• kizilay odtu dolmusunda geciyor olay.
    okula giris kartsiz iskence oldugu icin iki genc arkadaslariyla eglenmek icin okula gelmeye karar verirler ve bahaneleri de hazir. nizamiyeye gelindiginde guvenlik iceri girer ve kartlari gosterin der.
    - hocam biz armadada inecektik de
    - armada gecti yalniz
    - tamam o zaman donuste ineriz( guya okula girecekler bu sayede*)
    -hocam sizi alalim karsi taraftan gelen dolmusa binin.

    diger eleman muhtemelen plani uyduran cocuga:

    -malsin oglum malsin mahir gerizekalisin

    diyip inerler..
  • tramvayda yanımda oturan arkadaş telefonda delirdikten sonra, arkadaşına söylediği bi çift sözdür..

    ömer hani ben sana arada gerizekalı diyorum ya, hah işte hiç pişman değilim birader.

    demesi ve kapatması..
  • iki kadın-iki erkek çaylanıp kahveleniyorlar. hatunlardan biri "utangaç kadınları sever misiniz?" diye bir soru soruyor. ortamın dominant abisi bekletmeden cevaplıyor: "hepsinin tadı, yeri ayrı." (arada bir tespitler bi bir şeyler...) "fark etmez yani" diyor hatun kişi kendinden emin olmaya çalışan bir tavırla. abimiz terminolojiye hâkim; tek kaş kaldırma ve masaya hafiften abanma eşliğinde "fark etmez değil, değişir... bunlar farklı şeyler... hepsinin çaresi var." ben "çare" kelimesinin anaforuna kapılmış giderek dominant'tan bir atak daha geliyor: "sen tüm malzemenle bana mı çalışıyorsun?" (gülüşmeler gülüşmeler). bu hengâmede kulağıma kaçıveren ve ortamın güldürükçü erkeğinden çıkma bir lafla kendimden geçmişim: "hollywood tarzı utangaçlık yani... sempatik yani..."

    yarılmadım, yaşlandım.
  • malum vergi borcu affı dalgası sebebiyle vergi bilmem ne müdürlüğündeydim.
    (bkz: içerideyken duyulan yaran diyaloglar)

    mükellef: kalem var mı?
    memur: hepsi bankodaydı... (imalı) alan gidiyor tağbi...
    mükellef: millet "devletten ne koparsak kar" diyor demek ki, (es) hep veriyor sonuçta (imalı gülümseme)
    memur: (es es) (sanki kendisine hırsız muamelesi yapılmış gibi) herkes kendi payını ödüyor sonuçta...
    mükellef: yerine gitse dert değil de... (victory!)
    memur: ... (bkz: cevab veremedi)
  • büyük bir mağazada bilgisayar oyunu bakarken bir grup yaklaşır ve içlerinden bir tanesi bir oyunu eline alır ve arkasını çevirir:

    -oğlum bizim bilgisayar bu oyunu kaldırmaz, baksana, cigabayt, rem falan istiyor.

    diğerleri ve ben dumur halinde çocuğa bakakalırız.

    (bkz: konu kilit)
  • "sen nerden hoslaniyon"

    (kahvede okey oynayan dayilardan biri, bir digerine egilip sozlu ve uygulamali sormustu)
  • komutan ayak üstü askerlerle muhabbet ederken içlerinden birine soruyor:

    -safter oğlum ne zamandan beri beraber bunlar?

    -kimler komutanım?

    -kaşların.
  • - abi o nasıl saray öle
    - nesi var çok güzel bence
    - ama o para ile...
    - ya hu sen de başlama fakirlik edebiyatına. yoksullar her zaman aramızda ama o her zaman aramızda olmayacak

    kulaklarıma inanamıyordum. bu cümle rastsal bir şekilde mi kurulmuştu. oysa öylesine devasa bir hacim kaplıyordu ki. kendimden geçtim. tansiyonum düşmüş olmalı. ben de düştüm. nefes alamamaya başlamıştım. ve sanırım o sırada bir imgelem gördüm. bir miting. ve o konuşuyor. biri mi fenalaşıyor. 911i arayın veyahut 112yi. çabuk. yoo, gerek yok. hemen ona götürün hastayı. bana dokunmayın. birazdan düzelirim
  • yakışıklılığıyla dikkat çeken abimize kulak kabartılan an duyulan diyaloglardır.

    + ay tabi ki birlikte olduk (ohaaa gaymişşşş tepkileri)
    - ee nasıldı naptı
    + ay öküz. don't touch me don't touch me diyorum anlamıyor ben de verdim gitti.
  • +hadi bi' şeyler yiyelim.
    -yok abi sağolun, tokum ben
    +aa neden ?
hesabın var mı? giriş yap