• çamlıca'daki eniştemiz'in 17. ve son bölümü. hayat duyguları ve ölüm düşünceleri gibi nesrin nazımla öpüştüğü bir bölümün ardından geliyor.bir bölümü :
    ...
    her ferdiyle ıstırap çeken cemiyet içinde cemiyete karşı aciz ve hürriyetsiziz.ona kafa tutamayız,zira efendimiz odur ve söz dinletemeyiz,zira kafalar dinleyecekleri sözleri evvelki hazırlanışlarına göre seçerler! ispatsız din ile vaitsiz fen arasında kalmış insanların kendi başlarında parlayıp başkalarına zehirli gazlar saçan kanaatler taşıyarak birbirleriyle çarpıştıkları bu kanlı dünyada herkese yarayacak uslu ve kutsi hakikatleri nerde ve nasıl bulalım? savrulan dumanlarla bir hendese kurmaya kalkışır gibi,manaları kasırgalara tutulmuş kelimelerle fikirler ve hislerimizi tespit etmeye uğraşıyor, ve babil kulesinin bedbahtları gibi,neler söyleştiğimizi bir türlü anlayamıyoruz. zavallı ellerimiz her zaman peşinden koştuğumuz avları kaçırarak bunların ancak gölgelerini yakalar ve kucağımızda, ancak hayallerini okşar! bütün mezhepler yüzünden , onların dindirmek istedikleri göz yaşlarından daha çok insan kanı akar! kendilerini sürükleyen saiklerin esiri olan mahpus başlarımız, her an, her tarafımızı bağlayan zincirlere çarpar! yeryüzünde bütün sevgiler ahmak,sevgililer kaçak ve gökyüzündeyse ,bütün yıldızlar bizim hesaplarımızdan uzaktır! dünyada söylenecek bir ilahi arayan ruhlarımız artık hiçbir sağlam mihrap bulamayarak ve nasıl dua edeceğini şaşırarak, büyük bir buhrana tutuluyor!
    ey bilmediğimiz bir yerde gizlenerek ismini söylemeyen , sırrını bildirmeyen, ruhumuz içinde meşalesinin yanmasını bekleten; şiiri zihnimize tebessümle sirayet edecek, dersi tam bir samimiyet ve sağlam bir ciddiyet olacak ve sözleri çorak gönlümüzü yeşertecek olan ilah, din, ruh, zeka, mantık veya mürşit! sen, bulunduğumuz karanlığı aşkımızın aradığı nurunla aydınlatarak, bize mutlu ve çıkar bir yol göster! zira izleri hep kanlı adımlarla yürüdüğümüz toprakta yolculuğumuz büsbütün ademe varmadan evvel, bir gün senin ilmine ve kurtarışına ermemiz :
    ''eltafı kibriyadan memul-ü müstedadır."
  • abdülhak şinasi hisar 'ın çamlıcadaki eniştemiz kitabının 27. bölümünün sonunda (kitabın son cümlesidir) yazar.
hesabın var mı? giriş yap