hesabın var mı? giriş yap

  • bazı kelimeler vardır; gelişi güzel kullanamazsın. güven, özveri ve tecrübe ister. boğaza takılmış bir fular ister. misal; kümülatif, konjonktürel, angajman.

    geçen mahmutlarla batak oynuyoruz. "bu liste kümülatif mi artıyor?" dedim, kahvenin bana en uzak olan adamı geldi kafama imame ile vura vura dışarı çıkardı beni. tekrar içeri girdim. "bu davranışınız yüzünden sizi esefle kınıyorum. burada okey oynayacağınıza kitap okusanız, yeni uzmanlık alanlarında yoğunlaşsanız konjonktürel işsizliğe belki de çözüm olacaksınız" dedim. üzerime doğru gelen ıstakaları sayamadım.

    çok içerlemiştim, bir şekilde ağızlarının payını vermem gerekiyordu. gittim hemen bir fular aldım. taktım fuları, girdim içeri. "beni çeşitli angajmanlarla sarmalayıp özgürlüğümü barajlayamazsınız" dedim. bir bana baktılar bir fulara baktılar ve cevab veremediler.

  • fazla mesai falan yok bizim şirkette
    lakin beleşe akşam yemeği verilmekte
    toplantı odasında da plazma tv mis gibi
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

    müdürün odasında deriden bi kanepe
    gerçi biraz dar ama ederim artık idare
    kahve makinası da olacaktı bi yerde
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

  • ingilizce'de coffee nap olarak bilinen, eğer düzgün yapılabilirse oldukça etkili olan bir dinlenme yöntemidir.

    kahve uykusu aslında çok basittir.

    diyelim ki uykunuz gelmeye başladı ve siz uykunuzu açması için kahve içmek istiyorsunuz. yaptığınız kahveyi içtikten hemen sonra uyuyup yaklaşık 20 dakika sonra uyanırsanız hem sadece 20 dakika uyumaktan hem de sadece kahve içmekten çok daha zihniniz açık bir biçimde uyanırsınız. kahveyi içip, 20 dakika uyuyup uyanmak sadece kahve içmekten çok daha etkili bir uyku açma yöntemidir.

    peki neden?

    günlük hayatta beynimizi kullandığımız zaman beynimizde yavaş yavaş adenozin isminde bir molekül birikiyor. bu molekül beyin hücrelerimdizdeki reseptörlere bağlanıp beyin hücrelerinin çalışmasını yavaşlatıyor. böylelikle de beyinde biriken adenozin kişinin düşünmesini güçleştiriyor. yani zihin yorgunluğu demek aslında düşünce güçlüğü çekmek, düşünce güçlüğü çekmek de beyinde adenozin birikmesi demek. uyuduğumuz zaman beyin hücrelerimizdeki reseptörlere bağlanan adenozin bağlantısı kesiliyor ve böylelikle uyandığımızda düşünmekte güçlük çekmiyoruz. bu yüzden uykudan uyanınca zihnimiz uykulu halimize göre açık oluyor.

    kahve dediğimiz şeyin zihnimizi açmasının sebebi ise kahvenin içinde adenozine oldukça benzeyen ancak adenozin aksine düşünceyi yavaşlatmayan kafein isminde bir molekül olması.

    kafein yapı olarak adenozin molekülüne benzediği için tıpkı adenozin gibi beyin hücrelerinin reseptörlerine bağlanıp adenozin moleküllerinin o hücrelere bağlanmasına engel oluyor ve adenozin molekülleri o hücrelere bağlanmayınca da zihnimiz yavaşlamıyor. bu durum kafein moleküllerinin hücreler ile bağı kopana dek sürüyor.

    adenozin ve kafein yapısı

    şimdi şöyle bir durum var.

    eğer yorgunsak ve zaten beyin hücrelerimizin çoğuna adenozin bağlanmışsa kahve içtiğimiz zaman kafein molekülleri bağlanabilecek bir hücre bulamadıkları için pek işe yaramıyorlar.

    bir bardak espresso içtiğimizi düşünelim. bu espressonun kanımıza karışıp, kafeinin beynimize varması yaklaşık 20 dakika sürer.

    eğer bir bardak espresso içip 20 dakika boyunca uyursak, bu süre zarfında beyin hücrelerine bağlanan adenozin moleküllerinin bir kısmının bağı uyku sayesinde kopuyor ve biz tam 20 dakika sonra uyandığımızda kafein molekülleri beyne ulaşıp henüz temizlenmiş olan beyin hücrelerine bağlanabiliyor.

    kafein bu hücrelere bağlandığında da o hücrelerden kopardığımız adenozin molekülleri tekrar gelip o hücrelere bağlanamıyorlar. böylelikle tam teşekküllü bir uyku çekmeden önce gün içinde bir süre daha idare edebilecek kadar zihnimizi açmış oluyoruz.

    bu olay gece araba süren deneklerde deneniyor ve kahve uykusu yöntemini kullananların sadece kahve içenlerden ya da sadece şekerleme yapanlardan daha dikkatli oldukları gözleniyor.

    ileri okuma için:

    reasearchgate makale

    konu hakkında video

  • evlenirken, benim birikmiş param vardı, damat bey de onun yarısı kadar kredi çekti öyle hallettik her işimizi. ailesi düğün üstü yok yere küslük çıkardı, gelmediler, tek kuruşluk katkı da sağlamadılar, düğüne tek akrabalarının gelmesine de izin vermediler. canları sağolsun dedik geçtik, mutluyduk.

    düğünün hemen ertesi günü tüm takıları bozup eşimin çektiği banka kredisini kapattım. hani diyorsunuz ya, "kendi" akrabalarımın taktıklarıyla.

    bir zaman sonra eşimin ailesi bizimle barışmaya karar verdi, öyle yaptık. söz merasiminde bana bir kolye ve küpe takmıştı, küsünce de geri almıştı annesi, onu tekrar verdi. kırmadım kalbini aldım.

    boşanma sırasında ilk o kıytırık iki takı geldi aklına. geri istedi.

    yine de hiç aklıma, bütün erkekleri şeytanlaştırmak gelmedi. tek iyi örnek görmedim çevremde bu konuda, tüm arkadaşlarımın boşanma davalarında altın savaşları yaşandı, iki taraflı, ben hep kendime baktım. elbette bunların lafını bile etmeyecek adamların varlığına da inandım.

    diyeceğim, iyiyi de kötüyü de cinsiyette aramayın hiç. kimseyi de boşanma dilekçesini görmeden tanıdım demeyin. iyi insan seçmeye bakın. becerebilirseniz.

  • kurbanına çektirdiği acının misli misli fazlasını çekerek ölmesi gereken bir caninin zehirli iğneyle idam edilmesi olayı.

    bu cani katil, 2004 yılında hamile kurbanıyla internette bir terrier köpek sayfası üzerinden tanışıyor, biraz sohbet ettikten sonra kurbanının 8 aylık hamile olduğunu öğreniyor ve sohbeti derinleştirmek adına kendisinin de hamile olduğu yalanını söyleyip kurbanıyla samimiyet kuruyor. sonrasında kurbanının yeni doğan yavru köpeklerinden birini almak üzere kurbanının evine gidiyor, zor kullanarak etkisiz hale getiriyor. bağladıktan sonra kadının karnından bebeği alıyor. kurbanını boğarak öldürdüğü yazılmışsa da zavallı kadının bebek alınırken hala canlı olduğu ve kanamadan öldüğü sonradan ortaya çıkmış. cinayet sonrası sohbet geçmişi ve ip adresinden iz süren polis bu caniyi evinde bebekle yakalıyor. bebeği kurtarıyorlar neyse ki.

    katilin kötü bir çocukluk yaşadığı ve travmatik çocukluk geçmişi yüzünden bu hale geldiği; bu durumda birinin idamının insanlık ayıbı olduğunu söylemiş avukatı. keşke bunları o zavallı kadının sevdiklerinin gözleri içine bakıp da söyleyebilse.