67 entry daha
  • hikayeleme açısından bazı kusurları olsa da vasatın üstü, hatta başarılı sayılabilecek bir film.

    --- spoiler ---

    gözüme çarpan bazı kusurları

    1- filmin ilk yarısında, karakterlerin kendi hikayelerini anlattıkları bölüm çok uzun tutulmuş. çünkü o ilk yarının hikayesinin sonunu en başta öğreniyoruz. bütün o kısım başlangıç ve filme ısınma gibi aslında ama filmin ilk yarısının tamamını kapsıyor. halbuki biz o kısmı başta öğreniyoruz zaten ve bu yüzden o araba ile adama çarpma sahnesinin bir an önce ötesine geçmesini bekliyoruz. dramatik çatı yanlış kurulmuş bu anlamda.

    2- yine bu karakterlerin kendi hikayelerini anlattıkları bölümde, bunlar hikayeyi kime anlatıyor hakkaten? ben başta sandım ki polis tutuklamış bunları öyle anlatıyorlar filan. belgesel havası mı katmak istemişler anlamadım.

    3- hemşirenin hikayesine biraz daha derinlik katılabilirdi, onunkisi aslında filmin ismini ve tesadüfleri meşrulaştıran bir hikaye, o kısmı yetersiz kalmış.

    olumlu bulduğum tarafları ise

    1- sinematografi üzerinde düşünülmüş ve anlatılan hikaye ile uyumlu bir görsel tercih yapılmış.

    2- sanat yönetimi de başarılı, tarlabaşındaki o evler, iç mekanlar, koltuklar, küllükler, hepsi on numero

    3- ali atay üç kahraman arasındaki oyunculuk açısından en öne çıkanı. uyduruk ve zorlama bir bitirim karakter değil. küfürleri, konuşması, ve aradaki komik tepkileri çok iyi. örn: "olum bak delikanlı gibi söyle şifreyi bilmiyon di mi" ya da "napıyom ben ya polis tutukladım" gibi

    4- bu hemşirenin ilk başta kendisini anlatırken sayılara ve onların gizli anlamlarına olan tutkusu abartı gibi dururken, ali atay ın karakterinin dikişlerine pansuman yapılırken verdiği tepki, ne diyon sen yaa gibisinden, filmin gerçekçiliğini dengelemiş ve karakterlerin arasında gerçekçi bir ilişki kurmuş.

    5- sonu burada söylenenlere rağmen, bence gayet başarılı.

    6- tesadüfler o kadar da abartı değildi. abartı şöyle olabilirdi, adam o odada kasanın şifresini bilmezken, hemşirenin söylediği ya da polis telsizinden gelen rakamları denerdi ve kasayı açardı. ki bana öyle geldi ki, senaryoda böyle bir kısım varmış ama sonradan atılmış, çünkü o sahnede rakamlara aşırı vurgu var.

    --- spoiler ---

    son sözüm de filmi hemen aaa bu aşklar ve köpekler olmuş ya da guy ritchie filmi olmuş diyenlere. yahu paralel kurguyu ya da mafyatik alt sınıf hikayelerini bu adamlar mı tekeline aldı? istanbul'un kendi gerçekliği içerisinde bir film olmuş işte, o toplu kalan afrikalılar, hapse girip çıkmış, getir götür yapan hayat ona hep kelek yapmış yırtık bir adam ve kendi dediği gibi klişe olsa da doktorla evlenmiş ama mutsuz bir hemşire, gayet de gerçekçi ve inandırıcı.
104 entry daha
hesabın var mı? giriş yap