ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cemaatin nba takımını satın alması
atatürk'ün arkasında şeftali yiyen adam
-
kısa ama güzel bir video.
şimdi gidip ofiste, evde, okulda vb. ortamda gidip birinin tepesinde şeftali yiyip üzerine suyunu sıçratın. bakın bakalım nasıl tepkiler alacaksınız? üstelik bu kişi başbakan vb. olmadığı halde nasıl tepki verecek acaba? veya tersini düşünelim. ben burada çalışırken biri tam da tepemde yapsın aynı şeyi. ben nasıl bir tepki veririm? deminden beri bunu düşünüyorum.
sondaki tebessüm müthiş.
hoparlör için türkçe isim önerisi
-
sesveren
ancak çok zengin insanların kurabileceği cümleler
-
9 yıl önce, stajyer öğrenci olarak çalıstığım hukuk bürosunda patron -aynı zamanda amcam- oğlunun telefon faturasını yatırmamı ister. fatura bedeli iki aylık kyk kredim tutarında. bürodan ücret almıyorum, karın tokluğuna çalıştırılmak için biçilmiş kaftanım çünkü yemek de yemiyorum büroda. dışarıda deli gibi yağmur yağıyor ve ben yaklaşık 30 dklık yürüyüş mesafesine bir saat içinde gidip, faturayı yatırıp geliyorum. patron sinirli, çünkü ona göre geç kaldım. ben sıçan gibiyim, çünkü donuma karar ıslanarak yürümüşüm. devamı;
patron:neden geç kaldın?
ben:yürüyerek gittim.
patron:kızım sende hiç kafa yok mu otobüse binseydin.
ben: o tarafa buradan otobüs yok.
patron: neden taksiye binmedin?
ben:..
-neden taksiye binmedin?
çünkü param yoktu, çünkü parası olmayan insanların aklına bile gelmez taksiye binmek. çünkü oğlunun yani kuzenimin telefon faturasını yatırmak için,hukuk fakültesi okuduğum için belki bir şeyler öğrenirim, belki işe yararım diye çalıştığım bürondan bana beş kuruş bile vermiyorsun. çünkü babam yani kardeşin işsiz. bana harçlık veremiyor. ama ben ne iş olsa yapayım, gerekirse yağmurda it gibi ıslanıp fatura ödeyeyim, belki elime üç beş bir şey geçer diye yanına geldim ve sen bana "neden taksiye binmedin?" diyorsun.
bu ancak tek sıfatı zengin olan bir insanın kurabileceği bir cümle işte benim için. yağmurda ıslanan birine neden taksiye binmediğini sormayın.
durum guncellemesi: artik taksiye binebiliyorum, kimseye neden taksiye binmedigini sormuyorum yine de. bir de bana neden taksiye binmedigimi soran herkesi affettim, amcami bile.
eşinin çalışmasını normal karşılayan insan
-
annemdir. babamın çalışmasını normal karşılıyordu. annem insan, babam da eşi.
zorunlu ekleme: tahmin etmesi zor değil tabi ama başlık başa kalmış.
iş görüşmesinden 6 ay sonra arayan iş yeri
-
senin yerine aldıkları işten ayrılmıştır. o yüzden arıyorlardır.
f1 pilotlarında karizmatik isim zorunluluğu
-
tümevarım hesabıyla doğruluğu rahatlıkla kanıtlanabilecek kural. şöyle ki:
michael schumacher, mika hakkinen, felipe massa, giancarlo fisichella, kimi räikkonen, rubens barrichello, juan pablo montoya, pedro de la rosa, jarno trulli, david coulthard, jacques villeneuve, christian klien, vitantonio liuzzi, takuma sato, franck montagny ve dahi can artam...
bunlar ikibinli yıllar pilotları. bir de daha eskiler var. ilk akla gelenler alain prost ve ayrton senna. en babası ise şu: heinz harald frentzen. hey masallah. bu adam hiç birşey yapmasın, sadece ismini söylesin, önünde ceketimi iliklerim ben.
şimdi şu isimlere bakin ve yok böyle bir zorunluluk deyin. diyemezsiniz.
hala ikna olmayanlar için sunu soylemek yeterli olacaktir saniyorum. 1 milyon dolarlik arabayi teslim edeceksiniz ve adamin ismi huseyin cimsir olacak...
evet sayin seyirciler, start düzlüğünde hüseyin çimşir manevra yapayim derken heinz harald frentzen'in üstüne çıktı...
çimşir'in yapacağı budur. fazlasını beklemeyin.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
- metin, pi'yi kaç aldın?
- 3 aldım
- aynısı eminönü'nde 2
5 mart 2016 turgut vidinli rezaleti
-
uzun entry okuyamayanlar için özet:
- bir grup kadın kafa dağıtmaya beşiktaş'taki "ünlü" turgut vidinli'ye gidiyor
- gecenin sonunda bu insanlara fahiş ve alakasız bir hesap çıkarılıyor
- itiraz edilince mekanın kapıları kilitleniyor, kadınlar darp ediliyor
- polis çağırılıyor, elbette ki polis gelmiyor
- ne güzel darp ettik ama diye biraz daha darp ediliyor
daha kısa özet:
kafa dağıtmaya gideyim derken kafanızda bardak dağılsın istemiyorsanız turgut vidinli'ye gitmeyin annem.
doğru insanı bulamamak
-
şu sözdeki kibre ne demeli?
doğru insanı bulamamışmış.
bilakis; bulduğun insan tam sana göredir, hem de tencere ve kapak gibi.
sen nasıl bir insansan, karşına da tam sana münasip insan veya insanlar çıkar; aksi asla mümkün değildir.
çünkü dış âlem, senin iç âleminin projeksiyonudur. bu sebeple etrafını iyi gözle! ne türden insanlar çevrende kümelenmişler iyi bak! çünkü her biri senin bir özelliğini yansıtıyor. böylece kendini de tanıyabilirsin.
eğer kendini değiştirirsen, çevren de otomatikman değişecektir.
zira spritüel bedenlerinin titreşimleri yakın olanlar, birbirlerini mıknatıs gibi çekerler; uyumsuz olanlar ise iterler.
sonuç: doğru(!) insanı arıyorsan, önce kendin doğru insan olacaksın.
hitler bıyığı
-
ekol yapan kişinin * , neden bu şekilde bıraktığı hakkında iki tane rivayet bulunan bıyık.
1- adolf hitler'in charlie chaplin 'e olan hayranlığı öteden beri bilinir ve o yüzden bu stili ondan görür ve bırakır.
daha mantıklı olanı ise;
2- 1.dünya savaşı sırasında fransızların fosgen ve ingilizlerin hardal gazına karşı almanların da (difenilkloroarsin) gazını savaş alanına sürmesiyle kimyasal silahlar,savaş alanına girdi. almanlar bu kimyasallardan etkilenmemek için özel olarak tasarlanmış gaz maskeleri kullanmaya başladılar.
http://gallery.nen.gov.uk/…0903/0000/0209/a0816.jpg
fotoğrafta görüleceği üzere bu maskeleri hava sızdırmaz şekilde kullanmak için bıyığın olmaması yada sadece ortada kalacak şekilde ( fotoğraftaki maske, sadece burun ve ağız bitişini birleştirilecek şekilde tasarlanmış ) kesilmesi gerekirdi. bu yüzden adolf hitler daha önce düzgün olan bıyığını son haliyle keserek olayı çözmüştür. aynı dönemde ismet inönü, kazım karabekir gibi askerler de aynı şekilde bıyık bırakmışlar ama daha sonra normal şekline dönmüşler.buna rağmen hitler ise son nefesine kadar bu şekil bıyıkta ısrar etmiş.
ev almanın mantıksız olması
-
mantıksız bir hesaplama.
300bin tl karşılığında 30 yıl konaklama hizmeti almakla, 300bin tl karşılığında mal sahibi olmak nasıl karşılaştırılıyor anlayamadım. ev senin oluyor, istediğin zaman satarsın birikimin boşa gitmez. hele ki ev sahibine hiç gitmez.
ev almak ancak şu şekilde mantıksız olabilir. eve vereceğiniz nakit paranız vardır, fakat bu parayı eve yatırmak istemezsiniz. parayı kullanırsınız. paranızla para kazanırsınız. yani ticari zeka işlerine girersiniz. o zaman anlarım.
lakin; memursan, maaşlı çalışansan ev almak her türlü mantıklıdır efendim. en kötü; al başkan evi kiraya ver, kendi borcunu ödesin.