aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • ne demek istediğini gördüğüm bir rüya sonrası anladığım yönetmen.

    david lynch’in yılladır tekrarladığı bir şey vardır, filmlerimi anlamaya çalışmayın der. belki sonrasında hissedin lan filmlerimi demiştir, belki dememiştir hatırlamıyorum ama gördüğüm rüya sonrası her şey yerine oturdu.

    rüyamda eski evimizdeyiz, birazdan kapıcı gelecek, pardon apartman görevlisi. sekreter değil yönetici asistanı, hostes değil uçuş görevlisi, türk değil türkiyeli… böyle böyle bildiğimiz kelimelerden rahatsız olup onları daha uzun ifade edilecek hale dökme görevini almış liberaller. neyse, rüyamda eski evimdeyim, ne hikmetse olduğum yaşta değilim, daha ufağım. birazdan kapıcı gelecek ve çöpleri alacak, o gelmeden ona vereceğim yemekleri yetiştirmeye çalışıyorum. yemekler baya iyi bu arada, ben yapmamışım belli de, yani kalite yemekler. yiyince kokusuz sıçıyorsunuz falan. o sırada içerideki odadan teyzem geliyor elinde tepsi ve tepsinin içinde bir yemek ama onu görünce kan beynime sıçrıyor, rüyamda ne olduğunu bimiyorum o yemeğin ancak tepsiden alıp teyzeme doğru fırlatıyorum sinirle, havada parçalanıyor, dağılıyor o yemek her ne ise. niye sinirlendiğimi de anlamıyorum. o gün psikiyatri randevum da vardı. doktora anlattım ve anlatırken o yemeğin nugget olduğunu anladım, sinirlenmiştim çünkü ben bu kadar özenerek düşünerek seçmişken yemekleri teyzecim herkesin bi şekilde yapabileceği misafire yemek diye sunulamayacak hayvanın artan parçalarından yapılan bu çirkin yemeği reva görmüştü kapıcımıza. bütün bunları rüyamda görmemin de açıklaması var ama onları yazamam, benim mahremim. velhasıl teyzeme sinirlenmekte haklıydım, nugget gibi özensiz bir yiyeceği kapıcımıza verecekti, sinirlenip kafasına atmasaydım eğer. rüyayı anlamamış ama hissetmiştim, sonra üzerine düşünerek anladım.
    kendisinin ilk uzun metraj filmi eraserheadi izleyip anlamaya çalışmak ilk seferde ciddi zulüm, ama anlamaya da lüzum var mı?

    karım bir ara çocuk yapmak istiyordu, öyle çok baskıcı değildi ama benim üzerimde hissettiğim baskı büyüktü. çünkü çocuk istemiyorum, bencil kalmak istiyorum, ayrıca çocuğum engelli doğar diye korkuyorum, işten kovulursam korkum hep var, çünkü işim sabah kralken akşam dilenci pozisyonuna düşebileceğim bir iş ve bütün bunlarda benimle duygudaşlık yapabilecek kim var? david lynch. eraserhead kırsalda büyük bir ev alıp beş tane çocuk yapmak isteyen birine bunları hissettiremeyebilir, ama benim bu filmi sevmem için anlamama gerek yok. eraserheadi izledikten sonra bir yapımcı david lynch’in yanına gidip “you re a sick bastard and i love you” diyor yanlış hatırlamıyorsam. belki sick man ya da sick mf diyordur. bende de bu filmi izledikten sonra bunu yapma ihtiyacı doğmuştu. david lynch’i seviyoruz, bu konuda yapacak bir şey yok. çünkü çektiği bazı sahneleri dünyada çekebilecek başka bir insan yok. başka hiçbir yönetmen rabbits tarzı bir şey çekemez, blue velvetin bazı sahnelerini, wild at heartin bazı sahnelerini çekemez. eraserheadin herhangi bir sahnesini çekemez, çekmeyi geçtim o zamanki ortamda onu çekmeyi hayal dahi edemez. yapay bir manyak değildir david lynch, doğal bir manyaktır, manyaklığı rol değildir yani. su katılmamış bir manyaktır ve bu sahte dünyada tertemiz bir deliden başka sevilecek çok da şey yok.
  • yaşayan efsane yönetmenlerden biri. psikanalize çok hakim olduğunu düşünüyorum. id ve süper-ego çatışmasını mükemmel bir şekilde yansıtıyor. filmlerini izlerken, olan ile olması istenen şeylerin hayal ile gerçek arasında nasıl gidip geldiğini görürüz. filmlerin sonunda net bir cevap alamazsınız. izleyicinin hayal gücüne bırakır sonucu. bu da psikanalize hakim izleyiciler için bulunmaz bir nimettir.

    uzun zamandır film çekmiyor, en son netflix için wisteria diye bir dizi çektiğini okudum. umarım kısa sürede biter ve yayınlanır.
  • nickimizi araklayıp dünyaca ünlü yönetmen olmuş kişidir.
  • rüya adam, tabi rüyaları herkese hitap etmiyor
  • francis bacon'dan etkilenmiş bir ressamdır ama bence resimleri ondan iyidir. yönetmen olmasaydı bence bacon'dan iyi bir ressam olduğu daha net anlaşılabilirdi.

    bacon max ernst ile el greco arası bir ressam gibi. muhazzam bir et hissi veriyor figürleri ama lynch'in hasta resmi insanı harbiden hasta ediyor. bacon'ın içine biraz schiele katmışsın gibi. schiele'yi de görmeyin bilmiyorsanız. kışa giriyoruz depresif yapar insanı valla. benden bulmayın sonra.
  • standart feminist femma fatal kuramına göre klasik film noir'da femma fatale belirtik anlatı çizgisi düzeyinde cezalandırılır atak olduğu ve erkek ataerkil egemenliğinin kuyusunu kazdığı için ona karşı bir tehdit oluşturduğu için yok edilir: güçlü cinsel bakımdan atik kadın mit'i önce tehlikeli gücünün ve bunun korkutucu sonuçlarının duyulara hitap eden bir anlatımına izin verir ardından onu yok eder böylece anlatımerkwk egemenliğine yönelik kadın tehditine ilişkin kaygıları bastırır.böylece femme fatale son tahlilde fiziksel hareketi kamera hareketi üzerindeki etkiyi yitirir ve de üstünde kontrol uygulandıkça ve görsel olarak ifade edildikçe çoğunlukla gerçekten veya simgesel olarak senaryo tarafından hapsedilir.modern femme fatel'de erkek özlenenin inkar ettiği temel tutkulu bağlılık olur ihtiyaç duyulan lakin açıkça kabul edilmeyen fantazmatik bir oluşumdur yeter ki belirtik anlatı çizgi düzeyinde(kamusal toplumsal simgesel alanı temsil eder) cezalandırılması ve erkek egemen düzenin yeniden olumlanması koşuluyla sahneye çağrılabilir.lynch filimlerinden modern femme fatel hususunda vahşi duygular filmindeki linda forentino örnek verilebilir

    örnek vermek gerekirse
    --- spoiler ---

    lost highway filminde dick laurant öldü diye gizemli bir arama,aramayı kimin yaptığını öğrenmek için geldiğinde çekilmiş bir video kaset görür.ertisi gün tekrar bir kaset gelir ki renee ile yatarken bir videodur.bunun üzerine polisi ararlar fakat polis bir açıklama getiremez .konuşmalarından fred'in karısını kıskandığını kendisi akşam jazz klübünde çalarken onu aldattığını düşünür daha doğrusu kuşkulanır.başarısız olan sevişmede onun sırtına “tamam ,tamam “ diye vurur.bu fred'in iktidarsız olduğunu renee'yi cinsel bakımdan tatmin edemediğini gösterir.renee ile gittikleri partide soluklu yüzlü bir adamla tanışır fred'i evinde gördüğünü iddia etmekle kalmaz bir telefon çıkartır ve evi arar telefonda gizemli asanla konuşur,doğru olduğunu görür.bir sonraki video kaset renee'yi öldürdüğü videodur hapse girer karısını öldürdüğü için garip baş ağrılarından muzdariptir.hapiste pete dayton adlı bir tamirciye dönüşür.pete cinayeti işleyen kişi olmadığı için salıverilir.pete tamirhanede çalışan kız arkadaşıyla görüşen bir çocuktur.bay eddy diye ayrıcalıklı bir müşterisi vardır onun metresi ile ki o renny'nin sarışın haliyle yeniden bedenlenmiş halidir pete'i baştan çıkartır.tutkulu bir ilişkiye başlarlar.eddy'nin ortağını aynı zamanda alice'i hayat kadını yaptırmak ve pornografik filmlerde oynatmak için tuzağındayken düşüren adam olan andy'i soymaktan söz eder.soygun sırasında andy öldürülür.sonra pete alice ile birlikte çöldeki bir otelde önce tutku ile sevişir ardından ona asla bana sahip olamayacaksın der ve ahşap yanan bir eve girip karanlıkta kaybolur.

    --- spoiler ---
  • steven spielberg'ün hayatının 7 yaşından 18 yaşına kadarki dönemine dair büyük ölçüde otobiyografik kısmen kurmaca olan the fabelmans adlı yeni filminin sonundaki bir sahne için david lynch'i, usta yönetmen john ford'u canlandırmaya ikna edebilmek tam üç hafta sürmüş.

    ilk fikir filmin ortak senaristi tony kushner'ın partneri mark harris'den gelmiş, "bunun için harika bir fikrim var ama david lynch bunu asla kabul etmez," demiş. tony kusner; "hemen steven'ı aradım, 'aman tanrım' dedi ve sonra ekledi 'ama onun kabul edeceğini sanmam' dedi." ve sonra kushner, laura dern'i aramayı düşünmüş, o lynch'i ikna edebilirdi.

    görünüşe göre lynch, mecbur kalmadıkça kamera önünde olmaktan hoşlanmıyor.sonunda lynch, tek bir şartla oynamayı kabul etmiş; sette cheetos olması :))

    lynch'in bu cameo'su filmin en ikonik anlarından biri olarak gösteriliyor.

    ayrıca spielberg, lynch'in twin peaks'inin büyük bir hayranıydı ve dizinin eğer 90'larda üçüncü sezonu olsaydı, o zaman bir bölümü yönetmek için lynch'in kapısını çalmayı düşünüyormuş.
  • youtube kanalında 2 yıldır her gün hava durumu sunan yönetmen. hava durumunu sunarken o gün aklında olan bir şarkıdan da bahsediyordu.

    nerdeyse bütün filmlerinin ve twin peaks dizisinin müziklerini yapan, yakın arkadaşı angelo badalamenti geçenlerde öldü. lynch o gün today no music dedi.
    ertesi gün, "angelo badalamenti" demekle yetindi

    sonraki 3 gün boyunca badalamenti ile birlikte yaptıkları şarkılardan bahsetti. son şarkı, twin peaks'te iki kez yer alan the world spins idi.

    o günden beri, yani 5 gündür yeni video gelmedi. böyle önemli bir kaybın üzerine ara vermesi anlaşılır. umarım iyidir.

    edit: son videoda kamerayı sallamasının sebebi o günün cuma olması. cumaları kamerayı sallayarak "if youuuuu caaaaan belieeve it... it's a friday once again!" diyor shkdjhs.
    sanırım 1 haftalık ara vermiş. yarın gelecek diye umuyoruz, bakalım.

    edit2: bugün de gelmedi. david lynch'siz cuma geçiremem diyenler şimdilik şununla idare edebilir.
  • mavi kadife filmine bayıldığım farklı konuları farklı tarzlarla çeken favori yönetmenlerimden
  • başlığı altında "dâhi" demeyeni dövüyorlar sanırım. ama düz "dahi" şeklinde yazmayın, göz kanatıyor, şapka imi kullanın büyük sinema eleştirmeni kardeşlerim.
hesabın var mı? giriş yap