1673 entry daha
  • kısıtlı imkanların içinde kahvedir, içkidir, duştur, bir sürü başka şey sayılabilir; bunlar önemli de lüksler. ama bana denk gelen, özellikle ikinci yarısında, bambaşka bir mevzuydu. gidenler bilirler, tsk'da er ve erbaşın değeri bahçedeki köpeklerden, heladaki sabunluklardan, nizamiyedeki ağaçtan falan birkaç seviye aşağıdadır. mehmetçik kıymetsizdir demiyorum, celal yapmayın :d ama gördüğü muamele bu bahsi geçen mehmetçik kıymetinin çok ötesindedir.

    işte ben onbaşı rütbemle biraz tşşak basmıştım. elbette hiyerarşide değişen bir şey yoktu ama birlikteki diğer rütbelilerin de çoğu benim yaptığım işleri bildiklerinden severlerdi beni, güvenirlerdi. zaten sürekli tabur ve tugay yazıhanelerinde rütbelilerle bir şeyler yapan, mahkeme, maaş dosyaları hazırlayan, müptezellerle uğraşan, sabah 7 gece 11 çalışıp üstüne kendine nöbet yazan saykedelik bi yazıcıydım ben :d hatta iki alt dönemleri 7-9'a gönderip benim badiyle kendime 1-3 yazdığım gün bizim devre iyice celallenecek gibi olmuştu da yaş, ıvır zıvır derken saygılarından bir şey demediler, deli bu adam diye tşşağa vurdular. denetlemeye gelen komutanlar falan birbirlerine beni gösteriyordu işleri bu yapıyor diye. bakmayın olm, oralarda acayip önemli şeyler bunlar. şubeleri falan arayıp "benim askerim" diye giriyordum telefonda, karşıdaki de rütbeli, onbaşı olduğumu bilse belamı sker :d

    çıkarken çok acayip olmuştu ama. sertliğiyle bilinen, lojistik yönetimden tanıdğım bir komutan vardı, kıdemli başçavuş, "senin gibisi gelir mi acaba bir daha." demişti, ne gtüm kalkmıştı.

    şeyi hiç unutmayacağım galiba; malum akıllı telefon yassah. bir akşam yazıhane kapısını kilitleyip çalışmaya başladım. taslak kara kalem maaş hazırlıkları yapıyorum. telefon şarjda, inceden bi ludovico çalıyor, bir yandan sigara içiyorum :d sayko bi astsubay vardı birlikte, o gece nöbetçiydi. kapıyı tıklattı biri, boş bulundum, gittim açtım. mala bağlamışım işlerden zaten. bi girdi içeri, telefon şarjda, müzik çalıyor, içerisi sigara dumanı... aha dedim kökünden yedik... baktı, napıyon lan bu saatte dedi. dedim maaşları hazırlıyorum komutanım. şimdiden mi dedi, dedim anca yetişiyor. telefonu görmemiş gibi yaptı, klasik müzik eşliğinde çıktı gitti.
122 entry daha
hesabın var mı? giriş yap