir üstüme
    uzanırım uyku tutmaz, yarınlanır gece
    sen yanımdayken, sızı diner dem verir
    göze mi geldik, dinmez hala sesin
    senle beraber, titrer, söze gelir
    hengame biter sanki yenilenir bedenim...

    senden sonrayı sevemedim canım benim,
    ardından kimselere çözülemedim
    kalmadı kederimi yüklenecek kelimeler
    ben miyim bu aynadaki, bendeki izin mi?

    döner durur aklımdaki bu yarım melodi
    tenim titrer, boşluk olur uzayıp söner
    sanki gönül şimdi ıssız yapayalnız
    gezer durur, arar sorar ama nafile
    avere bu şehrin tüm küskünleri gibi
    kuşkulu ama hala sevdalınım.....

    (bkz: serdar keskin)
  • nasil tarif edecegimi bilemedigim second sarkisi. kosullar degistikce agirligi degisiyor sozlerin, ancak verdigi duygu hep ayni.

    son bir anim var seninle
    gitsen bile kal benimle
    gerçekten istesem geri döner misin
    gözlerimde dondun o soguk yüzünle

    son bir anim var seninle
    bitsin zaman sen kal benimle
    gerçekten istesem geri döner misin
    gözlerimde kaldin o güzel yüzünle

    orda iyilerin yaninda her seyden uzakta oldugunu bilmek
    yeterdi aslinda beni duyuyorsan gel gir rüyalarima

    son bir anin var benimle
    sen uyurken elim elinle

    yandin mi söndün mü ordaydim gördün mü
    kayan yildizlarla geri döner misin
    yandinmi söndün mü ordaydim gördün mü
    kayan yildizlardan tek dilegimsin
    dön, geriye dönemem
  • yayımlandığı kitaba adını veren ibrahim karaca şiiri:

    bugün ocağın otuzu
    gittiğin günün ardından
    kırksekiz ay geçti
    yani dört yıl
    yani bindörtyüzaltmış gün
    ve ben bu kadar yıl
    bu kadar ay
    bu kadar günde
    hasretini büyüttüm içimde

    bugün ocağın otuzu
    dışarda kar
    içimde hasretin var

    hatırlıyorum
    hava yüklü, sessiz
    yağmakla yağmamak arasında kararsız
    islak kokuyordu gece
    el sallar gibi oldun, sallamadın
    gittin öylece

    bugün ocağın otuzu
    dışarda kar
    içimde sevdalı yüreğin var

    hani
    bir ağaca kurt düşer de
    kemirir, kemirir
    büyüdükçe büyür kovuk
    çırpınır ağaç ne yapsın
    yarası büyük.
    çırpındıkça büyür kovuk

    ağlar sessizce
    bekler çekip gitmesini kurdun
    anlayınca beklediğini
    gelmesini ölümün
    a benim gülüm
    tomurcuk çıkarır yandan yöreden

    bugün ocağın otuzu
    dışarda kar
    içimde sen varsın
    oturmuşum mezarının başında
    sırtımda yaralı kabanın

    ıslak kokuyor gece
    oturmuşum öylece

    (istanbul, aralık 1983)
  • serdar keskin'in leyl albumundeki, en nefis sozlere sahip parcasi:

    "
    ...
    ben miyim bu aynadaki, bendeki izin mi?
    ...
    "
  • uykusuza masallardan:

    yorgun argin dondum eve
    bir soguk du$ aldim yoklugunun ustune
    iki yol cikardin onume
    eyvah dedim kactim, icimden gecenlerin aksine

    sen zamana birak, daha gencsin, ali$irsin
    ben biraktim zamani, a$ik oldugun adam kaldim
    gittigin yerde bulduklarinla mutlu ol
    avun, sevil; yolun, bahtin acik olsun

    ben $a$kin, kararsiz, kimseye zararsiz ya$arim
    ben $a$kin; karanlik bir suru yarayla ya$arim
  • çok iyi niyetli bir parça. "ardından" böyle şeyler söylettiren, bu kadar iyi niyet beslettiren eski sevgililerin şerefine defalarca dinlenesi.
  • kederi yüklenecek kelimelerin kalmaması ancak bir gidenin ardından olurdu zaten. aynaya baktığında gördüğünün, onun sende kalan izi olması kadar ağır. melodilerin tamamlanamaması normal, her bir şey yarım kalmışken.
    ardından diye şarkı yapmak manasız, o gitmişken.
    bir varmış, bir yokmuş. birileri gitmiş. biri kalmış.
    ardından bu kadar güzel laf edilmesi, her işteki hayırmış.
    mışlarla yürüyen zaman, bizi yarı yolda bırakır da, gram umursamazmış. bakakalırmışız hep. sizli bizli geçmiş zaman kullanarak eziklikle aramıza seviye koyarmışız. çoğullaştırıp her umutsuzluğu, kahveden adam toplamışız izlenimi yaratırmışız. biz ne yalancıymışız lan.
  • sarp mâden'in adnan karaduman, eylem pelit, turgut alp bekoğlu ve imer demirer isimli müzisyenlerle ve şevvâl sam ismindeki biriyle birlikte kaydettiği albüm.
  • japon klasikleri
    (bkz: natsume soseki)
    ithaki japon klasikleri serisinin okuduğum üçüncü kitabıydı ardından.japon edebiyatı ve soseki beni bir kez daha bu kitapla etkilemeyi başardı.

    30 yaşındaki işsiz ama dertsiz daisuke'nin hayatı konu edinilmiş.
    daisuke'ye ailesi bakıyor ,çevresi tarafından orta yaşlı olarak iş bul ve evlen baskılarına kafayı takmaksızın yaşayan rahat bir arkadaşımız.

    toplum baskısını yok sayıp başkalarına aldırmadan okumayı,öğrenmeyi seviyor.
    meiji döneminde ülke borçların içinde ,ekonomik olarak buhranda iken çalışmanın bir anlamı olmadığına inanıyor taa ki karşına hiç beklenmeyen aşkı çıkana kadar.

    klasik ,otoriter japon aile çizgisi ve toplum değerleri her soseki kitabında olduğu gibi bu kitapta da kendini gösteriyor.aşık olunca biraz değişecek gibi dursa da daisuke tembel bir toplum mühendisi.kitapta aşk konusunun ele alınması biraz ortaları bulduğu için ister istemez biraz daha yüzeysel işleniyor bu kısım.

    kitabı almadan önce çok tekrara düşüldüğüne ilişkin eleştirileri okumuştum.bu kitapta biraz konu sıradanlaşıyor ister istemez.ancak vasat soseki için söylenebilecek bir söz değil.10 üzerinden 7lik konusuyla ortalama üstü bir japon edebiyatı.

    kitapta deftere not düştüğüm üç dört alıntı var.

    "sen dünyayı olduğu gibi kabul eden bir adamsın. diğer bir deyişle, iradesini ortaya koyamayan bir adamsın."

    “hayatın farkına varmayan bir insan kadar tehlikeli başka bir şey yoktur"

    son cümle kitabın en iyi cümlesi:

    “dürüstlük ve samimiyet bende mevcut. sadece bu özelliklerimi insanlarda uygulayamıyorum.”

    edit :yazım
  • “derdi ne?” şarkısıyla kulağımıza yerleşen bir sefo şarkısı.

    gözlerim ışık arıyor gecenin altından
    karanlık beni sarıyor değilsin farkında
    tüm millet seni soruyor, cevabım aklımda
    ama sesim çıkamıyor, yalanım ardından
    derim yeter
    beni beter bırakıyor bu kelimeler
    geri dönemem diyenler hep geri döner
    sen benimle gel
    ama kurtulamam inan ki
    peşimden geliyor tehlikeler
    mutlu sanarlar ama beni keder basıyor
    su alır bu gemiler elbet
    önemli değil pek içindekileri kurtar yeter
    karıştırırlar, seni de suçuna ortak ederler
    seni denerler, bildiğin yalana yemin ederler
    sen bi de bana sor seni bana
    deli sanar herkes, tamam ok
    ederi kadar
    bu dedikoduların sonu gelmez ama
    bana kalan her şey yalan oldu
    bu gözler neler gördü
    içimdekileri doldurup yere döktüm
    yine başa döndüm
    karanlık değildim ışıklarım söndü
    işte o gün öldüm
    gözlerim ışık arıyor gecenin altından
    karanlık beni sarıyor değilsin farkında
    tüm millet seni soruyor, cevabım aklımda
    ama sesim çıkamıyor, yalanım ardından
    doğan güneş kararıyor
    ellerim seni arıyor
    yokluğunun zararı yok
    gözlerim seni arıyor
    sonunda kafam atar
    elimden geldiği kadar ya
    oldum peşine madara
    bu da mı benim hatam
    girerim iyice batağa
    çıkarım haritadan ya
    isteyerek isteyerek
    istedim evet istedim evet
    kimseden ummadım medet
    alnımda ter hep
    arkamda anam ne çektik bana sor
    ya nasıl denir burası beni geriyo
    günahım temizleniyo
    aslında ben istemiyom
    çocukça hevesleniyom
    oynayın, ben izlemiyorum
hesabın var mı? giriş yap