• elli karakter sınırına takıldı, başlığın asıl hali "ramazan'da marketten bira alırken müşterinin yüzüne mal gibi bakan kasiyer" olacaktı, olamadı.

    ramazan ayı gelmiş, millet orucunu tutuyor. tercih meselesi olduğu için tutmayanlar da var benim gibi. insanların tercihlerine de saygılıyım, evdeki bira stoğunu yenilemek için iftar vaktini bekliyorum. tabi beklememin bir diğer nedeni de sokaktan geçen yaşlı amca ve teyzelerin "kafirler, cehennemde cayır cayır yanacaksınız, allah belanızı versin" temalı diyaloglarından kaçınmaktı. vakit geldi çattı, televizyonda her kanalda ezan okunup istanbul için iftar vakti yazarken aldım evin anahtarını, migros yolunu tuttum. arada bankaya da uğradım tabii, stok yapıyoruz, boru mu. cepteki para ile hurma bile alamazdım zaten. aldım bir tane sepet, doldurdum carlsbergleri, heinekenleri, beck'sleri. çeşni niyetine iki tane de skol ekledim, kasaya doğru ilerledim. kasiyerin gözleri faltaşı gibi açıldı, ne yapacağını bilemedi, duraksadı bir an. işte o anda yüzüme mal gibi bakıyordu. silkindi ve bir anda sanki ayıp bir şey yapıyormuş gibi hızlıca barkodları okutmaya başladı. o anda şöyle bir diyalog geçti:

    ben: migros kart vereyim isterseniz, sormadınız zaten ama kasadan yangından mal kaçırır gibi geçirmenize gerek yok biraları.
    kasiyer: içkide hiçbir özelliği yok kartın.*

    peki dedim, iki tane de kısa winston soft alayım da bir an önce uzaklaşayım diye düşündüm. çünkü kasiyer biraz daha konuşsam beni oracıkta dövecekmiş gibi bakıyordu. verdim eline parayı, fişimi aldım ve oradan hemen uzaklaştım.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap